Haberin Devamı

Ve Çorum'da gözlemlediğimiz toplumsal dinamizm...Doğan Medya Grubu'nun gelenekleştirdiği "Anadolu'daki Avrupa" toplantısı için Çorum'dayız.İstanbul'dan gelen başarılı işadamları, Anadolu'nun sanayici ve tüccarlarına "marka yaratma"yı anlatıyor:- Çorum'da yapılan şu mükemmel kravat, şu mükemmel gömlek, pantolon 20-30 dolar değerinde. Ama bunun üzerine ünlü bir markanın etiketini yapıştırınca yüzlerce dolara fırlıyor fiyatı!Çorum'u biraz çocukluğumdan tanırım. Muazzam gelişmiş. Yurtdışına seramik ve makine ihraç ediyor. Ticaret ve Sanayi Odası'nda tam üç bin kayıtlı tüccar ve sanayici var.- Yirmi yıl önce sayıları bin kadardı!Hitit eserleri ve Hattuşaş çevresinde Çorum'u bir "turizm markası" yapmak istiyorlar. Dünyaya açık, rasyonel, girişimci, yaratıcı işadamları... Salonda türbanlı iki işkadını gördüm.ÇORUMSİAD'ın 148 üyesi var, içlerinde kadınların da olmasını büyük sevinçle karşıladım.Anadolu artık "kaplanlar" üretiyor; gerçek modernleşme bu işte... * * *İZZET Baysal Üniversitesi'ndeki törende rektörün Başbakan Erdoğan'ı protesto etmesi!.. Başbakan, törene üniversite vakfının daveti ile gidiyor ve temel atıyor!Rektör de Başbakan'ı protesto etmek için töreni boykot ediyor!Nezaketen, görgü icabı, milli iradeye saygı gereği, törene katılmak gerekmez miydi? Bu nasıl bir "karşı politizasyon" ki, nezaket kurallarına uyma gereği duymuyor!Efendim, Başbakan üniversiteye siyaset sokmak istiyormuş!Bir bildiri ile eleştirebilirsin ama töreni boykot etmek!Türkiye çoktan bu ölçüsüzlükleri aşmadı mı?Türkiye'de maalesef "kurumlar"ın "seçilmişler"e duyduğu tarihi husumetin bir örneğidir bu! Aynı zamanda oligarşik YÖK sisteminin yarattığı ideolojik kadrolaşmanın da bir örneğidir.MGK'nın statüsünün değiştiği bir ülkede elbette üniversite de liberalleşecektir; bakın artık üniversite senatolarının, 'koruma ve kollama' çağrılarını kimse 'takmıyor'.Türkiye'de artık 28 Nisan utançları olmayacaktır.* * *YARGITAY Ceza Genel Kurulu'nun gazeteci Mehmet Şevket Eygi hakkında verdiği mahkûmiyet kararını ve Kurul Başkanı Osman Şirin'in karşı oy yazısını okumayı herkese özellikle de tavsiye ederim.Hem mahkûmiyet kararı hem Osman Şirin'in karşı oy yazısı da hukuken fevkalade kaliteli...Ayrı bir yazı konusu yapacağım ama şu kadarını şimdi belirteyim: Ceza Genel Kurulu'nun mahkûmiyet kararı "ülkemizin özelliklerine" (?) göre laikliğin tehlikede olduğu, kitlelerin laikliğe karşı kolayca tahrik olabileceği tezine dayanıyor!Ama bu konuda tek toplumsal (sosyolojik) ve akademik araştırmadan bahsedilmiyor. Sayın Çetin Özek'in 1962 baskılı "Türkiye'de Gerici Akımlar" kitabına bile atıflar var ama 2000'ler Türkiye'sinden tek toplumsal araştırmaya atıf yok!Türkiye'nin hâlâ çözemediği sorun: "Kurumlar", topluma (ve seçtiklerine) kuşkuyla bakıyor ama toplumu sosyolojik araştırmalara bakarak tanıma gereği duymuyor.Tarihten gelen seçkinler-halk çatışmasının değişik tezahürleri...Ama çok şükür ekonomi ve demokrasi gücüyle, bu sorunumuzu halk aşıyor. t.akyol@milliyet.com.tr İZZET Baysal Üniversitesi Rektörü'nün Başbakan Erdoğan'ı protesto etmesi... Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun özgürlüğün laiklikle sınırlanmasına ilişkin kararı...