Bunu da ‘Tanıtıcı Reklam’ adı altında öğrenmiş olduk; Ariel yıkıyormuş! Hayli zengin gardrobu olan dizimizin temizliğini bu marka yapıyorsa evmizde de rahatlıkla kullanabiliriz.
Tabii hemen bir soru aklıma geliyor: “Bu tanıtıcı reklamla bildiğimiz reklam arasında ne fark var?” Acaba bizim bildiğimiz reklam, ürün tanıtmıyor mu? Bir soru daha; “Bu durumda her dizinin bir de reklamı olabilir mi?” Acun’un vardı ‘Yetenek Sizsiniz’de, hatta kafam karışıyordu. Yarışma devam ederken birden, aynı salonda ve aynı formatta gazoz reklamı yapıyordu. Ben de program devam ediyor zannediyordum.
BİHTER ÇOCUĞU ALDIRDI
Son bölümde, Bihter bebeğini aldırdı. Kaç hafta sürdü tantanası? Ben unuttum. Ama belliydi. Şimdi Nihal girdi devreye. Valla ben ondan da bir çocuk bekliyorum. Bu arada yeni avımız Çetin Bey. Olgun, zengin, yakışıklı ve de biraz saf. Çetin Bey; “Neyi bekliyoruz evlenelim” telaşında. Firdevs Hanım bu, öyle kolay olur mu? Ama Çetin Bey karakteri tam oturmuş. Romanın sonunda Bihter intihar ediyor. Bakalım kitaba uyacaklar mı?
ADNAN BEY ÇOK İYİ BİR KAPİTALİST!
Vallahi sonunda bu da oldu. NTV’de ‘Günlerin Getiridği ‘ programına katılmayı bekleyen aktivist Defne Koryürek’e CNN Türk’ten Cüneyt Özdemir bağlanıp programına aldı. Konu lüfer boykotu. Koryürek bunu anlatmak üzere NTV’ye gitmiş ve sırasını bekliyordu. O sırada Cüneyt Özdemir, Koryürek’ü kendi programına bağlattı.
Ve üstüne üstlük bir de ‘Günlerin Getirdiği’ programının sunucuları Mirgün Cabas ve Hakkı Devrim’e selamlarını yolladı. Tabii ortada bir sorun yok. Yani kimse kimseye “Benim konuğumu çaldın” dememiştir. Ama Cüneyt Özdemir de ifade etti, “Böylece bir ilki gerçekleştirdik’ diye!
1996’IN RÖVANŞI!
Antalya - Trabzonspor maçını anlatan spiker maçın ortalarında bir konudan bahsetti. 1996 yılı 5 Mayıs’ında Trabzonspor, Fenerbahçe’ye yenilip şampiyonluktan olmuş. Ve Ziraat Türkiye Kupası finali de 5 Mayıs’ta oynanacak. Daha maç bir sıfır gidiyor. Yani sanki içine doğdu. Ve Trabzonspor kendi sahasındaki skor avantajı ile finale çıktı. Şimdi 5 Mayıs’ta, 1996 yılında yaşanılan yenilginin rövanşı oynanacak. Enteresan değil mi?
Show TV’nin yeni dizisi ‘Türk Malı’nda bir durağanlık var. Mesela Binnur Kaya ‘Avrupa Yakası’nda döktürürken burada başrol oyunculuğunu kaldıramıyor. Aslında sorun ondan değil de galiba, senaryodan kaynaklanıyor. Abartı had safhada diyaloglarda. Safak Sezer bugünlerde pek revaçta olmasına karşın dedim ya belki de senaryonun azizliğine uğruyor, performansı arada kaynıyor. Yani bakınca iki ‘doğru’ isim bir arada, ama ‘doğru’ dizide değil. Bir yerde seni yakalıyor, sonra baymaya başlıyor. Kanalın renklerinden mi? Ya da dublajdan mı? Mesela Kanal D’nin dizilerinin izlenmesinde kanalın rengi , yayın kalitesi vs. önemli.
‘EZEL’ DÜŞÜŞTE
Çünkü öykü birden o kadar açıldı ki şimdi toparlamak zorlaştı. Tek düzelik girdi. Belki de senaristin geçirdiği ağır hastalık sonrası toparlanmasını beklemek lazım. Son bölümde Ramiz Dayı’nın bildik sözleri, diğer rollerin kaldıkları yerden sanki ‘işte olaylarımız budur’ resmi geçidi vardı. Tefo, Kerpeten, Eyşan... Bildik rollerine devam ettiler.
Dizilerde şiir modası devam ediyor. ‘Adanalı’ dizisinin 59’uncu bölümünde; Oktay Kaynarca Nazım Hikmet’in ‘Yaşamaya Dair’ şiirini okudu. Adanalı, Nazlı’yı yakalayıp istemediği biriyle evlendirmek isteyen ağabeyinin isminin Nazım olduğunu öğreniyor.
Bunun üzerine Nazım Hikmet’i çok sevdiğini dile getirip şairin ‘Yaşamaya Dair’ adlı şiirinden alıntı yapıyor. Kaynarca, tiyatrocu adam. Ses tonu, diksiyonu güzel. Etkili olmuştur. Nazım Hikmet’in hiç aklına gelir miydi. Günün birinde çok izlenen bir dizide şiirlerinin okunacağını, o kitaplarının yakıldığı yılların ardından!
REHBERİMKÜLTÜR BAŞKENTİ’NDEN SON HABERLER
İstanbul 2010 Kültür Başkenti. Haberimiz var mı neler oluyor? Şu kültür başkentinin içinde yaşayan bizler ne kadar tanıyoruz kentimizi. Candaş Tolga Işık ‘Bunu Konuşalım’da Kültür Bakanı’mız ve de tabii ki Turizm Bakanı’mız da oluyorlar kendileri, Ertuğrul Günay’ı konuk alıyor. Böyle de garip bakanlıktır aslında. Ulaştırma Bakanlığı gibi. Hem yola bakar hem iletişime. Bu da hem kültüre hem turizme. Ve de onun için de bir numara olmaz. Kolay mı bir bakanın hem kültür hem de turizmden sorumlu olması. Fransa’da bir Kültür Bakanı vardı Jack Lang. Adam turizme hiç
ABD’de televizyon yarışları bir başka. Özellikle haber kanalları arasındaki. CNN ve Fox şu sıralar ‘şovmenleri’ ile büyük bir yarış içinde. “Ne kadar muhalifsen o kadar izleniyorsun” mantığı geçerli. Nielsen Medai Research’ün yaptığı araştırma bunun son kanıtı. CNN’in yıldızı Larry King 1981 yılından beri ilk defa bu kadar büyük bir düşüş kaydetmiş. Ortalama 1 milyon izleyiciden 700 binlere inmiş.
Larry King artık eski formunda değil. Sorun daha saldırgan, daha hareketli ve daha ‘muhafazakar’ olmaktan kaynaklanıyor. CNN’de Anderson Cooper agresif hali ile yavaş yavaş King’in koltuna oturmaya başladı bile.
Gelelim muhafazakarlık işine. Obama’yı topa tutmak acayip prim yaptırıyor. Bu işi de Fox ‘başarıyla’ yapıyor. Sean Hannity 2,5 milyon izleyici çekiyormuş. Glenn Beck şovları ise ‘muhafazakarlığın dibine vura vura’ yüzde 50 izlenme paylarını yakalıyor. “Muhafazakarlık geçerli” derken aslında çarpıcı da bir örnek geliyor. Kabloda yayında olan yani ulusal olmayan msnbc kanalında Rachhel Maddow, 900 binlerde bir rakama oranına erişmiş bulunuyor. Kim Obama’ya fena çakarsa o izleniyor. Yani, CNN bu haliyle bu devrin te-levizyon kanalı olmuyor!
TRT GENEL MÜDÜRÜ OKUYABİLİR!
Bu
Durum aynen böyle. Fazlası var, eksiği yok. Olay Habertürk’te ‘Basın Kulübü’nde geçti. Televizyonların haşin öğretim görevlisi Doç Dr. Ümit Kabasakal ile Prof. Doğu Ergil arasında. Kabasakal, moda değimi ile ulusalcı. Hocamız yine moda değimi ile liberal. Galatasaray Üniversitesi’nde öğrencilerinden dört kişi Doğu Ergil hocaya gitmişler. Ve Ümit hocayı ‘şikayet’ etmişler. ‘Yeterince çağdaş bulmuyorlarmış seni’ dedi Doğu Ergil. Randevulu gitmiş öğrenciler. Ümit hocamız bunun ekranda anlatılmasının ‘şık’ olmadığını söyledi. Dedikodu buna denir herhalde. Ekranda böylece öğrendik ki, Galatasaray Üniversitesi’nden bazı öğrenciler Ümit hocayı sevmiyorlar ve şikayet mercii olarak ta Doğu hocayı görüyorlar. Ben aslında o öğrencileri merak ettim. Yakında misilleme yapar mı Ümit hoca onu bilemem! Leman’a kapak konusu!
PERŞEMBE DOĞMUŞ ADI CUMA!
‘Cuma’ya Kalsa’ Kanal D’nin yeni dizisi. Haluk Bilginer nam-ı diğer Cuma. Fragmanları dönüyor. Bir espri kopardı beni! ‘Perşembe doğmuş adı Cuma’... Sonra bir kahkaha... Ne espri ama. Diziyi dört gözle bekliyorum.
ÇETE BİR YAKALIYOR BİR KAÇIRIYOR
1960’lı yıllarda, İstanbul nüfusunun artmasıyla birlikte Denizcilik Bankası tarafından (Bugünkü Denizcilik İşletmeleri) ulaşımı rahatlatmak üzere; İskoçya’nın Glasgow kentinde bulunan Govan-Fairfields tersanesinde inşa edilmek üzere dokuz adet, 2100 kişilik vapur alınmasına karar verildi.
‘İnkılap ve Dokuz Kardeş’ Belgeseli, 1960 yılından 2004 yılına kadar, İstanbul’un mavi sularında boy gösteren buharlı vapurların serüvenini anlatıyor. Son Buharlı vapurları. Başta İnkılap olmak üzere, Ali İhsan Kalmaz, Turan Emeksiz, Harbiye, Kanlıca, Kuzguncuk, Anadolu Kavağı, Pendik, Ataköy vapurlarının farklı farklı sonlanan hikayelerini.
“Bu vapurlar bizim vatanımız gibiydi” diyen kaptanından, ateşçisinden, kamarotundan, yolcusuna, boğazın ve İstanbul’un sevdalılarının, kadim dostlukların ve efsane aşkların mekanı olmuş son vapurlar, İnkılap ve Dokuz Kardeş’te anlatılıyor. (iZ TV /21.20)
ŞARKIDA FELEK ALEMİ
Her hafta farklı bir makamın ezgilerini sunan ‘Gönül Makamı’ programı sizi bu hafta yeni bir aleme konuk ediyor. Bu alemin ismi ‘Felek’. Savaş Ş. Barkçin sunumundaki programa Murat Salim Tokaç ney ve tamburuyla, Ahmed Şahin, Murat Irkılata ve Mehmet Kemiksiz sesleriyle, Emre
Ezel’in senaristlerinden Kerem Deren’in beyin kanaması geçirmesi, diziyi tabii ki etkiledi. Bu arada yeri gelmişken Sayın Kerem Deren’e gerçekten büyük geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Atv’nin tanıtımlarında gördüm, ‘Ezel’in yeni bölümü bu pazartesi ekrana geliyor. Hayranlarına önceden duyuralım dedim.
TEOMAN İŞİNİ BİLİYOR
Brezilya’da bir video çekti. Sonra ‘Ben bunu internetten yayınlayayım, RTÜK nasıl olsa yasaklar’ diyerek bir pazarlama harikası gerçekleştirdi. Bir ürün nasıl pazarlanır, hangi açılardan bakmak gerekir v.s. gibi alın bunu okullarda pazarlama öğrencilerine anlatın, öyle bir olay. NTV’de Can Dündar ve CNN Türk’te Cüneyt Özdemir’e aynı akşam çıktı. Hani her tarafı erotik olsa bilmem yani, kısım kısım gösterdiler işte, Brezilyalı kızlar oynuyor. Zaten onlar üstüne para verip oynarlar hele bir de ‘klip çekecem’ dedin mi. Neyse, ‘Ruhum Şarışın’ parçası da yeni değilmiş. Şimdi bu klip sayesinde albümü de ilgi alanı haline getirdi. Zeka buna denir. Biz de hala ikinci klibi çekeceğiz.
Cüneyt Özdemir twitter meraklısı. Valla benim elim gitmedi bugüne kadar. Teoman’da girmemiş. Konuşurken meğer Nazlı Ilıcak’ın oğlu Mehmet Ali Ilıcak not yazmış. ‘Rockçılar’la başbakan