Yeni RTÜK Yasası kabul edilirse haberlerin (ki TRT de dahil oldu bu kadroya) altındaki film (!) müzikleri kalkıyor. Sadece doğal sesler yer alabilecek. Yani o ‘daaan haber geliyor’ stresinden kurturalacağız. Ama bir de şöyle bir şey var; bizim de kulaklarımız alıştı. Ben ki burada defalarca eleştirdim. Evet abartanlar oluyor, dibine vuruyorlar olayın ama biz de haberleri böyle film seyreder gibi seyretmeye alışmadık mı?
Bu durumda iş haber sunanlara düşüyor. Habere ilgi çekmek için müzik kalkarsa, ekranda rol kesmek gerekebilir. Hüzünlü bir haber için gözyaşı dökmek mesela. Ya da fokların gösteri haberini onların taklidini yaparak sunmak! Bakın görürsünüz, söylemişti dersiniz!
‘AŞK BİR HAYAL’ OLMUYOR
Dizinin bölümünde aklımda kalan bir gürültü bir patırdı. Vuran vurana, vurulan vurulana. O yerde arkada ağıt soundu bitmedi bütün gece. Ne bunalımmış! Aşkın hayal edilecek bir tarafı kalmadı. Sürekli yerde yatan birileri. Ne diyeyim, demek millet böylesini seviyor!
O SÖZLERİ ARIKAN SÖYLEMEDİ
Geçtiğimiz hafta Erdoğan Arıkan’ın söylediği iddia edilen “Fenerbahçeliler stadı boşaltıyor ama keşke kalsalardı.. En azından kupayı görürlerdi!” sözleri ortalığı karıştırdı.
NTV’nin ‘Hayat’ belgeselini izleyenler birden ‘Ezel’leşti. Çünkü belgeselin seslendirmesini Tuncel Kurtiz, nam- ı diğer Ramiz Dayı yapıyordu. ‘Yeğen’ yerini ‘antiloplar, su aygırlarına bırakmıştı. Ama o ses tonu, o vurgu sanki ‘Ezel’in hayvanlar aleminde bir gezintisi gibiydi! İnsan ister istemez kaptırıyor.
Ve aslında maalesef yabancılaşıyor da.
KÜRŞAT BAŞAR’IN YEMEK MASASI
Bir ‘Yemekteyiz’ var, bir de ‘Sofradayız’. Sofra kısmı Kürşat Başar’a ait. Kanaltürk’te başladı, CNN Türk sonrasında şimdi Fox’ta. Masayı kurmuş, konuklar çevrede. Ama ben diyorum ki o Kanaltürk’teki hava yok. CNN’de yemekhane gibiydi. Burada biraz böyle tarikat ayininde buluşmuşlar gibi. Birazdan kurban seçilecek filan gibi bir hava.
İnanın nasıl bir başlık atayım diye düşünürken elim böyle bir cümleye gitti. ‘Aşk ve Ceza’da şimdi babası Çiçek’i vuruyor. Yasemin onu ziyarete gidiyor. Savaş’ın ailesi, Kürt açılım şeklinde. Ama Çiçek ile Yasemin’in ilişkisi bir Fransız filmi tadında; tam Avrupa Birliği standartlarında. Birbirlerini anlıyorlar. Ama daha boşanma yok. Olsun herkes mutlu ve mesut. Bir tek Savaş’ın hanımağa annesi mutsuz. O da işin tuzu biberi!
BİR DİZİ BÖYLE HARCANIR
ATV’DE iki iddialı dizi arka arkaya ekrana geliyor. ‘Aşk ve Ceza’ bitiyor, ardından ‘Kapalıçarşı’nın yeni bölümü başlıyor. Saat 23.20... Yazık değil mi? Günde iki dizi... ‘Aşk ve Ceza’ yeter aslında o gün için. Zaten kafayı yoruyor. Bir de ardından ‘Kapalıçarşı’ geliyor. Saat 01.00’e geliyordu. İzleyecek gücüm kalmadı. Hani Beyoğlu’nda Rüya Sineması vardı. ‘İki film birden’ yapardı. Televizyonumuz da bu hale düştü. Dizi böyle harcanır işte!
REHBERİM
HEM GÜZEL, HEM ANNE!
“Sadece güzelliğiyle değil kıskanılan aile hayatıyla da dikkat çeken, iki çocuk annesi Demet Kutluay.” İşte bu cümle beni öldürdü. Yok böyle bir şey. Yorum yapmaya hele hiç gerek yok. Cümlenin kendisi olayı anlatıyor. Bu özellikleri ile Demet Hanım’ı merak edenler,
Oluyor böyle şeyler. Cüneyt Özdemir yaşadı. Ünlü ressam Fernando Botero İstanbul’da. Esma Sultan Yalısı’nda bir yemek verilmiş onuruna. Cüneyt de onu çok seviyor, canlı yayına katılmaya ikna etmiş. Ama Botero canlı yayında kulağına kulaklığı almış ses gelmiyor. Valla yemek güzel ben oraya gidiyorum demiş anlaşılan. Cüneyt Özdemir kaldı öyle. Botero haklı. Kimbilir ne güzel hatunlar vardır, ne güzel ilgi vardır, bi de şarap filan ehh ‘BeşNBirK’yı ne yapsın yani! Botero’nun şişman kadın resimlerini izledik biz de. Tinto Bras aklıma geldi büyük popolu kadınları ile.
Star’da bu akşam ‘Koruyucu’ adlı film var. Bununla ilgili hani bu yaşanılanları yaşayan birinin yorumu ilgimi çekti; “Ben bir arama kurtarmacıyım. Filmdeki cesaret, inanç ve gayretli çalışma harkulade ele alınmış. Bence her kurtarmacının seyretmesi ve ders alması gereken bir film” demiş. Bir de işte oyuncu, çekim vs. dışında bu açıdan bakan bir yorum. Gerisi size kalmış (Star /22.30)
CUMA’YA KALSA EKİBİ CANLI YAYINDA
Kanal D’nin sitcomunu ekibi Yüksel Aytuğ’un ‘Medyatik’ programında. Haluk Bilginer, İnci Türkay, Aysun Kayacı ve Ümit Erdim. İzledim. Daha tam randıman yok. Haluk Bilginer önde mi ya da diğer roller tam
‘Telegol’ gerçekten geyiklerin kralı olduğunu bu yıl da ispat etmiş. Gökmen Özdenak, “Bursa şampiyon olmasın diye Keita gol kaçırmış”demiş. Ertesi gece de (pazar) “Şaka yaptım” dedi. Öyle deyince ortalık karıştı.
Bu programın ciddiyeti hakkında konuşmalar yapıldı. Gökmen Bey aslında bu programın formatına uygun konuşmalar yaptı.
Yani neden kızdılar anlamadım. Bunlar olacak ki program izlensin. Biraz çizme aşıldı da, o kadar da olacak.
PROGRAM 20.30 YOKSA 20.39 MU? ‘Stadyum’ bir izleyici eleştirmiş, “20.30 diyorsunuz 20.39’da başlıyorsunuz.” Erdoğan Arıkan program başlarken söyledi. Haklı bir eleştiri olduğunu vurguladı. Bu izleyicimiz Türkiye’de televizyon izlemiyor anlaşılan. ‘Stadyum’ Türkiye şartlarında zamanına sadık başlayan ender programlardan biridir. Yani şöyle de denebilir; eh dokuz dakika bekleyin bir şey olmaz!
AÇILIMA DEVAM
Star, bu sezon yarışmalara ağırlık verdi. Verdi vermsine de istediği sonucu aldı diyebilir miyiz? Bu akşam ‘Extra Extra Small’ Ebru Cündübeyoğlu’nun sunumu ile ekrana geliyor. Geçen hafta en çok izlenen 100 program listesinde 15’inci olmuş. Reyting (izlenme oranı) ve share de (izlenme payı) düşük. Yani bu hali ile ‘Extra Extra Small’ ne kadar devam eder bilemem. (20.00)
DURUMA GÖRE ‘KORKMAK’
CNBC-E’NİN ‘Suare Gerilim Filmleri’ kuşağında ‘Dehşet Odası’ var. Kimi çok korkmuş, kimi “idare eder” diyor, kimi “Fena değil ,ama hiç korkmadım” yorumunu yapmış (sinemalar.com). Bence bu üç görüşü bir araya getirip ona göre izleyin. En azından korku ve gerilim filmi isteyenler için gecenin en dikkat çekici filmi. (22.00)
Gökmen Karadağ’ın yönettiği, Haluk Şahin, Nazlı Ilıcak ve Candaş Tolga Işık’ın sürekli yorumcu olduğu ‘8.Gün’ saat 23.15’te Taksim Meydanı’ndan canlı yayınla TV8’de. Pek çok konu konuşulacak. Bunların arasında benim ilgimi çeken ‘1 Mayıs Marşı aslında ne için bestelendi?’ sorusu oldu. Sarper Özsan tarafından bestelenen marşın Costa Gavras’ın ‘Z’ adlı, 1969 yapımı filmine Mikis Theodorakis’in bestelediği bir şarkıdan esinlendiği iddiası ortaya atılmıştı. Sonra marş Kıraç’ın Fenerbahçe’nin 100. yılı için bestelediği parçada da gündeme gelmişti. 1 Mayıs’a ait bilimum sorular var programda. Bakalım Taksim Meydanı’nda daha neler konuşulacak?
YENER ALBÜM TANITIM TURLARINDA
Hande Yener, ‘Hande’ye Neler Oluyor?’ ve ‘Sopa’ şarkısına çektiği videosuyla ilgili MTV Türkiye’ye açıklamalar yaptı. Şarkıcı yeni albümünde aslında, ‘Hipnoz’da yakaladığı elektronik müzik olayına devam etmiş. Klasik bir Hande Yener albümü, hayranları bildik sound’la yapılan şarkıları sanki diğer albümlerin devamı gibi dinleyecektir. Pop müzikte kendine özgü söz, altyapı ve ses olayını yakaladığı bir gerçek. Yener ‘Artist Spot’ta. (12.00)
SAZIN ÜSTADI ANILIYOR
‘Aşk ile’ programı, müzisyen, yorumcu Gülay’ı ve Türk
Evet, bir ilk yaşanıyor. Televizyonlarımızda 45 dakikalık bir dizimiz, çok izlenen kanalımızda ikinci bölümünde; ‘Cuma’ya Kalsa’. Dizi tam 45 dakika. Ve izleniyor. Yani aslında millet bu ciklet gibi uzayan dizilerden bıktı. İsmail Cem Televizyon Ödülleri’nde ‘En İyi Senaryo’ ödülünü vermek üzere sahneye gelen Abdullah Oğuz da söyledi: “80 dakikalık dizilere son.” Evet dramalar 60 dakikada her şey içinde bitmeli. Bir ilk Kanal D’de yaşandı. Umarım bu bir başlangıç olur. Hele bir de özet diye başlayıp ‘yeni bölüm’ diye biten bir olay var ki...
ULUSALCI VE LİBERAL GAZETECİ PROGRAMLARI PEK REVAÇTA
Evet böyle bir yeni akım var. En son örneği Ses TV’de yer alacak. CNN TÜRK’te ‘Medya Mahallesi’nde Ayşenur Arslan açıkladı. Hulki Cevizoğlu ile Şamil Tayyar, Ses TV’de 26 Mayıs’ta yeni bir programa başlıyor: ‘Düşünce Fırtınası’
Bu televizyon kimin? Melih Gökçek’in oğlu Osman Gökçek’in. Ve bizzat kendisi bu ikilinin bu kanalda program yapmasını istemiş.
Bu ‘ulusal - liberal’ olayı en son somut örneği Kanaltürk’te yaşanıyor. Ümit Özdağ, Fikri Akyüz, Rasim Ozan Kütahyalı, Ümit Zileli ‘Ters Cephe’de bir araya geliyor. Bu programların sonucu ne oluyor? Bağırış çağırış. Neden bu isimler