Sina Koloğlu

Kanallarımızın yılbaşı kartları yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Gecenin rekabeti şu sıralarda gördüğüm kadarı ile Kanal D ile Show TV arasında yaşanacak. Show TV, ‘Var mısın? Yok musun? Yılbaşı Özel’i yapıyor. Ardından da ‘Show Gazinosu’nu yayına sokuyor.
Kanal D ise flaş dizisi ‘Geniş Aile’nin yılbaşı özel bölümünü hazırlıyor. Ve ‘Çok Güzel Hareketler Bunlar’ da özel bölümü ile yılbaşı gecesinin en iddialı yapımlarından biri olmaya aday.


BİZİM KEMAL YANMIŞ Kİ NE YANMIŞ!
‘Hanımın Çiftliği’nde şoför Kemal tam ters köşe oldu. Şimdi Halide Hanım ile piknik yerleri, orman gezintileri, parklar bahçeler şeklinde dolaşırken, Güllü bunu hazmedemiyor. Kemal’in asıl derdi tabii ki Güllü. Son bölümde arabanın vantilatör kayışı kopunca hafif bir halvet durumu yeniden oluştu, Kemal’le Halide Hanım arasında. Kadın genç güzel, canı da sıkılıyor. Aslan gibi şoför. Bu üçgen içinde Muzaffer Bey kendi derdinde. ‘Balayı Paris’ sendromu tutuyor yine.
Eh Güllü de bunu fırsat bilip şöyle zekice (!) bir oyun oynuyor; Kemal’i “Seninle gacacam” diye gaza getiriyor, tren istasyonuna gitmesini sağlıyor. Tam Kemal Güllü’yü görüp heveslenirken birden arkadan Muzaffer Bey çıkıyor karşısına. “Senin ne

Osman Sınav’la geçen gün yazdığım ‘Sakarya- Fırat’ dizisi üzerine konuştuk. Küpeli Necla karakteriyle ilgili sitelerinde yer alan yazının bir ‘cast çalışması’ olduğunu ve aslında orada yer almaması gerektiğini söyledi. Dizinin tanıtımı için yapılan ön hazırlık metniymiş. ‘Nefes’ filminden sonra en uzun soluklu çatışma sahnesinin bu dizide olduğunu söyledi. “20 dakika çatışma sahnesi vardı. Bunu Türkiye’de yapacak bir ekip yok” dedi. ‘Nefes’ filminin hakkını teslim etti. Zaten örnek olarak bu filmi verdi. Dizideki ‘ağa’ karakterinin diğer dizilerdeki ağalardan farklı olduğunu vurguladı. Osman Sınav ona “Terör Ağası” diyor. Bir kızı dağda bir kızı evde ağanın. Bir örgüt geliyor, bir asker geliyor eve.



Ceren Hindistan ‘Sakarya-Fırat’ dizisinde ablası dağa çıkan bir genç kızı oynuyor.

NTV’DE ‘Günlerin Getirdiği’ programına katılan ‘Ezel’ dizisinin senaristleri Kerem Deren ve Pınar Bulut, “Senaryo sondan başa gider. Onun için dizinin sonunu biliyoruz” dedi. İlk defa izledim kendilerini. Özellikle Kerem Bey, ‘Dünyaları ben yarattım, ne kadar yaratıcıyım’ havalarında. İzlerken böyle bir hisse kapılmışım, notlarımı düzenlerken böyle yazmışım. Demek var bir nedeni. Bu arada şimdilik, dizinin senaryosu gayet akıllı gidiyor. İşlerini biliyorlar. Bunu belirterek ne kadar tarafsız olduğumu anlatmak istedim!


DİZİNİN İKİ SEZON SENARYOSU HAZIR
‘Monte Kristo Kontu’ romanından apartıldığı iddiaları çıkmıştı ‘Ezel’ için. Bunu bulanı tebrik ederim! Yahu hangi dizi böyle değil? Kont yaşasaydı “Valla çocuklar iyi gidiyor, yazmaya devam edin” derdi! Yazarlarımızın roman uyarlaması dizileri ne halde? Uyarlaya uyarlaya üç kitap daha yazdı senaristler.
Neyse şimdi ‘Ezel’in iki sezon senaryosu hazırmış. Bu ABD’de dört sezon eder. Sen her hafta 90 dakika dizi yazdırırsan vallahi iki sezon gene de muhteşem bir rakam.

YERLİ ‘LOVE STORY’ BAŞLADI

Daha dün yazdım ‘Günde bir dizi yeter’ diye. Ve en çok dizisi olan kanal ATV bir dizisinin finalini bu cumartesi yapıyor; ‘Es- Es’. Eskişehir’de okuyan bir grup gencin macerasını anlatan dizi cumartesi günü son bölümüyle ekrana gelecek.
Adını vermeyeyim bir dizinin daha bitme aşamasına geldiğini hissediyorum. Umarım kanallar gerçekten akıllanır ve bu aslında parya gibi çalışan dizi sektörüne de yarar.


BERLUSCONİ MURDOCH’ı İTALYA’DAN SİLMEK İSTİYOR
Berlusconi ile Murdoch arasında iki yıldır bir kapışma var. Başbakan Berlusconi, Murdoch’un Sky İtalia kanalıyla uğraşıyor. Önce Mediaset kapsamındaki kanallarda Sky İtalia’nın reklamlarını yayınlamama kararı aldılar. Ardından, RAİ’nin de içinde bulunduğu Mediaset içindeki kanallardan oluşan uyduda parasız bir platform projesine giriştiler. Şifreli kanala abone olanların ödemelerdeki vergilerini yükselttiler. Şimdi hükümet, son hamle olarak da şifreli kanalların (tabii ki Murdoch muhatap!) reklam hacimlerinin düşürülmesi yönünde bir proje sundu. Üç yıl içinde kademeli olarak düşürülmesi planlanıyor reklam payının. Hep kendimizi İtalyanlar’a yakın hissetmişizdir!

CAN BİLMECESİ ÇÖZÜLÜYOR

TRT’nin yeni dizisi ‘Sakarya Fırat’ bir nevi ‘kanayan yara’ dizisi. Terör örgütünün başında bir kadın var; Küpeli Necla. Bu rolü kim oynuyor? Gerçek Sağlar. Fikri Sağlar’ın kızı. Bu role çok iyi gitmiş. Karakterin, dizinin resmi sitesindeki tanıtımı ilgimi (!) çekti. O meşhur cümleye gelmeden özetleyeyim; Necla’nın sevdiği genç, askerler tarafından öldürülüyor. Kendisi dağa çıkıyor. Sevdiğini vuran merminin çekirdeğini de kulağına küpe yapıyor. Ve işte o tanımlama: “Necla’nın yapısı da gerilla olmaya uygundur: Ruh hali içe kapalı ve kıyıcı, vücudu yapılı ve muntazam, tam bir psikopat.” Nasıl bir tanımlamadır bu? Gerilla olmaya müsait yapı. Dağa çıkanları görüyoruz, hiç de yapılı filan değiller yani! Ruh hali içe kapalı, aynı zamanda yapılı, muntazam ve de psikopat... Yani Necla’da yok yok!

ÖZEL HAREKATA GÖNDERME
Bir zamanlar Özel Harekat ne çok konuşulurdu. Şimdi ses seda yok. O defterler kapandı herhalde! Ama bunu ucundan biraz açan bir dizimiz oldu; ‘Arka Sokaklar’. Mesut zaten ‘Özel Harekatçı’ydı. Son bölümde ‘terör örgütü’nün bir listesi olduğu ve geçmişiyle hesaplaşma yaptığı ortaya çıktı. Başkomiser İlhan öldürüldü. Mesut; “Bizim çocukların haberi olmuştur” demeye kalmadı,

Fox’un ‘Arka Sıradakiler’ dizisinde her hafta Kemal Öğretmen, öğrencilere ‘bilgilendirici’ nutuklar atıyor. Aslında onlara değil dizi vasıtasıyla ekran başındakilere de bu mesajlar yollanmış oluyor. Bu hafta denk geldiğim bölümde, öğretmenimizin anlattığı konular içinde Naziler, Yahudiler, Filistinliler değişik tarih zamanlarından bugünlere taşındı. Bu arada Einstein da anıldı. Naziler’in iktidara gelmesi sonucu ırkçılığın artmasından rahatsız olup bu ülkeden ayrılan Einstein’la ilgili hocamız, tarihe geçecek bir söz söyledi. Bir öğrenci, “Einstein bugün yaşasaydı İsrail’in, Filistin’de yaptıklarını görseydi, ne düşünürdü?” diye sordu. Kemal Öğretmen o davudi sesiyle; “Einstein bugünleri görmeden öldüğü için mutludur” dedi. “Önyargılara önyargılı olmamalı” bir diğer önemli sözüydü öğretmenin. Böyle konuşmaların geçtiği sınıflar mutlaka vardır. Ama sayısının çok olduğunu zannetmiyorum.
Bu anlamda dizinin haytalara da televizyon başında iyi geldiğini düşünüyorum. Diziyi izlerken arada ilaç niyetine bu diyalogları da yutuyorlardır umarım!


“BEN PROFESÖR DEĞİLİM”
Habertürk ‘Teke Tek’ programında Muazzez İlmiye Çığ vardı. Konuya nasıl denir, ‘sündürülen’ bir yerden girildi.

TRT Müzik ile TRT 1, yılbaşında Hülya Avşar konseri yayınlıyor. Yani yılbaşı için, TRT ağır toplarından birinin çekimini gerçekleştirmiş oldu. Ben aslında kanallara bir yılbaşı öneri paketi sunmak istiyordum, tam da bu ana denk geldi çekim yapıldığı haberi. İşte benim kanallarla ilgili yılbaşı senaryolarım:
TRT: Hülya Avşar seçilmese benim önerim Sezen Aksu - Ajda Pekkan olacaktı. Belki onlar da olur. İki sanatçı, TRT Müzik kanalının açılışını birlikte yapmıştı.
KANAL D: En bol malzemesi olan kanal, ama benim kafamda Yaban ve aşkının Yılbaşı Özel Programı yapması var. Bence beklenir.
STAR: Aklıma ‘Papatya’ dizisi geldi. Özellikle Metin Akpınar’dan bir hindi tarifi ağzımızı sulandırmaz mı?
(Bu arada bir dipnot: Star’ın asıl ağır topu İsmail YK olacakmış. Şarkıcı o gece sadece İbrahim Tatlıses’in programında ekrana gelecekmiş.)
SHOW TV: Kesin Acun Ilıcalı ile bir şey yapılmalı. ‘Yetenek Sizsiniz Yılbaşı Özel’ olmaz mı?
ATV: ‘Bir Şarkısın Sen’ bence yılbaşı özel şarkıları ile ses getirir.

Samanyolu Televizyonu’nu bitmeyen Ergenekon soslu ‘Kollama’ dizisinin son bölümünde tanıdık bir simaya rastladım. Giyimi ve kuşamıyla onun ekranda bir benzeri olması mümkün değil. Başında kalpağı, boynunda kırmızı kaşkolu ve gözlükleriyle Yalçın Küçük dizi oyuncusu mu olmuştu yoksa? ‘Kollama’cılar, birebir benzetmiş.


TUNCELİ’Yİ KEŞFETTİK
Tunceli, televizyon pogramlarının gezi, yemek, turistik vs. konularının içinde pek yer almamıştır. Kanaltürk’te ‘Dolu Dolu Anadolu’ programında her yönüyle Tunceli vardı. Yeni keşfettiler. Bu şehir son günlerin en popüler şehri. Tunceli‘yi tanıyanlar buradaki kültür birikimini, sanat merakını iyi bilir. Neyse ki Tunceli’nin de yaşayan, üreten bir şehir olduğunu keşfettik.