Kara bulutlu ekran

8 Ekim 2009

Öyleydi. Kara bulutlu bir ekran vardı. Belki de “TV aptal kutusudur” lafını tekzip edercesine bir yayın günüydü. Taksim’de cam çerçeve inmişti. “Gül güçtür” diyen bir aktivist belki de bu anlamda günün özetiydi. “BeşN BirK”da Engin Çeber’in arkadaşı Aysu Baykal vardı. AKP kongresinde kim daha çok alkış almıştı? Ahmet Kaya mı, Said-i Nursi mi? Evet kara bulutlu bir ekran vardı. Belki de TV “aptal kutusu” olmadığının nadir belgelerini verdi...
Bir polis yorumu
Elinde tabancası, kolu yukarıya doğru kalkamış bir polis. İki kanalda farklı yorumlandı. ATV’de “Kovboy polis” yorumu vardı. Star’a geçtim. Orada aynı görüntü polisin yüzü buzlanmış olarak verildi. “Polis havaya ateş açtı” dendi. Bu polis “havaya ateş açan” mı yoksa “kovboy” mu? Aynı polis, demek ki iki farklı haberin görüntü malzemesi olabiliyor.
Solcular böyle mi?
Bu arada bütün görüntülere baktığımda sadece bir arbedeyle karşılaştığımızı gördüm. Halbuki bu eylemi düzenleyen parti ve kuruluşlar vardı. TKP ve ÖDP mesela. Yan yana yürüdüler. Taşlar, sapanlar... Bunları tanıyoruz biliyoruz. Zaten onların amacı da bu.
Cengiz Çandar NTV’de dün sabah “Yazı İşleri”nde Mirgün Cabas ile Ruşen Çakır’a konuk oldu. Çandar

Yazının Devamı

Kara bulutlu ekran

8 Ekim 2009

Öyleydi. Kara bulutlu bir ekran vardı. Belki de “TV aptal kutusudur” lafını tekzip edercesine bir yayın günüydü. Taksim’de cam çerçeve inmişti. “Gül güçtür” diyen bir aktivist belki de bu anlamda günün özetiydi. “BeşN BirK”da Engin Çeber’in arkadaşı Aysu Baykal vardı. AKP kongresinde kim daha çok alkış almıştı? Ahmet Kaya mı, Said-i Nursi mi? Evet kara bulutlu bir ekran vardı. Belki de TV “aptal kutusu” olmadığının nadir belgelerini verdi...
Bir polis yorumu
Elinde tabancası, kolu yukarıya doğru kalkamış bir polis. İki kanalda farklı yorumlandı. ATV’de “Kovboy polis” yorumu vardı. Star’a geçtim. Orada aynı görüntü polisin yüzü buzlanmış olarak verildi. “Polis havaya ateş açtı” dendi. Bu polis “havaya ateş açan” mı yoksa “kovboy” mu? Aynı polis, demek ki iki farklı haberin görüntü malzemesi olabiliyor.
Solcular böyle mi?
Bu arada bütün görüntülere baktığımda sadece bir arbedeyle karşılaştığımızı gördüm. Halbuki bu eylemi düzenleyen parti ve kuruluşlar vardı. TKP ve ÖDP mesela. Yan yana yürüdüler. Taşlar, sapanlar... Bunları tanıyoruz biliyoruz. Zaten onların amacı da bu.
Cengiz Çandar NTV’de dün sabah “Yazı İşleri”nde Mirgün Cabas ile Ruşen Çakır’a konuk oldu. Çandar

Yazının Devamı

Portakal filesiyle dayak!

7 Ekim 2009

Evet, “Ezel” dizisinde rastladım. Ömer, Eyşan, Cengiz ve Ali’nin oyununa geldi... Bir ayrıntı beni pek bir ilgilendirdi. Ömer, soyguncu ve adam öldüren kişi olarak tutuklu. Onu sorguya alan polis, içinde portakal olan fileyle geliyor. “Bizim burada böyle” diyor! “Tekme tokat yok” diye de ekliyor. Ömer’e iki soru soruyor. Cevaplarını almayınca, portakal filesiyle vurmaya başlıyor. Böyle olunca, iz filan kalmıyormuş. Yani muayenede sorun çıkmıyormuş.
Şimdi dikkatimi çekti, gerçekten bu bilinen bir yöntem mi? Yani polis, iz kalmasın diye portakal dolu fileyle mi baskı kuruyor? Polis, malum operasyonu böyle mi yapıyor? Senaryoya bu kadar ayrıntılı yansıdığına göre, bunun bir açıklaması olmalı... Darp izi olmasın diye portakal dolu fileyle sorgudan geçiyor demek ki insanlar!
Cinsellik ve din hep merak edilir
Her zaman ilgi çeker. Her zaman merak konusudur. Habertürk ve CNN Türk’ün konuklarına bakınca bu ortaya çıktı. Saba Tümer’in konukları Ömer Çelakıl ve Haydar Dümen’di. Peki Hülya Avşar’ın konuğu? Yaşar Nuri Öztürk...
Konulara bakalım; Kuran’ın şifreleri, vajinismus... Devam edelim, Avşar soruyor, Yaşar Nuri Hoca’ya: “Sizi niye seviyorlar?” Hoca cevap veriyor; “Patates

Yazının Devamı

Portakal filesiyle dayak!

7 Ekim 2009

Evet, “Ezel” dizisinde rastladım. Ömer, Eyşan, Cengiz ve Ali’nin oyununa geldi... Bir ayrıntı beni pek bir ilgilendirdi. Ömer, soyguncu ve adam öldüren kişi olarak tutuklu. Onu sorguya alan polis, içinde portakal olan fileyle geliyor. “Bizim burada böyle” diyor! “Tekme tokat yok” diye de ekliyor. Ömer’e iki soru soruyor. Cevaplarını almayınca, portakal filesiyle vurmaya başlıyor. Böyle olunca, iz filan kalmıyormuş. Yani muayenede sorun çıkmıyormuş.
Şimdi dikkatimi çekti, gerçekten bu bilinen bir yöntem mi? Yani polis, iz kalmasın diye portakal dolu fileyle mi baskı kuruyor? Polis, malum operasyonu böyle mi yapıyor? Senaryoya bu kadar ayrıntılı yansıdığına göre, bunun bir açıklaması olmalı... Darp izi olmasın diye portakal dolu fileyle sorgudan geçiyor demek ki insanlar!
Cinsellik ve din hep merak edilir
Her zaman ilgi çeker. Her zaman merak konusudur. Habertürk ve CNN Türk’ün konuklarına bakınca bu ortaya çıktı. Saba Tümer’in konukları Ömer Çelakıl ve Haydar Dümen’di. Peki Hülya Avşar’ın konuğu? Yaşar Nuri Öztürk...
Konulara bakalım; Kuran’ın şifreleri, vajinismus... Devam edelim, Avşar soruyor, Yaşar Nuri Hoca’ya: “Sizi niye seviyorlar?” Hoca cevap veriyor; “Patates

Yazının Devamı

‘Devler Ligi’ başlıyor

6 Ekim 2009

Acun Ilıcalı’nın bu yılın sürpriz programlarından biri “Devler Ligi” adlı yarışması önümüzdeki pazar günü başlıyor. Ucunda 1 milyon TL ödül olunca, maçlar kıran kırana geçiyormuş. “Maraton”a telefonla bağlanan Ilıcalı, takımlar arasında şimdiden transfer çalışmalarının başladığını söyledi. Şu sıralar Hakan Ünsal ile Tanju Çolak’ın arasında Hasan Şaş’ı kapma yarışı varmış. Tanju’nun attığı rovaşata golü mutlaka izlememiz gerekiyormuş...
Ben size söyleyeyim, bu işin şakası yok. Yani hani böyle güle oynaya geçmeyecek. İleride kavga da çıkacak. Zaten çıkmalı ki reyting gelsin. Peki maçlar ne zaman yayınlanacak? Haftaya lig yok o boşluktan yararlanarak ilk yayın yapılacak. Daha sonra çarşamba ve perşembe yayınlar devam edecek.
En son konuşacak kişi Toroğlu’dur!
Statlardaki küfürden şikâyet edilince bu ülkede kim en son konuşur diye düşündüğümde aklıma Erman Toroğlu geliyor. Şimdi bu son lig maçlarının oynandığı hafta da küfür vardı tribünlerde. Şansal Büyüka bunun nedenini sordu. Aklıma “Şenol’un annesinin” hikâyesi geldi. Malum bu “ünlü Erman Hoca anektodu” her yerde vardır. Hatta yine küfürle ilgili bir yorumunda seyircinin de bir şekilde böyle “rahatladığını” dile getirmişti

Yazının Devamı

‘Devler Ligi’ başlıyor

6 Ekim 2009

Acun Ilıcalı’nın bu yılın sürpriz programlarından biri “Devler Ligi” adlı yarışması önümüzdeki pazar günü başlıyor. Ucunda 1 milyon TL ödül olunca, maçlar kıran kırana geçiyormuş. “Maraton”a telefonla bağlanan Ilıcalı, takımlar arasında şimdiden transfer çalışmalarının başladığını söyledi. Şu sıralar Hakan Ünsal ile Tanju Çolak’ın arasında Hasan Şaş’ı kapma yarışı varmış. Tanju’nun attığı rovaşata golü mutlaka izlememiz gerekiyormuş...
Ben size söyleyeyim, bu işin şakası yok. Yani hani böyle güle oynaya geçmeyecek. İleride kavga da çıkacak. Zaten çıkmalı ki reyting gelsin. Peki maçlar ne zaman yayınlanacak? Haftaya lig yok o boşluktan yararlanarak ilk yayın yapılacak. Daha sonra çarşamba ve perşembe yayınlar devam edecek.
En son konuşacak kişi Toroğlu’dur!
Statlardaki küfürden şikâyet edilince bu ülkede kim en son konuşur diye düşündüğümde aklıma Erman Toroğlu geliyor. Şimdi bu son lig maçlarının oynandığı hafta da küfür vardı tribünlerde. Şansal Büyüka bunun nedenini sordu. Aklıma “Şenol’un annesinin” hikâyesi geldi. Malum bu “ünlü Erman Hoca anektodu” her yerde vardır. Hatta yine küfürle ilgili bir yorumunda seyircinin de bir şekilde böyle “rahatladığını” dile getirmişti

Yazının Devamı

Dolarlar yandı

2 Ekim 2009

Star’da “Şaşırtmali”de yarışmacıya baktım, ızgaraların üzerindeki paraları yakmadan aynı zamanda sorulara cevap veriyor. Paralar da ABD Doları. Dolar konusunda bir kompleksimiz yok. Yanarsa yanar. Zaten ızgara üstünde yanıp yere düşen bir dolar’ı Mehmet Ail Erbil eline aldı; “Bu Amerika’da geçer mi?” diye Obama’ya sordu! Güldük geçtik!
Peki bir ülke düşünün, o ülkenin televizyonunda Türk Lirası ızgara üstüne konuyor. “Canım abartma” diyeceksiniz. Sonuçta emperyal bir güç olmak da böyle bir şey. Paranın ya da bayrağının ızgara üstünde olabileceğini göze alacaksın! Zaten yanmayan paralardan epey köşe oldu yarışmacı. Hani şu haberlerde, görmemişin oğlu olmuş düğünlerinde saçılan dolarlar gibi. Dolarlar yerde. Izgarada pişmiş ne olacak değil mi? Neyse ben yine de insaflı davranayım istedim. Yani “Bir ülkenin parası ızgarada pişmesin” dedim!
Canlı telefon böyle yapar!
Daha önce de canlı telefon bağlantısının nasıl bir tuzak olduğunu yazmıştım. Özge Özsağman bunu kanıtladı. “Açılım düellosu” adı altında AKP’li Suat Kılıç ile MHP’li Oktay Vural telefon hattındaydı. Düşmüşler oltaya. Bağırışıp duruyorlar. Özge Hanım da ortalarında. Sonunda sesinin kimin kime yettiği belli olmayan

Yazının Devamı

Dolarlar yandı

2 Ekim 2009

Star’da “Şaşırtmali”de yarışmacıya baktım, ızgaraların üzerindeki paraları yakmadan aynı zamanda sorulara cevap veriyor. Paralar da ABD Doları. Dolar konusunda bir kompleksimiz yok. Yanarsa yanar. Zaten ızgara üstünde yanıp yere düşen bir dolar’ı Mehmet Ail Erbil eline aldı; “Bu Amerika’da geçer mi?” diye Obama’ya sordu! Güldük geçtik!
Peki bir ülke düşünün, o ülkenin televizyonunda Türk Lirası ızgara üstüne konuyor. “Canım abartma” diyeceksiniz. Sonuçta emperyal bir güç olmak da böyle bir şey. Paranın ya da bayrağının ızgara üstünde olabileceğini göze alacaksın! Zaten yanmayan paralardan epey köşe oldu yarışmacı. Hani şu haberlerde, görmemişin oğlu olmuş düğünlerinde saçılan dolarlar gibi. Dolarlar yerde. Izgarada pişmiş ne olacak değil mi? Neyse ben yine de insaflı davranayım istedim. Yani “Bir ülkenin parası ızgarada pişmesin” dedim!
Canlı telefon böyle yapar!
Daha önce de canlı telefon bağlantısının nasıl bir tuzak olduğunu yazmıştım. Özge Özsağman bunu kanıtladı. “Açılım düellosu” adı altında AKP’li Suat Kılıç ile MHP’li Oktay Vural telefon hattındaydı. Düşmüşler oltaya. Bağırışıp duruyorlar. Özge Hanım da ortalarında. Sonunda sesinin kimin kime yettiği belli olmayan

Yazının Devamı