Brezilya seyahatnâmesi

8 Ekim 2023

Evliya Çelebi’nin XVII. yüzyıl ortalarında kaleme aldığı ünlü seyahatnamesi dışında dilimizde yazılmış benzeri bir seyahat anılarının olup olmadığı konusunda yeteri kadar bilgimiz yoktur. Bu bilgi yokluğu çevremize duyduğumuz ilginin de bir göstergesidir. Bir dönemin büyük başarıları bizim çevremizi küçümsememize ve etrafta neler olup bittiğinin farkına varmamıza mâni olur. Hâlbuki 15 Ocak 2023 tarihli “Ülkelerin Aynası” adlı yazımda da değindiğim gibi daha XVI. yüzyılın ortalarında Seydî Ali Reis, “Mir’at-ül Memalik / Ülkelerin Aynası” isimli kitabında Hindistan’a yapmak zorunda kaldığı seyahat anılarını anlatır.

Benzer pek çok örneği olan bu gibi seyahat anılarının çoğu ne yazık ki, “Harf Devrimi” ile kitaplıkların raflarında kalmış ve pek azı günümüz Türkçesi’ne kazandırılmıştır. Çok konuşmaya istidatlı bir millet olarak aynı oranda yazmayı ne yazık ki ihmal etmişiz. Az sayıdaki yazar da büyük laflar etmek yerine kısa cümleler ve az söz

Yazının Devamı

Kahve kültürü ve Küllük kahvesi

7 Ekim 2023

Yemen-Mısır bağlantılı kahve ticaretinin son durağı İstanbul olmuştur. Din, ticaret ve folklorun kaynaştığı kahvehaneler yerini II. Meşrutiyetin ilanı sonrası açılan “Küllük Kahvesi”ne bırakmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra edebî açıdan önem kazanmaya başlayan Küllük Kahvesi 1950’li yılların ikinci yarısında Beyazıt Meydanı’nı ve Divanyolu’nu genişletme çalışmaları sırasında yıkılınca, müdavimleri de zaman içinde tarihin sayfaları arasına karışır.

Kahve ağacı, kökboyasıgiller (Rubiaceae) familyasının “Coffea” cinsinde yer alan bir bitkidir. Kahve ise bu ağacın meyve çekirdeklerinin kavrulup öğütülmesi ile elde edilen tozun su ya da süt ile karıştırılmasıyla hazırlanan bir içecektir. Sıcak içildiği gibi, son dönemlerde soğuk olarak da içilmektedir. Kahve bitkisinin kökeni Afrika’dır. İçecek olarak kullanımının ise ilk olarak Güney Arabistan’da gerçekleştiği kabul edilmektedir. Günümüzde Avrupa dillerinde “Cafe”nin türetildiği “Coffea”nın,

Yazının Devamı

Yalan üzerine

1 Ekim 2023

Dilimizdeki “Yalan” kelimesi sözlüklerde; “Aldatmak maksadıyla bilerek söylenen gerçeğe aykırı, asılsız söz. Asılsız, uydurma, gerçek tarafı olmayan beyan” olarak açıklanıyor. İnsanlığın ilk günlerinden beri “Yalan” tüm ahlaki ve dini inançlar tarafından lanetlenen bir eylemdir. 

Kur’an-ı Kerim’de yalan 

Kur’an’ı Kerim’deki yirmi dört sûrenin bazılarında bir ayette bazılarında ise birkaç ayette yalan lanetlenir. Yalan söyleyenlerin cehennem azabına mahkûm olacakları belirtilir. Buna karşın giderek daha muhafazakâr ve mütedeyyin olduğu düşünülen toplumumuzda yalan hiç bu kadar rağbet görmemişti. 

Mürselât Sûresi’nin on beşinci ayetinde; 

“O gün vay hâline hakikati yalanlayanların!” 

Münâfikûn Sûresi’nin ikinci ayetinde; 

“Onlar yeminlerini yalan ve sahtekarlıklarına kalkan yapmakta ve böylece başkalarını Allah yolundan saptırmaktadırlar. Yaptıkları, gerçekten çok

Yazının Devamı

Ahmet Karahisarî’nin Kur’an-ı Kerim’i

30 Eylül 2023

Topkapı Sarayı Müzesi’nde bulunan, Ahmet Karahisarî tarafından yazılan Kur’an-ı Kerim’in tıpkı basımının yayımlanması yedi yıllık zorlu bir maceraydı. Sarayda kurulan bir atölyede dönemin bu konuda usta isimlerinin emeğiyle hazırlanan tıpkı basım 1980 yılında 1500 adet olarak satışa sunuldu.

Dostlarım sık sık geçmişte şahit olduğum veya başımdan geçen olayları yazmamı istiyor. Çektiğim çileler açısından azap verici ama sonucu bakımından gurur duyduğum bir macerayı Ahmet Karahisarî tarafından yazılan Kur’an-ı Kerim’in tıpkı basımı için yapılan çalışmalar sırasında yaşamıştım.

1970’li yıllar

Sanırım 1970’li yılların başlarıydı; çünkü gereken izin için dönemin cumhurbaşkanı rahmetli Cevdet Sunay’a ulaşmak ve bilgi vermek gerekmişti. İstanbul’da camcılıkla uğraşan sevgili dostum Albert Guakil beni arayıp kızının Milano’da yaşadığını ve bir yayınevinin editörü olduğundan bahsederek benimle görüşme yapmak istediğini söyledi. Bir süre sonra Lolita Guakil, İstanbul’a geldi

Yazının Devamı

Okçu’nun yolu

24 Eylül 2023

1947 yılında Brezilya’nın Rio de Janeiro şehrinde doğan Paulo Coelho, kendini tümüyle edebiyata vermeden önce tiyatro yönetmenliği, oyunculuk, şarkı sözü yazarlığı ve gazetecilik yapar. 1986 yılında yayımladığı “Hac” isimli ilk romanının ardından kaleme aldığı “Simyacı” adlı kitabıyla dünya çapında ün kazanır. Günümüze kadar pek çok ödül ve nişana değer görülen Coelho’nun kitapları çok sayıda dile çevrilmiş ve dünya genelinde üç yüz milyonu aşkın sayıda satılmıştır.  

Tetsuya’nın hikâyesi 

Coelho’nun 2003 yılında yayımladığı “O Caminho do Arco / Okçu’nun Yolu” isimli kitabı 2021 yılında Emrah İmre tarafından dilimize çevrilir. Bu kitabı okuduğumda hayatımıza yön verecek öneriler olduğunu gördüm ve bunları sizlerle paylaşmak istedim. Murat Kalkavan’ın nefis çizimleri ile süslenen kitap, “Tetsuya” adındaki marangozun hikâyesi ile başlamakta. Küçük bir köyde marangozluk yapan Tetsuya’ya

Yazının Devamı

Üstün destan

23 Eylül 2023

“Gılgamış Destanı”nın bazı tabletleri Bağdat Irak Müzesi ile Chicago Oriental Enstitüsü’nde, kaçak kazılar sonucu bulunan bazı kırık parçaları ise Berlin Müzesi ile British Museum’da bulunmaktadır. Akadca metin çok daha uzakta Anadolu’nun tam ortasında Hitit İmparatorluğu’nun başkenti Hattuşa / Çorum, Boğazköy’deki kazılarda gün ışığına çıkar.

Dünyanın bilinen ilk kütüphanesi, MÖ 625 yılında kurulan Ninova’daki (Nippur) Asurbanipal (MÖ 669-631) kitaplığıdır. Bu kitaplıkta bulunan “Gılgamış Destanı” eski dünyanın yüz yıllarca ulaştığı her yerde yankı uyandırmış, insanlığın en eski edebî metnidir. Dilinin yüceliği, etkisi, hayal gücü, konusunun seçkinliği ve evrenselliği ona “Üstün destan” sıfatını verir. “Gılgamış Destanı”nın hikâyesi MÖ 2100 yılından kalma Uruk Kralı Gılgamış hakkında yazılan beş adet Sümer şiiri ile başlar. Tek bir destanın parçaları olmaktan çok, birbirinden ayrı öyküler olarak değerlendirilen bu

Yazının Devamı

FESAT

17 Eylül 2023

“Sen hâzır oldukça fesâd da hâzır. 

Demek ki devlete vücûdun muzır.” 

Abdülhak Hâmid Tarhan 

29 Kasım 2020 günkü yazım “Fitne” üzerineydi. Bu kez de hemen hemen fitne ile benzer anlamda kullanılan “Fesat” üzerine bir yazı yazmayı düşündüm. Ferid Devellioğlu sözlüğünde; “Bozukluk, fitne, çürüme, bozulma, çürüklük, ara bozanlık” olarak açıklanan fesat kelimesi, Arapça’da “Bozulmak, çürümek, sağ duyudan sapmak” anlamına gelmektedir. Bazı kişiler fesat sözcüğünü, “İtidal çizgisinden uzaklaşıp bozulmak” anlamında da yorumlamaktadır. 

Kur’an-ı Kerim 

Kur’an-ı Kerim’de on bir ayette fesat kelimesi, otuz dokuz ayette de bu kelimenin farklı şekilleri kullanılmıştır. 

“İnsanlardan öylesi var ki, bu dünya hayatı hakkındaki görüşleri senin hoşuna gider; kalbindekilere Allah’ı şahit tut, üstelik tartışmada son derece ustadır. Ancak hakimiyeti eline

Yazının Devamı

Karakulak Suyu kadar hafif

16 Eylül 2023

Beykoz’un Dereseki Köyü’nde bulunan Karakulak Suyu, İstanbul’un gözde memba sularından. Sermet Muhtar Alus’un anlatısına göre bu suyun hafifliği öylesine meşhurdur ki, halk arasında ‘Karakulak Suyu kadar hafif’ tabiri oluşmuş.

Çocukluğumda, annemin ısrarlı istekleri üzerine babam bizleri, zaman zaman otomobilimizle Beykoz’un Dereseki Köyü’nde bulunan Karakulak Suyu’na götürürdü. Yanımızda getirdiğimiz cam damacanaları doldurur onlar derenin kenarındaki gazinoların birinde otururken, biz de oyun oynardık. Karakulak (Caracal caracal) kedigiller (Felidae) familyasına mensup vahşi bir hayvandır. Dış görünüşü itibariyle vaşağa çok benzediği için Step vaşağı, Mısır vaşağı gibi adlarla anılmasına karşın, tamamen farklı bir tür olup Afrika altın kedisi ve Serval kedisi ile yakın akrabadır. “Karakulak adı nasıl olur da Beykoz’un içlerindeki bir vadiden çıkan suya verilir?” diye hep merak ederdim? Kendimce de “Bir dönem bu bölgede yaşayan ve sık sık görülen Karakulak,

Yazının Devamı