Şehidin ailesi komutana emanet

12 Kasım 2015


Korgeneral İsmail Metin Temel, Uludere’deki şehit annesi Hatun Bulut’u ziyaret etti.

Tarih:8 Nisan 2007... Bolu’daki Komando Tugayı’na bağlı birlikler Şırnak’ın Küpeli Dağı’nda operasyon yapıyor. Daha doğrusu, bugün olduğu gibi, kalleşçe saldırılar düzenleyen PKK’lıları etkisiz hale getirmek için iz sürüyor. Dağ taş, mağaralar didik didik aranırken, gece yarısından sonra teröristlerle sıcak temas sağlanıyor. Saatlerce süren çatışmada silahlar ölüm kusarken, PKK’lıların attığı bir el bombası komandoların bulunduğu mevziye düşüyor. Bombayı gören Şırnaklı 21 yaşındaki Şeref Bulut hiç tereddüt etmeden arkadaşlarının üzerine kapaklanıp vücudunu siper ediyor. Ağır yaralı olarak kaldırıldığı Şırnak’taki askeri hastanede son nefesini verirken de yanı başındaki Tugay Komutanı Tuğgeneral İsmail Metin Temel’e şu sözleri fısıldıyor:

“Komutanım, anam, ailem sizlere emanet.”

Şırnaklı Şeref ertesi gün bütün komutanlarının ve hemşerilerinin katıldığı bir törenle doğduğu topraklarda sonsuzluğa uğurlanıyor. Ay yıldızlı bayrağa sarılı tabutunun başındaki komutanı da onun 21 yıllık özgeçmişini okuyor:

“05 Ocak 1986’da Şırnak’ın Uludere İlçesi Şenoba beldesinde dünyaya geldi. İlköğretimini Şenoba’da

Yazının Devamı

CHP delegeyi değil seçmeni ikna etmeli

9 Kasım 2015

1 Kasım ve sonrasında gördük ki “yeni CHP” diye bir şey yok. CHP aynı CHP... Hem aldığı oy oranı hem de bunun nedenlerini sorgulamak açısından. Çünkü sihirli sözcük “kurultay”la birlikte partide yine “halka nasıl güven veririz” yerine “delegeyi nasıl ikna ederiz” tartışması ön planda. Ya da ülkeden ziyade partiye iktidar olmak gündemde. Aslında bu duruma “beyaz atlı prens” beklentisinin depreşmesi de denilebilir. Yani durumu sorgulamaya gerek yok nasıl olsa biri gelecek partiyi uçuracak, gelen oyları katlayacak...

Peki bu mümkün mü? ?

Olmadığı, olamayacağı ortada... Nitekim bunu İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın da çok net bir şekilde ifade etti. Tıpkı 10 yıl öncesinde olduğu gibi. Çünkü Karayalçın, SHP Genel Başkanı’yken de yıllardır iktidar özlemi çeken solun beyaz atlı prens beklentisinin büyük bir yanılgı olduğuna dikkat çekmişti. Yaşanan gelişmeler de onu haklı çıkardı ve değişen isimlere rağmen beklenen sıçrama olmadı. Yani öyle bir prens gelmedi. Şimdi yeni bir durum söz konusu ve yine aynı uyarı olunca biz de Karayalçın’ı aradık, muhalifler tarafından genel başkana dönük istifa seslerinin yükseldiği «CHP ne yapacak ya da yapmalı?» diye sorduk. O da önce “Evet bu seçimde

Yazının Devamı

Her şeye hayır kendisine evet

5 Kasım 2015

1 Kasım’ın tartışmasız tek kazananı Ahmet Davutoğlu, en çok kaybedeni ise Devlet Bahçeli. Biri 13 yıldır iktidarda olan AKP’yi yüzde 49.5’lik oy oranıyla dördüncü kez zirveye taşıdı. Diğeri 18 yıldır başında bulunduğu MHP’yi yüzde beşlik oy ve 40 milletvekili kaybıyla dördüncü parti konumuna düşürdü. Siyaset kitabına göre her ikisinin de yapması gerekenler çok açık ve net. Kazanan hükümeti kurup ülkeyi yönetecek, kaybeden “Sen bilirsin” dediği Türkiye’den aldığı yanıtın gereğini yapacak. Nedir o? Partisinin tabanından ve içinden yükselen olağanüstü kurultay çıkışlarına kulak vermek. Yani “Bu talebi gördüm, bundan kaçmam. Demokrasinin gereği ve cilvesi budur” diyerek parti içi güven oylamasının önünü açmak. Bunu yaparken de geçmişte bir şekilde MHP’yle bağı kopan ya da kopartılan küskün, kırgın herkesi kongreye davet ederek “İsteyen aday olabilir” demek. Peki Bahçeli bunu yapar mı? Yapmayacağını çok açık söyledi. Daha doğrusu, klasiğini ve istikrarını(!) bozmayarak kafadan yine “hayır” dedi. Çünkü 7 Haziran gecesinden bu yana MHP liderinin kelime dağarcığında “evet”e yer yok. Aslında var da kendisi için “Lazım olduğunda kullanırım” diye saklıyor...

***

Dün bir zamanlar Bahçeli’nin

Yazının Devamı

Ak Parti kaybettiği oylarını geri aldı

2 Kasım 2015

İstanbul’da 1 Kasım seçiminin sonunda tüm hesaplar altüst oldu. İstanbullu seçmen ‘Ak Parti’ dedi. CHP 7 Haziran’da aldığı üç ilçeyi kaybederken, MHP ve HDP ise ağır oy kayıpları yaşadı

Her beş seçmenden birinin bulunduğu İstanbul için öngörüler beş ay öncesinin tekrarı, hatta CHP’nin “emanet oyların” geri dönüşüyle atak yapacağı yönündeydi ama sandık tüm beklentileri, hesapları alt üst etti. Ak Parti 7 Haziran’a oranla oylarını dörtte bir oranında artırırken CHP’nin 7 Haziran’da kazandığı Sarıyer, Avcılar, Beylikdüzü gibi kaleler düştü. İki milliyetçi parti HDP ve MHP ise ağır oy kayıplarına uğrayarak hepten kaybettiler. Ki HDP’nin İstanbul’daki Kürt seçmenlerden aldığı oy oranında da büyük düşüş görüldü. MHP ise İstanbul genelinde yüzde 10’u bile bulamadı. Bu gelişmelere bağlı olarak da İstanbul’un Ankara’ya gönderdiği 88 milletvekilinin partilere göre dağılımında Ak Parti lehine önemli değişikler oldu.

7 Haziran seçimleri öncesinde HDP’nin barajı aşıp aşamayacağı merak edilirken, 1 Kasım öncesinde ise Ak Parti’nin tek başına iktidar olup olamayacağı çok tartışıldı. O nedenle de ülke genelindeki seçmenin yüzde 22’sini barındıran İstanbul’dan alınacak oylar çok önemliydi. Yani beş

Yazının Devamı

Karayalçın’ın emanet oy hesabı

29 Ekim 2015

7 Haziran’da HDP’yi İstanbul’da 3. parti konumuna getiren oy artışının ana kaynağı AKP’den kopan Kürt seçmenler mi yoksa CHP’den giden emanet oylar mı? Bu konuda net bir veri yok. Daha doğrusu, her iki partiden de HDP’ye giden oylar var ama hangisinin daha çok etkilediği noktası tartışmalı ve merak konusu. Örneğin İstanbul’da yüzde 29.4 oy alan CHP’den HDP’ye giden emanet oyların yüzde 1-2 olduğu söyleniyordu ancak dün konuştuğum İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın’dan oldukça iddialı ve net bir rakam geldi:

HDP’ye başka partilerden giden oylar da var ama sadece CHP’den giden İstanbul’daki oyların oranı yüzde 5.5. Bu çok yüksek ve niye gittiğini de biliyoruz. Türkiye başkanlık rejimine geçmesin diye insanlar HDP’ye oy verdiler. Eğer bu oylar gitmeseydi 7 Haziran’da İstanbul’da aldığımız yüzde 29.4’lük oy oranımız yüzde 35-36 olacaktı. Bu da CHP’nin yüzde 25’lik Türkiye ortalamasını yüzde 30-31’lere çekecekti...

Karayalçın’ın dediğine göre, bu rakamlar Kemal Kılıçdaroğlu’nun matematik hocalarına sandık sandık yaptırdığı özel bir çalışmadan elde edilmiş. Doğrudur yanlıştır bilemem ama denildiği gibiyse ve de bu oylar hakikaten emanetse İstanbul ve ülke genelindeki dengeleri hepten

Yazının Devamı

En hassas halka sandık güvenliği

26 Ekim 2015

Yurt dışı seçmenlerin oy kullanma işlemi tamamlandı, yurt içi oylamaya da beş gün kaldı ama hala 1 Kasım seçimi konusunda kafalar net değil. Özellikle de en hassas halka sandık güvenliği konusunda. Çünkü bıçak sırtı dengeler nedeniyle tek bir oy bile çok kıymetli ve ufacık bir hata ya da olası manipülasyonda farklı tablolar oraya çıkabilir. Örneğin kılpayı tek başına iktidar ya da koalisyon seçenekleri gibi. Bu nedenle seçmen iradesinin sandığa girdiği gibi yansıması, yani oyların sayımı ve sandık sonuç tutanaklarına hile hurda karışmaması çok önemli. Bunu sağlamanın tek yolu ise sandığa, oylara sahip çıkmak ve gerekli itirazları zamanında yapmak. Yoksa iş işten geçtikten sonra şöyleydi, böyleydi demenin hiçbir anlamı yok...

Peki bu nasıl olacak? Öncelikle oylar sayılırken başında bulunmakla çünkü seçimde hile karışabilecek tek yumuşak nokta burası ve sandık başında olunmadığında o tutanakların istenildiği gibi tanzim edilebilmesi olası...Bundan sonrası ise her parti adına dikkat ve sabır işi. Şöyle ki; 1 Kasım’da seçime giren partilerin büyük çoğunluğu Seçim Bilişim Sistemi(SEÇSİS)’ne internet üzerinden senkronize biçimde bağlı. Bu şu demek; 1 Kasım saat 17.00’de yani sandıklar

Yazının Devamı

Demokrasi mi propaganda mı?

22 Ekim 2015

Televizyonda başlayan PKK’yla ilgili tartışma Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’yi hâkim karşısına çıkardı. Ve bu konuşma toplumda “Terör örgütü propagandası mı, demokrasi mi?” tartışmalarına neden oldu. Nitekim benzer sözler nedeniyle TBMM’de de sıkça tartışmalar yaşanmıştı.

Tarih: 23 Şubat 2015... TBMM’de TSK tarafından gerçekleştirilen, Süleyman Şah Türbesi’nde bulunan 38 personelin Türkiye’ye getirilmesine dönük operasyon konuşuluyor. İşte o günkü Genel Kurul Tutanağı’ndan(24. Dönem, 5. Yasama Yılı, 62. Birleşim) bir bölüm:

AYLA AKAT ATA (Devamla) - Bugün, kabul edilir ya da edilmez Kobani’de bir yönetim var. İlk kabul etmesi gereken ülke Türkiye Cumhuriyeti’ydi, çünkü Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde de Kürt halkı yaşıyor, Türkiye’nin de bir Kürdistan’ı var; nasıl ki Suriye’nin varsa, nasıl ki Irak’ın varsa, nasıl ki İran’ın bir Kürdistan’ı varsa Türkiye sınırları içerisinde de bir Kürdistan var.

AYLA AKAT ATA (Devamla) - Ve bugün, bu parlamento çatısı altında, dünyanın en örgütlü, 2015 yılında en örgütlü, artık eylemleriyle hiçbir tartışma götürmeden terör örgütü olarak kabul edilen bir örgüt karşısında dünyanın takdir ettiği bir direnişi ortaya koymuş bir örgütten

Yazının Devamı

Bıçak kemiğe dayandı

19 Ekim 2015

Eski Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker PKK’nın Güneydoğu’da halkı taciz ettiğini vurgulayarak, “Vatandaşta artık bıçak kemiğe dayandı. Herkesten haraç almaya başladılar. Vatandaş imdat diyor. Devlet bu nedenle terörle etkin mücadele yapıyor. Operasyonların nedeni de budur” dedi

“Süreç neden vardır? İnsan ölmesin diye. İnsan ölüyorsa o zaman bu sürecin bir anlamı yok. O artık hükümetle ilgili bir şey değil. Bölgede vali, kaymakam, jandarma komutanıyla ilgili. Onlar kanuna yönetmeliği göre talimat verir, gerekeni yaparlar. Kendiliğinden yapmaları gerekir.”

Yazının Devamı