Songül Hatısaru

Songül Hatısaru

songul.hatisaru@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kim Kardashian, Miranda Kerr, Jennifer Lopez, Gigi Hadid gibi dünya starlarının tercih ettiği plaj kıyafeti markası Moeva’nın kurucularından Yağmur Zırh, “Soyut ve çiçek desenler kadınların vücudunu daha zayıf gösterme etkisine sahip” dedi.

İyi eğitimli genç kadınların iş hayatındaki yükselişlerinin siz de farkında mısınız? Dünyanın en iyi okullarında okumuş, farklı kültürleri deneyimlemiş bu kadınlar, aileleri onlara her türlü imkanı sağlamasına karşın kendi ayakları üzerinde durmayı, eğitimlerini ve kültürel birikimlerini işlerine yansıtmayı seçiyorlar. Bu seçim de başarıyı kaçınılmaz kılıyor tabii.

Haberin Devamı

Yağmur Zırh, Damla Zırh, Burcu Tanman onlardan… Burcu Tanman Saint Martins, Yağmur Zırh ve Damla Zırh ise Regents Business School London’dan mezun. Dünya starlarının giydiği mayo ve plaj kıyafetleri üretiyorlar. 40’tan fazla ülkede en prestijli satış noktalarında ürünleri satılıyor.

Global marka

Bodrum bu üç kafadarı konuşuyor desem abartmış olmam. Gencecik yaşta böyle global bir marka oluşturup Jeff Bezos’u mağazaya sokmak kolay değil.

Kim Kardashian, Miranda Kerr, Jennifer Lopez, Gigi Hadid, Bella Hadid ve Cameron Diaz gibi birçok ünlünün tercih ettiği lüks mayo ve plaj giyim markası MOEVA’nın kurucuları Burcu Tanman, Yağmur Zırh ve Damla Zırh SS22 Terra Firma ve HS22 Euphoria koleksiyonlarını da geçen hafta Galataport satış noktalarında duyurdu.

Rahatlık öne çıktı

Yağmur Zırh ile pandemi sonrasının ilk yazında hangi parçaların ve renklerin tercih edildiğini konuşmak için buluştuk. Yağmur Zırh, pandemiyle birlikte değişen müşteri tercihlerinde doğal renklerin ve rahat tasarımların öne çıktığına vurgu yaptı. Onlar da buna paralel olarak bu sezonda doğanın özgünlüğünden ve egemenliğinden ilham alarak daha minimal ve doğal renkler kullanmışlar.

Yağmur Zırh koleksiyonu, “Doğanın gücünden esinlenerek toprak ve gökyüzü tonlarıyla beraber sıra dışı siluetler tasarladık” diyor. Bir de tüyo veriyor: “Yaz temasına uygun soyut ve çiçek desenler kadınların vücudunu daha zayıf gösterme etkisine sahip. Kadınların kendisini daha güçlü ve feminen hissetmesine yardımcı olabilecek her vücut tipine uygun ürünleri altın aksesuarlar ve taş detayları ile birleştirdik.”

Haberin Devamı

Saten ve mat

Ürünlerde iyileştirici özelliği olan ametist ve aventurin doğal taşlarına da yer verdiklerini anlatan Zırh, “Saten ve mat kumaşları bir arada kullanarak hem şık hem minimal tarzı birleştirerek opsiyonel parçaları tüketici ile buluşturduk” diyor. Ekliyor:

“HS22 Euphoria ise renkli zincir detaylarıyla beraber feminenliği vurgulayan cut out detayların ve kesimlerin kullanıldığı bir koleksiyon olarak günlük giyim ve plaj tarzını bir noktada buluşturdu.”

Peki yazın olmazsa olmaz parçaları hangileri? Sezonun çarpıcı renklerinden sarı, pembe ve yeşilin pastel tonları ile ön plana çıkarılan mayolar, göz alıcı bikiniler, dökümlü elbiseleri giymeyeni dövüyorlar bu yaz!

Erkeklere lila ve pembe

Yağmur Zırh erkek koleksiyonu hakkında da bilgi verdi:

“Erkek koleksiyonunda ise alışılmışlığın dışında lila, turuncu, pembe, yeşil ve mavinin tonlarının ön planda olduğu erkek koleksiyonumuz gitgide büyüyor. HS22 koleksiyonumuzda erkek şortlarımıza yeni desenler ve renkler eklendi. Çabuk kuruma özelliği olan erkek şortlarımız iç göstermeyen astarı ve rahat kumaşı sayesinde erkek müşterilerimizin tercihi oluyor.”

Haberin Devamı

Bu yaz incelik sırrı çiçeklerde

Dubai yolunda

Dünya genelinde bilinirliğini her geçen gün daha da artıran MOEVA, Mandarin Oriental, Bodrum Loft, Yaz Collective ile Göcek’te müdavimleriyle buluşurken, Dubai Mall mağazasını da önümüzdeki ay açıyorlar. Kilogram başına 2 dolara sattığımız tekstil ürünlerini tasarım, kaliteli kumaş ile 400 euro’ya mayo, kimono ihraç ediyorlar. İhracatta hep dile getirilen ‘katma değer’, MOEVA’da vücut buluyor adeta.

Bu yaz incelik sırrı çiçeklerde

Alışılmamış güzelliği Bodrum’a getirdi

Aldığı üstün eğitimi ve deneyimlediği farklı kültürleri işe dönüştüren kadınlardan biri de Yasemin Diker.

Amerika’nın sayılı okullarından TUFTS’ta mimarlık ile eş zamanlı olarak siyaset bilimi okumuş. 9 yaşından beri yağlı boya resim yapıyor, bas klarnet çalıyor. Okulu bitirince New York ve Londra’da prestijli firmalarda çalışmış. En büyük hobisi gezip başka kültürleri, gittiği ülkelerin mutfağını tanımak. “Benim için her zaman öncelik mümkün olduğu kadar farklı ülkeleri deneyimlemek ve başka kültürlerin içinde yaşamak oldu. Beni en çok besleyen ve geliştiren şey de bu seyahatlerden edindiğim deneyimler” diyor.

Bir çantayla Uzakdoğu

Londra’da çalışırken ani bir kararla sırt çantasını alıp üç ay boyunca Uzakdoğu ülkelerini dolaşmış. Astrid Hotel Bodrum Kurucusu Yasemin Diker o günleri şöyle anlatıyor: “Myanmar, Vietnam, Kamboçya, Tayland, Endonezya, Laos gibi ülkeleri gezmek kendi limitlerimi anlamam konusunda yardımcı oldu. Mimiklerinizle bile anlaşamadığınız ülkelerde aylar geçirmek, kültürel olarak ortak noktanız bulunmayan köylerde kalmak ve bir nevi adapte olmak insana hiç bilmediği farklı bir enerji katıyor, yaratıcılığınızı kullandığınız her alanda bu hisler size ömrünüzün kalanında kılavuz ediyor.”

Sade ve zarif

Seyahatlerin ardından Türkiye’ye dönüyor. Bodrum ve İstanbul’da çok sayıda rezidans, ev ve otel projelerinde çalışıyor. Sonra Yalıkavak ile Gümüşlük arasındaki Koyunbaba koyunda kendi oteli Astrid’i hizmete açıyor. Astrid ismi İskandinav köklerden geliyor. Anlamı “güçlü ve alışılmamış güzellik”. Otelin genel dekorasyonunu da bu konumlandırma etrafında yaratılmış; Zarif, sade ve modern. İnşaatını kendi yaptığı otelin ismi etrafıyla uyumlu. Mandalina bahçeleri içerisinde, nispeten gizli kalmış bir koyda saklı bir güzellik.

Astrid Hotel Bodrum’un ilk sezonu. Üçü süit, altısı bağlantılı aile odası ve 32’si standart olmak üzere toplam 41 odası bulunan otelin tümü Fransız balkonlu, mis kokulu mandalina bahçeleri ya da denize manzaralı olan odaları, İskandinav sadeliğini yansıtan zarif bir iç tasarıma sahip.

Bu yaz incelik sırrı çiçeklerde

Osmanlı limonatası

Çocukluğundan beri gastronomiye özel bir merakı olduğunu, bu merakın sadece farklı tatları deneyimlemekten öte kendi reçetelerini yapmaya kadar uzandığını da ekleyen Diker, “Henüz 9 yaşındayken evde dikkatimi çeken bir yemek kitabından Osmanlı limonatası reçetesi oluşturdum. Limonata o kadar beğenildi ki, belli aralıklarla yapmaya devam ettim. Bugün Astrid’in hoş geldiniz ikramı olan Osmanlı limonatası işte bu reçeteye ait” diyor.

Mobilya üretip ihraç ediyor

Avrupa başta olmak üzere yurtdışında mobilyanın çok pahalı olduğunu söyleyen Yasemin Diker, “Basit bir kanepe Londra’da 1000 pounda satılıyor. Bu yıl mobilya ihracatına da başladık” diyor.

Mobilya sektöründe deneyimli, uzun senelerdir farklı projelerde birlikte çalıştığı ortağı ile Tuzla’da yeni bir mobilya fabrikası kurmuş. Yasemin Diker, “Türkiye’de yarattığımız tasarımların, farklı ülkelerdeki insanların hayatlarının bir parçası olacağını düşünmek çok heyecan verici. Yeni fabrikamızda 80’nin üstünde insan çalışıyor” diyor.

Bu yaz incelik sırrı çiçeklerde

‘Tabak boş dönerse doğru yoldayız’

Astrid Hotel Bodrum’un mutfağına da ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Kahvaltı, brunch ve akşamları fine dining olarak hizmet veren otelin restoranında misafirleri üst düzey bir lezzet deneyimi bekliyor.

Otel ayrıca, lokal üreticileri, sürdürülebilir ekolojik tarımı ve kadın girişimcileri desteklemek amacıyla mutfağında kullandığı ürünlerin büyük bölümünü Bodrum’un yerel üreticilerinden temin ediyor.

Anılardaki tatlar

Yasemin Diker, otelin menüsünü de bugüne kadar deneyimlediği tabaklar üzerinden oluşturmuş ve şeflerin desteği ile hayata geçirmiş. Diker, “Bende anısı olan tatları yakalamaya çalıştım. Seneler önce küçücük bir İtalyan kasabasında yediğim mürekkep balığı soslu siyah spagetti içeriğini oluşturmak için haftalarca çalıştık. Çökerme kebabının modern bir versiyonunu da ekledik menüye. Hafızamda kalan tatları canlandırmak, ağırladığımız insanların her çatalda aynı hisleri paylaşabildiğini hissetmek benim için çok değerli” diyor.

İnsanların iyi lezzet ve güzel anılar için seyahatlere çıktığının bilincinde olduğunu söyleyen Diker, “Masaya giden tabağa değil dönen tabağa bakıyorum. Tabakta artık kalmamışsa doğru yolda olduğumuzu ve misafirimize yemek şöleni yaşattığımızı hissediyor ve mutlu oluyorum” diyor.

Bu yaz incelik sırrı çiçeklerde