Belki de tesadüf bilemiyorum. Bir tartışma programı ve bir dizi yeni yayın dönemine pek tatsız başladı. “Canım Ailem” de Meliha, Cabbar Ağa, Samim’in böyle niye dalaşıp durduklarını anlamadım. Uzadıkça uzadı. Yok Samim ile Meliha önde, baba arkada takip halinde. Hani hiç kaçırma havasına uymayacak karakterdeler. Böyle macera yaşayacak durumda değiller. Bu arada Meliha’nın kabarık meçli saçları da pek olmamış. Hani bir zorlama var. Sanki dizi geçtiğimiz sene bitti gibi geldi. Bakalım açılım nasıl olacak?
Bir tatsız başlangıç da “Tarafsız Bölge” de oldu. “Osmanlı Hanedanı” gibi nereye çekersen oraya giden bir konu ile giriş yaptı Ahmet Hakan. Hani bu kadar sıcak gündemin içinden daha “çarpıcı” bir konu ile başlangıç yapabilirdi. Zaten konu uzadı tarih boyu bir hal aldı...
Tamer Karadağlı pazarlama
Hülya Avşar ses getiren iki ismi seçti ilk programında. Seçti de yani hani oturdum baktım ne diyor, Tamer Karadağlı ve Arzu Balkan diye. Gençlik günleri beraber geçmiş birbirlerini tanıyorlar vs. Ve kendime sordum sonra: “Neden seyrediyorum?”
Ne anlatıyorlar. İlişkiler üzerine çeşitlemeler. Samimi gelmedi bana. Samimiyetleri kendilerine olabilir. Ama “Su samuru” tişörtü, bir nevi
Belki de tesadüf bilemiyorum. Bir tartışma programı ve bir dizi yeni yayın dönemine pek tatsız başladı. “Canım Ailem” de Meliha, Cabbar Ağa, Samim’in böyle niye dalaşıp durduklarını anlamadım. Uzadıkça uzadı. Yok Samim ile Meliha önde, baba arkada takip halinde. Hani hiç kaçırma havasına uymayacak karakterdeler. Böyle macera yaşayacak durumda değiller. Bu arada Meliha’nın kabarık meçli saçları da pek olmamış. Hani bir zorlama var. Sanki dizi geçtiğimiz sene bitti gibi geldi. Bakalım açılım nasıl olacak?
Bir tatsız başlangıç da “Tarafsız Bölge” de oldu. “Osmanlı Hanedanı” gibi nereye çekersen oraya giden bir konu ile giriş yaptı Ahmet Hakan. Hani bu kadar sıcak gündemin içinden daha “çarpıcı” bir konu ile başlangıç yapabilirdi. Zaten konu uzadı tarih boyu bir hal aldı...
Tamer Karadağlı pazarlama
Hülya Avşar ses getiren iki ismi seçti ilk programında. Seçti de yani hani oturdum baktım ne diyor, Tamer Karadağlı ve Arzu Balkan diye. Gençlik günleri beraber geçmiş birbirlerini tanıyorlar vs. Ve kendime sordum sonra: “Neden seyrediyorum?”
Ne anlatıyorlar. İlişkiler üzerine çeşitlemeler. Samimi gelmedi bana. Samimiyetleri kendilerine olabilir. Ama “Su samuru” tişörtü, bir nevi
Ay Yapım’dan bir iyi dizi daha çıktı: “Ezel” Sonuçta konular aynı. Aşk, ihanet vs. Yani dünya üzerinde temalar belli. Hep söylerim, iş senaryoda ve oyuncu kadrosunda bitiyor. Doğru rollere doğru oyuncuları koyunca, senaryo da akıcı ve sürprizleri iyi yakalıyorsa tamamdır. Yalnız yine bir sorun var; pazartesi akşamı yoğunluğu. İnanın, sadece bir “Ezel” sinema filmi gibi. Yani düşünün, her hafta bu kadar uzunlukta bir diziyi. Sonra ATV’deki yeni diziye geçtim “Kapalıçarşı”, akşam yemek sonrası, dört saat. İşim olmasa izlemem yani. Gerçekten büyük bir işkence ve emeğe yazık oluyor.
Ekip çok iyi
“Ezel”in kadrosu çok iyi. Kenan İmirzalıoğlu ve Cansu Dere tam oturmuşlar. Cansu Dere abartısız oynuyor. Yani işini yapıyor. Çok büyük bir yıldız filan değil, ama işini gerçekten iyi yapıyor. Kenan İmirzalıoğlu da uzun bir aradan sonra hiçbir şey olmamış gibi döndü. Konu 1997 ile 2000 yılları arasında gidip gelmelerle başladı. Bu kolay değil. Geçişlerle seyirciyi konuya ısındırmak ve zor bir girişle. Yiğit Özşener, Tunçel Kurtiz, Sedef Avcı ve Salih Kalyon kendi portrelerini o kadar başarılı çiziyorlar ki...
Sevdiği kız Eyşan, en iyi arkadaşı Cengiz ve ağabeyi bildiği Ali, Ömer’e
Ay Yapım’dan bir iyi dizi daha çıktı: “Ezel” Sonuçta konular aynı. Aşk, ihanet vs. Yani dünya üzerinde temalar belli. Hep söylerim, iş senaryoda ve oyuncu kadrosunda bitiyor. Doğru rollere doğru oyuncuları koyunca, senaryo da akıcı ve sürprizleri iyi yakalıyorsa tamamdır. Yalnız yine bir sorun var; pazartesi akşamı yoğunluğu. İnanın, sadece bir “Ezel” sinema filmi gibi. Yani düşünün, her hafta bu kadar uzunlukta bir diziyi. Sonra ATV’deki yeni diziye geçtim “Kapalıçarşı”, akşam yemek sonrası, dört saat. İşim olmasa izlemem yani. Gerçekten büyük bir işkence ve emeğe yazık oluyor.
Ekip çok iyi
“Ezel”in kadrosu çok iyi. Kenan İmirzalıoğlu ve Cansu Dere tam oturmuşlar. Cansu Dere abartısız oynuyor. Yani işini yapıyor. Çok büyük bir yıldız filan değil, ama işini gerçekten iyi yapıyor. Kenan İmirzalıoğlu da uzun bir aradan sonra hiçbir şey olmamış gibi döndü. Konu 1997 ile 2000 yılları arasında gidip gelmelerle başladı. Bu kolay değil. Geçişlerle seyirciyi konuya ısındırmak ve zor bir girişle. Yiğit Özşener, Tunçel Kurtiz, Sedef Avcı ve Salih Kalyon kendi portrelerini o kadar başarılı çiziyorlar ki...
Sevdiği kız Eyşan, en iyi arkadaşı Cengiz ve ağabeyi bildiği Ali, Ömer’e
Televizyonların en büyük eksikliği komedi şov programları. Ya da esprileri ile yetersiz olan yapımlar. Bir kere bütün “komik unsurlar” siyasi hicivden yoksun. Şöyle sıralayalım: Geçen yılın en flaş iki programı “Komedi Dükkânı” ve “Çok Güzel Hareketler Bunlar”... Zaman zaman “iyi espri”yi yakalıyorlar. Ama bir yerden sonra “aman fazla ileri gitmeyelim” mantığı ile sıradanlaşıyorlar.
Yine Levent Kırca kaldı
Komedyen, bu şovu yapan yine tek isim Levent Kırca. Yani dönüp dolaşıp olan bu. Ata Demirer “Korsan TV” ile ünlendi ve sonra bıraktı. Şahan Gökbakar keza öyle.
Son olarak bu alanda Yavuz Seçkin bir adım attı. Hatta geçenlerde “Comedya”nın eski bölümlerini izledim. Yani şöyle bir şey var; tam hani esprileri oturturken bitiyor ya da bitiriyorlar. Aslında galiba bu zor iş, şöhreti yakaladık hemen “stand up” başlasın diyorlar. Ekranı dizi hegemonyasından kurtarmak adına “komik adamlar” şart. Ama galiba bu gerçekten zor ya da televizyonlar buna yanaşmıyor.
Kanal D ve TV8
En çok bu alanda hareketli kanal Kanal D. Sürekli deniyor. “Kocakafalar” vardı, olmadı. “Haneler”i yazın koydu ve ısrar ediyor. “Çok Güzel Hareketler Bunlar” mesela yine Kanal D’nin bir şekilde keşfi oldu.
Televizyonların en büyük eksikliği komedi şov programları. Ya da esprileri ile yetersiz olan yapımlar. Bir kere bütün “komik unsurlar” siyasi hicivden yoksun. Şöyle sıralayalım: Geçen yılın en flaş iki programı “Komedi Dükkânı” ve “Çok Güzel Hareketler Bunlar”... Zaman zaman “iyi espri”yi yakalıyorlar. Ama bir yerden sonra “aman fazla ileri gitmeyelim” mantığı ile sıradanlaşıyorlar.
Yine Levent Kırca kaldı
Komedyen, bu şovu yapan yine tek isim Levent Kırca. Yani dönüp dolaşıp olan bu. Ata Demirer “Korsan TV” ile ünlendi ve sonra bıraktı. Şahan Gökbakar keza öyle.
Son olarak bu alanda Yavuz Seçkin bir adım attı. Hatta geçenlerde “Comedya”nın eski bölümlerini izledim. Yani şöyle bir şey var; tam hani esprileri oturturken bitiyor ya da bitiriyorlar. Aslında galiba bu zor iş, şöhreti yakaladık hemen “stand up” başlasın diyorlar. Ekranı dizi hegemonyasından kurtarmak adına “komik adamlar” şart. Ama galiba bu gerçekten zor ya da televizyonlar buna yanaşmıyor.
Kanal D ve TV8
En çok bu alanda hareketli kanal Kanal D. Sürekli deniyor. “Kocakafalar” vardı, olmadı. “Haneler”i yazın koydu ve ısrar ediyor. “Çok Güzel Hareketler Bunlar” mesela yine Kanal D’nin bir şekilde keşfi oldu.
Bugün TV’nin deneyimli polis muhabiri Ömer Çağlak canlı yayında bir itirafta bulundu. Cem Gariboğlu’nun saklandığı ev Çağlak’ın yan tarafındaymış. O siteye yakın oturuyormuş. “Katil zanlısı meğer yakınımdaymış” diye hayıflandı Çağlak. Tabii büyük olay olurdu. Spiker kendisini şöyle teselli etti; “Ne kadar iyi saklandığını siz düşünün”. Yani “Ömer Çağlak’ın bile gözünden kaçtıysa...” demeye getirdi.
En önemli koreograf kimmiş?
“Popstar Alaturka”nın bu haftaki bölümünde öğrendik kim olduğunu... Gülben Ergen açıkladı; “Türkiye’nin en önemli koreografı”nın eşi Mustafa Erdoğan olduğunu... “Önemli” ile “en önemli” arasında dağlar kadar fark vardır. Bilmem bu yazıyı gören, konusunda uzman isimler ne diyecek? Bu arada Armağan Çağlayan hayli üzgündü. Babasını kaybetti. Başın sağolsun sevgili Armağan Çağlayan.
Akpınar kime gönderme yaptı?
Son “Popstar Alaturka”da yörelerin türküleri ve oyunlarından harmanlanmış bir gösteri sunuldu. Metin Akpınar bir türkü sonrası “Açılımın” bundan daha güzel göstergesinin olamayacağını söyledi ve “rant sağlamaya müsaade etmeyin” diye hayli yüksek tondan seslendi. Ve öncesinde Nâzım Hikmet’ten “Bu Memleket Bizim” şiirini okudu. Salon yıkıldı bu
Bugün TV’nin deneyimli polis muhabiri Ömer Çağlak canlı yayında bir itirafta bulundu. Cem Gariboğlu’nun saklandığı ev Çağlak’ın yan tarafındaymış. O siteye yakın oturuyormuş. “Katil zanlısı meğer yakınımdaymış” diye hayıflandı Çağlak. Tabii büyük olay olurdu. Spiker kendisini şöyle teselli etti; “Ne kadar iyi saklandığını siz düşünün”. Yani “Ömer Çağlak’ın bile gözünden kaçtıysa...” demeye getirdi.
En önemli koreograf kimmiş?
“Popstar Alaturka”nın bu haftaki bölümünde öğrendik kim olduğunu... Gülben Ergen açıkladı; “Türkiye’nin en önemli koreografı”nın eşi Mustafa Erdoğan olduğunu... “Önemli” ile “en önemli” arasında dağlar kadar fark vardır. Bilmem bu yazıyı gören, konusunda uzman isimler ne diyecek? Bu arada Armağan Çağlayan hayli üzgündü. Babasını kaybetti. Başın sağolsun sevgili Armağan Çağlayan.
Akpınar kime gönderme yaptı?
Son “Popstar Alaturka”da yörelerin türküleri ve oyunlarından harmanlanmış bir gösteri sunuldu. Metin Akpınar bir türkü sonrası “Açılımın” bundan daha güzel göstergesinin olamayacağını söyledi ve “rant sağlamaya müsaade etmeyin” diye hayli yüksek tondan seslendi. Ve öncesinde Nâzım Hikmet’ten “Bu Memleket Bizim” şiirini okudu. Salon yıkıldı bu