Kıbrıs sorunu çözüm eşiğinde ama...

16 Ekim 2015

LEFKOŞA

KKTC Cum-hurbaş-kanı Mustafa Akıncı ile Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis arasında devam eden görüşmelerde kritik bir sürece doğru gidiliyor. Çünkü adadaki atmosfer Annan Planı’nın referanduma sunulduğu 2004 yılından sonra “çözüme en yakın zaman”olarak adlandırılsa da perde arkasında “ama”larla dolu sıkıntılı bir durum söz konusu. Bunların başında da iki taraf arasında siyasi eşitliğin temelini oluşturacak yönetim, güç paylaşımı ve mülkiyet sorunu var. Nedeni de masada çözüme kavuşacağına inanılan iki kesimli, 2 toplumlu eşit federal Kıbrıs beklentisiyle, “Ben tanınmış devletim” havasındaki Rum kesiminin yaklaşımı arasındaki farklılık.

Masada bugüne kadarki görüşmelerde olumlu ilerlemeler kaydedildiği söylenen federal sistemden beklenti şöyle:

2 kurucu devlet olacak, bunların kendi meclisleri, hükümetleri, yerel yönetimleri oluşacak. Tepede de federal bir çatı bulunacak ve hem Türkler hem de Rumlar etkili bir şekilde temsil edilecek. Federal Cumhurbaşkanlığı da dönüşümlü olarak yapılacak. Yani tam bir eşitlik sağlanacak.

Peki denildiği gibi olumlu ve somut ilerlemeler kaydedilmiş mi? Şimdiye kadar gelinen noktada kayda geçmiş net bir metin olmadığı gibi

Yazının Devamı

IŞİD’in 300’den fazla uyuyan hücresi var

15 Ekim 2015

Ankara-’daki kat-liamdan sonra devletin en yetkili ağızlarından Türkiye’deki “uyuyan hücreler” ve bunlara karşı yürütülen mücadelenin zorluğunu duyunca MHP Iğdır eski Milletvekili Sinan Oğan’ın sözlerini anımsadık... IŞİD’in Türkiye’nin de başına bela olacağına dikkat çekerek (19.05.2014 tarihli yazımız), şöyle demişti:

“IŞİD’in Türkiye’de uyuyan hücreleri var. Adam, berberdir, bakkaldır, kasaptır, işinde gücündedir ama bir mesaja kadar. Eylem talimatı geldiğinde bir anda canlı bombaya, teröriste dönüşebilir.”

O günlerde bu ve Meclis’te başka vekillerce de dile getirilen benzer uyarılar pek ciddiye alınmamıştı. Ya da o günkü konjonktür bunu gerektiriyordu!.. Ancak bugün geldiğimiz noktada IŞİD’in doğrudan Türkiye’ye dönük canlı bomba saldırılarıyla nihayet devlet de bunu anlamış durumda...

Dün bu konuyu, yani IŞİD’in “uyuyan hücrelerini” ve Ankara katliamını şimdilerde mesaisinin tamamını Türksam (Uluslararası ilişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi) Başkanlığı’na ayıran Sinan Oğan ile bir kez daha konuştuk. “Benim için sürpriz değil” diye söze başlayan Oğan, IŞİD’in Türkiye’de 300’den fazla “uyuyan hücresi”nin olduğunu vurgulayarak, yeni tespitler de yaptı. İşte bazıları:

-

Yazının Devamı

Herkesin konuştuğu bomba başkentte patladı

12 Ekim 2015

Diyarbakır ve Suruç faciaları-nın yaraları sarılmadan, hesapları sorulmadan şimdi de Ankara’da Cumhuriyet tarihinin en kanlı,en kalleş terör saldırısı ve yine aynı soru:

Güvenlik zaafiyeti var mı?

Olmaz mı? Hemde fazlasıyla...

Çünkü büyükşehirlerde böyle bir eylem olasılığı günlerdir herkesin konuştuğu, korktuğu bir durum. Hatta bu yönde MİT’in yaptığı uyarılar bile var. Nitekim Başbakan’da son dönemde İstanbul ve Ankara’da iki canlı bombanın yakalandığını söyledi. Yine yapılan operasyonlarda IŞİD’e ait 33 intihar yeleği ele geçirildiğini öğrendik. Yani tüm bunlar gösteriyorki terör örgütlerinin hareketliği biliniyor, izleniyor ve seçime giderken böyle bir provakatif eylem olasılığı çok yüksek..

Bu durumda devletin yapması gereken ne? İstihbarat kanallarıyla örgütü, teröristi harekete geçmeden duyum almak ve çökertmek. Yani barış ve kardeşlik çağrısı için izin alarak meydanlara çıkan insanların güvenliğini sağlamak.

Sağladı mı? Hayır. Herhangibir taşkınlık olursa diye gaz ve su sıkmak için önlem alan devlet canlı bomba ya da bombaları yine atladı. Ve terör Türkiye’yi kalbinden hem de MİT ve İçişleri Bakanlığı binalarına çok yakın bir noktada vurdu, oluk gibi de kan

Yazının Devamı

Kayıp seçmen var mı, yok mu?

8 Ekim 2015

1 Kasım’a dönük güvenlik ve hile endişeleri zirvede. Bu nedenle de sokaktaki insanın kafası hepten karışmış durumda. Nasıl karışmasın ki, her şey flu... Örneğin, CHP’li Erdal Aksünger’in 7 Haziran’da oy kullanan 672 bin seçmenin 1 Kasım listelerinde olmadığı iddiaları üzerine YSK’yı arayıp “Kayıp seçmen var mı?” diye sormuştuk. Yanıtını da “550 binden fazla seçmen oy kullanamayacak” başlıklı yazımızda (01 Ekim) aktarmıştık. YSK şöyle diyordu:

Seçmen kütükleri Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’ndeki verilerle oluşturuluyor. Merkezi Nüfus Sistemi’ne (MERNİS) kayıtlı bir kişinin seçme hakkını kullanabilmesi için adres beyanında bulunması şart. Kayıp seçmen yok, MERNİS’te kaydı görünen ama herhangi bir nedenden (vergi borcu, alacaklısından kaçmak vb) adres beyanında bulunmadığı için listelere giremeyenler var. Bunların sayısı da yurtiçi 553 bin 468, yurtdışı 376...

Yani, YSK’ya göre; bıçak sırtı dengeler nedeniyle tek bir oyun bile çok kıymetli olduğu 1 Kasım’da yurtiçindeki seçmenlerin yüzde birinin iradesi sandığa yansımayacak ancak bundaki sorumluluk daha çok vatandaş odaklı...

Şimdi ise bu iddialarla ilgili bir adım daha geldi ve CHP’li Sezgin Tanrıkulu konuyu TBMM’ye taşıyarak

Yazının Devamı

‘Bölge halkı yönünü devlete çeviririyor’

5 Ekim 2015

Silahlı eylemlerin yanı sıra il ve ilçe merkezlerinde toplu direniş ayaklanma hedefleyen PKK’nın son girişimi okul boykotu da tutmadı. En kritik yerlerde bile vatandaş çocuğunu okula gönderdi. Ben de bu süreçte neler yaşandığını ve son durumun ne olduğunu öğrenmek için Irak ile 56 kilometre sınırı olan, yani teröristlerin sızma hattındaki Uludere İlçesi’nin Kaymakamı İbrahim Halil Şivgan’ı aradım. Aslında Şivgan’la bu konuyu bayramda Uludere- Şırnak karayolundaki tuzaklama riski nedeniyle zorunlu olarak yaptığımız helikopter yolculuğunda da konuşmuştum ama o zaman okullar kapalıydı ve ne olacağı belli değildi. Şimdi ise durum net. Şöyle ki;

Köyler dahil ilçedeki tüm okulların açıldığını ve öğrencilerin geldiğini anlatan Kaymakam Şivgan,herşeyin devletin kontrolünde olduğunu söyledi. Sonra da “Bölge halkı yönünü devlete çeviriyor” dedi. Gerçi buna benzer bir sözü iki gün önce İçişleri Bakanı da sarfetti ama bunu direk alandaki kişiden duymak daha anlamlı. Hele de Roboski’de 34 kişinin ölümünden (2011) sonra taziyeye giden aynı yerin eski kaymakamına yönelik linç girişimi hafızalardayken...

İşte Çukurca, Beytüşşebap,Silopi ilçeleriyle komşu, sınırın öte yanında ise PKK’nın

Yazının Devamı

CHP iktidar olmak istiyor

1 Ekim 2015

Program ve söylem-leriyle daha çok “İktidar olmak istemiyor” izlenimi veren CHP dün ilk kez “Tek başına iktidara adayım” havasındaydı... Hem açıklanan seçim bildirgesinin içeriği hem de Kılıçdaroğlu’nun net ve iddialı üslubu açısından. Çünkü CHP lideri beş ana başlık altında topladığı konuşmasında sadece vaatleri sıralamakla kalmadı, bunları gerçekleştirmek için ilk yüz gün, ilk bir yıl gibi somut ve iddialı hedefler de koydu. Dahası, bugüne dek ağırlıkla orta yaş ve üstü kesimden oy aldığı bilinen CHP’ye gençleri çekmek için bildirgeyi onlara atfetti ve siyasete girin çağrısı yaptı. Bunları yaparken de hiçbir parti başkanı ya da siyasiye dönük sert ve kırıcı tek bir söz kullanmadı. Yani 7 Haziran sonrasındaki süreçte kamuoyunda CHP’ye artı puan getiren uzlaşmacı ve kucaklayıcı tavrını sürdürdü. Ve ülkenin sorunlarını çözmeye talip olduklarını sık sık yineleyerek 1.5 saatlik konuşmasını şöyle noktaladı:

“AKP 13 yılda Türkiye’yi bu hale getirdi, MHP her şeye hayır diyor, HDP Türkiye’yi yönetmeye hazır değil.

Tek adres Önce Türkiye diyen CHP.”

1 Kasım’da sandıktan ne çıkar bilinmez ama CHP’nin topluma, toplumun sorunlarına çözüm odaklı bu tavrıyla doğru yolda olduğu kesin...

İstanbul’da

Yazının Devamı

Cizre’de sandıklar taşınmazsa ne olur?

28 Eylül 2015

Güvenlik gerekçesiyle Cizre’deki 3 mahalle ile Batman ve Bitlis illerindeki çok sayıda sandık taşıma karar ya da talepleri bugün (yarın da olabilir) YSK’da karara bağlanacak. YSK ya Anayasa’nın 79. maddesine (seçimlerin düzen ve dürüstlüğünü sağlama yetkisi) dayanarak “taşınabilir - birleştirilebilir” diyecek ya da “Güvenliği sağlamak devlet ve kolluk kuvvetlerinin işidir” gerekçesiyle “taşınamaz” şeklinde karar verecek. Nitekim 7 Haziran seçimleri öncesinde de sandık taşıma talebi olduğunda YSK oybirliğiyle aldığı kararda aynı gerekçeyle “Olmaz” demişti...

YSK açısından zor ve sıkıntılı bir durum. Daha önce alınmış kararlar ortada, dahası, “Durum daha vahim” deyip taşıma kararı verse, bu kez de nereleri taşıyalım tartışması başlayacak. Çünkü bu yönde başvuru o kadar çok ki...

Peki, daha önceki kararlarında olduğu gibi “olmaz” derse, yani sandıklar taşınmazsa ve bunun sonucunda da bazı yerlerde sandık kurulamazsa ne olur? Geçmişte bunun örneklerinin yaşandığını belirten YSK’nın CHP temsilcisi Av. Mehmet Hadimi Yakupoğlu’nun öngörüsü şöyle:

Kurulamayan sandıklardaki sayıyla o seçim çevresindeki en son seçilen milletvekilinin aldığı oyla seçilemeyen arasındaki oy farkı dikkate alınır.

Yazının Devamı

Aday seçmen tercihini ne kadar etkiler?

24 Eylül 2015

7 Haziran seçimi öncesinde kafalarda üç temel soru vardı. Başkanlık sisteminin önü açılacak mı, HDP barajı aşabilecek mi, AKP tek başına iktidar çoğunluğunu sağlayacak mı?.. Sandıktan çıkan parlamenter sistem tercihi ve HDP’nin baraj sorunu olmadığı mesajıyla 1 Kasım seçimi öncesinde ise soru sayısı teke düştü:

AKP yeniden çoğunluğu kazanır mı kazanamaz mı?..

Yani bu seçime dönük diğer partilerin durumundan çok AKP’nin ne olacağı konuşuluyor ya da merak ediliyor. Bu noktada da partilerin tüm dikkatleri bir iki binlik oy farklarıyla milletvekili kazanılan ya da kaybedilen yerlere çevrilmiş durumda. Örneğin İstanbul 3. bölge, Ankara 2. bölge ile Samsun ve Aydın’ın da aralarında bulunduğu 15 ilde yüzde 1’in (binde 12-15 gibi), 12 ilde de yüzde 2’nin altındaki oy farklarıyla son sıralardan kazanılan milletvekillerinde lehte-aleyhte değişiklik olabilir. Tabii bu sadece AKP değil tüm partiler için geçerli. Bu açıdan bakıldığında da partilerin aday listelerindeki seçmen profiline dönük dengeler ve isimler çok önemli. Nitekim bunun işaretleri de açıklanan aday listelerinde fazlasıyla var. Bu durumda da akla şu soru geliyor:

Aday listelerindeki isimler ve sıra kaydırmaları 7

Yazının Devamı