İdlib’de CIA ve MOSSAD tezgâhı

7 Ocak 2019

İdlib’de DAEŞ türevi Heyet Tahrir Şam (HTŞ) ile Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) bünyesindeki muhalif gruplar arasındaki çatışmanın görünür nedeni malum. Nureddin Zengi Tugayı’na bağlı unsurların Menbiç bölgesine kaydırılmasını fırsat bilen HTŞ, daha fazla yer kapmak için saldırdı. Yani bu bir alan hakimiyeti çatışması. Tabii bunun bir de sütre gerisindeki nedeni var. Ve o da malum. Özellikle de Türkiye’nin ilgisinin Menbiç’e ve Fırat’ın doğusuna yoğunlaştığı zamanlaması dikkate alındığında. Dolayısıyla HTŞ’yi aşan, daha doğrusu onu yönlendirenlerle bağlantılı bir durum söz konusu. Şöyle ki; Genelkurmay İstihbarat Dairesi eski Başkanı Em. Korg. İsmail Hakkı Pekin’e göre; İdlib’deki bu çatışmayı tetikleyenler büyük olasılıkla CIA, MOSSAD ya da Suudi Arabistan gizli servisi. Nedenleri de şunlar:

“Bunlar istihbarat örgütlerinin yaptığı şeyler. ABD el altından bir taraftan bunu yaparken bir taraftan da Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yapacağı taarruzu zorlaştırmaya çalışıyor. Türkiye Fırat’ın batısına da bir yığınak yaptı biliyorsunuz, oraya da bir güç ayırdı. Şimdi de HTŞ saldırısıyla İdlib’le Afrin arasındaki irtibatı kesmeye çalışıyor ve böylece Türkiye’nin o bölgeye de kuvvet ayırmasını

Yazının Devamı

FETÖ’nün siyasi ayağını ABD biliyor

5 Ocak 2019

Türkiye-ABD ilişkilerinde yaşanan gerilim doğrudan terör örgütleri PYD/PKK ve FETÖ’yle bağlantılı. Daha doğrusu, ABD’nin onlarla olan anlaşılmaz ilişkilerine odaklı. Çünkü lafa geldiğinde “teröre ve teröriste” karşı olduğunu söyleyen ABD samimi olsa sorunlar aşılacak. Ki bu defalarca test edilmiş bir durum. Dolayısıyla da FETÖ için gelen ve aralarında FBI yetkililerinin de bulunduğu ABD’li heyetin Ankara’daki temasları sonrası gelişecek Trump’ın tavrı merak konusu. Özellikle de Fetullah Gülen’in iade edilip edilmeyeceği tartışması dikkate alındığında. Çünkü ABD’yi ikna açısından FETÖ’yle ilgili yeni delillerin varlığı söz konusu ve temaslarda bunlar da değerlendirildi. Ancak tüm bunlara rağmen ABD’nin atacağı adımdan pek umutlanmamak gerekiyor. Niyesini MİT eski Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş anlatıyor:

“Eğer ABD Fetullah’ı bu derece kapsamlı hem Türkiye’ye yönelik hem dünyadaki Afrika’sından bütün okullarının olduğu bölgelere kadar kullandıysa ki kullandığını görüyoruz. Dolayısıyla, ABD’nin elinde Fetullah’la ilgili, Türkiye’den daha fazla bilgi olduğunu düşünüyorum. Ayrıca ABD’de çok sayıda Fetullahçı lider kadrosu var, bunların faaliyetleriyle ilgili geniş bilgiye sahip. Ve

Yazının Devamı

Ya Trump silahları verin derse?

3 Ocak 2019

Eskisinden yeni yıla devredilen fluluklar arasında DAEŞ’le mücadele bahanesiyle ABD’nin terör örgütü PKK’nın uzantısı YPG’ye verdiği silahların akıbeti de var. Ki bu Türkiye-ABD ilişkilerinin yeniden şekillenmesinde son derece önemli bir etken. Çünkü Türkiye başından beri, ısrarla terör örgütü PYD/YPG yani PKK’ya verilen silahların geri alınması için uyardı. Ve bunu ABD’yle yaşanan güven bunalımını aşma açısından samimiyet testi olarak gördü. ABD ise Türkiye’nin bu hassasiyetini ya duymazdan geldi ya da “Yakından takip ediyoruz” sözleriyle oyalama, yutturmaca taktiği uyguladı. Trump’ın “DAEŞ bitti, Suriye’ den çekiliyoruz” kararından sonra an itibarıyla görüntü ise ABD’li komutanların, silahların YPG/PKK’da kalması yönünde Pentagon’a tavsiye verdiği şeklinde. Yani yine oyalama, yutturmaca havası söz konusu. Dolayısıyla da nihai karar ABD Başkanı Trump’tan gelecek. Tabii sonucu yine fluluklara gebe olarak. Niyesini emekli tuğgeneral, Dr. Naim Babüroğlu anlatıyor:

“Trump silahları toplayın emrini vermez. ABD’li komutanlar da kalsın diyor zaten... Çünkü YPG/PKK bir noktada ‘ABD bizi yüzüstü bıraktı’ diyor, şimdi bir de silahlarını toplasa tamamen terör örgütünü elinden kaçıracak. Kime

Yazının Devamı

Firari FETÖ’cülerde panik butonu var

31 Aralık 2018

Fetullahçı Terör Örgütü’ne yönelik yürütülen soruşturmalar ve açılan davalar sebebiyle yurt dışına kaçan ve haklarında yakalama kararı olan çok sayıda kişi var. Ve bunların hepsi de kendilerine kucak açan ülkelerin hamiliğinde Türkiye aleyhine faaliyetlere devam ediyorlar. Dolayısıyla da FETÖ temizliğinin yurt içinde TSK başta olmak üzere devletin tüm kadrolarına sızan kriptoları bulmanın yanı sıra yurt dışına tüyen hainleri getirmek boyutu da var. Ki bu bağlamda bugün son gününü yaşadığımız 2018’de MİT nefes kesen operasyonlar yaptı. Tabii daha çok ABD, Almanya ve İngiltere dışındaki ülkelerde... Bu da doğrudan bu ülkelerin gizli servisleri ve güvenlik güçleriyle FETÖ’cülere kol kanat germeleriyle bağlantılı bir durum. Yani bulundukları yerleri, adresleri belli olan hainler bu ülkelerde alenen koruma altındalar. Özellikle de hainlerin ensesinde olan MİT’in olası paketleme operasyonlarına karşı... Nasılını ve niyesini Hava Kuvvetleri Komutanlığı eski Başsavcısı emekli Albay Ahmet Zeki Üçok anlatıyor:

“Bunlar o ülkelerin adamlarıydı. Onların Türkiye’deki haber kaynaklarıydı. Silahlı Kuvvetler içerisinde kullandıkları elemanlardı. Ekonominin, yargının içinde, medyada onların

Yazının Devamı

Kararsız seçmen yok kararlı seçmen çok

29 Aralık 2018

Siyasi partilerin adayları bazı eksikler dışında tamam, sıra projeler ve kampanyalarda. Daha doğrusu, seçmeni ikna etmekte. Dolayısıyla, hem iktidar hem de muhalefette sahaya dönük hazırlıklar ivme kazanmış durumda. Hatta kimi partiler ve bazı adaylar ise çoktan sahaya indiler bile. Çünkü birçok yerde dengeler tam anlamıyla bıçak sırtı. Yani birkaç istisna dışında hiçbir yer, hiçbir siyasi parti için çantada keklik değil. O nedenle de her parti, her aday bire bir markaj, miting, kapı kapı dolaşma ve sosyal medya üzerinden elinden geleni fazlasıyla yapmak zorunda. Özellikle de oranının yüzde 30’larda olduğu dillendirilen kararsızlar konusunda... Dün bu durumu kamuoyu araştırmacısı Adil Gür’e sordum. Öncelikle de kararsızların fazla olduğuna dönük iddiaları. Yanıtı şuydu:

“O kadar kararsız yok, yüzde 15-20 civarında bir kararsızım diyen var. Bu da çok doğal her seçim döneminde olur. Onların zaten yarıdan çoğu kararsız değil, sandığa gitmeyecek seçmendir. Çünkü sandığa katılım yüzde yüz olmaz. Seçmen sandığa gitmeyeceğim demek yerine, kararsızım demeyi tercih ediyor. Gerçek kararsız bir elin parmakları kadar bence, yani yüzde 5 civarında. Türkiye son yıllarda inanılmaz şekilde bir

Yazının Devamı

Dağlıca ve Aktütün’de MOSSAD parmağı

27 Aralık 2018

Netanyahu’nun YPG/PKK sevdası tam anlamıyla İsrail gizli servisi MOSSAD’ın yıllardır terör örgütüyle olan derin ilişkilerinin de dışa vurumu. Çünkü herkes biliyor ki MOSSAD, Türkiye, İran, Irak ve Suriye’deki Kürt toplumuyla yakından ilgiliydi. Tabii Barzani ile de. PKK çıktığı ya da çıkarıldığı andan itibaren de bu ilgi ve iş birliği devam etti ve hâlâ da ediyor. Amacı da malum. Hayal ettikleri Kürt devletinin kurulması veya bölgenin parçalanması yolunda terör örgütü PKK’yı maşa olarak kullanmak. Yani Netanyahu’nun bu sevdası anlık değil, uzun yıllardır süregelen bir tutku. Dolayısıyla, hani bir zamanlar PKK terörüne karşı İsrail’den teknik ve istihbari destek geldi falan deniliyordu ya onların da hepsi hikâye. Nasılını Genelkurmay İstihbarat Dairesi eski başkanı, Em. Korg. İsmail Hakkı Pekin anlatıyor:

“PKK’ya dönük yaptığımız istihbari çalışmalarda, çekimlerde İsrail Özel Kuvvetler mensuplarından emekli olanların teröristleri özellikle gerilla harbi ve terörizm konusunda eğittiklerini saptadık. Malzeme temini götürüp, malzeme verme şeklinde olmuyor. Bir şekilde gelir yaratıp, o gelir üzerinden bir yerlerden silah aldırmakla oluyor. Daha çok da Varşova Paktı ülkelerinden ya da

Yazının Devamı

ÖSO’nun partneri aşiretler olacak

24 Aralık 2018

Pentagon ve CIA’nın istememesine rağmen Trump Suriye’den çıkma kararı aldı. Sonrasında Twitter’dan duyurduğu “Türkiye’nin de içinde olduğu diğer bölge ülkeleri DAEŞ’in çaresine bakmalı. Biz eve geliyoruz” açıklamasıyla da bu kararını pekiştirdi. Yani Trump bu kez ciddi ya da sözünün arkasında duracak gibi görünüyor. Dolayısıyla da Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna dönük harekât planlarında erteleme ve değişiklik söz konusu. Tabii şimdilik kaydıyla... Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Bu ucu açık bir bekleme değil. Önümüzdeki aylarda PKK ve DAEŞ’i ortadan kaldıracak bir harekât tarzı izleyeceğiz” sözleriyle bunu çok net ifade etti... O nedenle de an itibariyle merak edilenlerin başında 8 Ocak’ta kesinleşecek ABD’nin çekilme takvimi ve sonrasına dönük Türkiye’nin olası hamleleri var. Öncelikle de hem PYD/PKK hem de DAEŞ’e karşı yapılacak harekât tarzı konusunda... Dün buna dönük olasılıkları Emekli Tuğgeneral, Dr. Naim Babüroğlu’na sordum. Yanıtı şuydu:

“YPG/PKK’ya rahat. Orada hedefler, her yer belli ama DAEŞ kuzeyde, yani 30-40 kilometrelik derinlikte değil. Rakka’nın güneyi Deyrizor bölgesinde. Şimdi o bölgelerde bir operasyonu nasıl yapacak Türkiye? Yerli ÖSO türevi unsurlarla

Yazının Devamı

ABD askeri çekiyor ama bayrak duruyor

22 Aralık 2018

Fırat’ın doğusuna harekât için geri sayım sürerken Trump’tan gelen “DAEŞ bitti, Amerikan askeri eve dönüyor” açıklaması tam anlamıyla şapkadan tavşan çıkarma durumu. Çünkü ortaya çıkan görüntü şu. ABD diyor ki: Ben Türkiye’nin kararlılığını gördüm ve PYD/PKK yüzünden müttefikimle kavga etmek istemiyorum. Bundan sonra Suriye’de belirleyici olmayacağım...

Ancak her ne kadar buna dönük hafiften kıpırdanmalar olsa da o zaman şimdiye kadar bu teröristleri neden korudun kolladın, binlerce TIR silahı neden verdin; dahası, Menbiç’te niye bu kadar oyaladın ya da son dakikaya dek niçin direttin diye kafa karıştıran noktalar da söz konusu... Özellikle de söz sahibinin yalan konusundaki sabıka kaydı dikkate alındığında. Dolayısıyla da Trump’ın bu sözlerine de fazlasıyla ihtiyatlı yaklaşmakta yarar var. Ki Ankara’nın havası da öyle ve buna bağlı olarak da her türlü olasılığa ilişkin hazırlıklarını yapıyor. Dün bu durumu MİT eski Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş’e sordum. Özellikle de ABD’nin çekilme sözlerinin inandırıcılığını. Yanıtı şuydu:

“ABD’nin çekilmesinin niteliği henüz belli değil. Nerede, nasıl çekecek? ABD’nin 20 den fazla üssü var. Üsler boşaltılacak mı, PKK silahsızlandırılacak mı,

Yazının Devamı