‘Aynı elçiler niye Yunanistan’a sessiz?’

28 Ekim 2021

ABD, Almanya ve Fransa’nın da aralarında bulunduğu 10 ülke büyükelçisinin tutuklu Osman Kavala’nın serbest bırakılması için Türk hükümetine yaptığı ortak çağrının ardından Ankara ile Batı arasında yaşanan “istenmeyen kişi” krizi, büyükelçiliklerin Türkiye’nin iç işlerine karışmadığı taahhüdü sonrası yatıştı. Yani diplomat krizine Viyana Sözleşmesi’nin 41. maddesini hatırlamak, hatırlatmak gibi diplomatik bir çıkış yolu bulundu. Aslında buna gerilimde pause (duraklat) tuşuna basıldı demek daha doğru. Çünkü büyükelçilerin girişimi bağlamında hâlâ devam eden, hem içeriğine dönük hukuk hem de yöntem tartışmalarının yanı sıra bir de o büyükelçileri yönlendiren ülkelerinin gerçek niyetleri konusu var. O noktada da Türkiye’yi sıkıştırmaya yönelik sistematik, hasmane bir hareketlenme olduğu çok açık ve net. Hele de AİHM kararlarını uygulamadığı gerekçesiyle Türkiye’ye yönelik eleştiriler yapanların

Yazının Devamı

Aşı karşıtlığı ‘organize işler’

25 Ekim 2021

Koronavirüse karşı en etkin yöntem aşı ve bizim ülkemizde yeterince var. Her yetkili de aşı olun diyor. Ancak hem önemli bir çoğunluğun hala aşı olmamakta direnmesi hem de her gün bağışıklığını kaybeden insan sayısının aşılanan sayısından fazla olması nedeniyle kitlesel bağışıklığa ulaşma anlamında ciddi sıkıntı var. Çünkü özellikle sürekli mutasyona uğrayan virüsü yenmek için aşılamanın mutasyon hızını geçmesi ve toplumun büyük çoğunluğunun en kısa sürede aşı olması şart. Kısacası aşı olma ve zamanlaması kritik önemde. Yoksa sadece aşılananların artan sayısına bakıp da umutlanmak anlamsız. Nitekim bugünkü tablo da bunu çok net ortaya koyuyor. Bir yandan aşılama sayıları, oranları yükseliyor ama tam anlamıyla beklenen hızla istenilen rakama ulaşmadığı için bir yandan da 2 doz aşılama ile elde ettiği bağışıklığı kaybedenler oluyor. Bunu takviye amaçlı öngörülen 3. doz aşı hızının düşük kalması nedeniyle de denge zorlanıyor. Bu arada aşı karşıtlarının anlaşılmaz tavrı da hesapları hepten karıştırıyor. Hepsinin

Yazının Devamı

Göçmen ölümlerinde AB’nin de rolü var

23 Ekim 2021

Avrupa Birliği’nin (AB) temel değerlerine göre, sığınmacılara karşı uluslararası yükümlülükler var. O nedenle de ülke sınırlarına gelen göçmenlerin yasa dışı şekilde sınır dışı edilmesi, özellikle de denizde yaşanan insanlık dışı geri itme olayları doğrudan temel Avrupa değerlerinin ihlali. Hatta bu konuda AB yetkililerince defalarca yinelenen ve kayda geçen resmi açıklamalar söz konusu. Mesela AB İçişleri Komiseri Ylva Johansson, daha iki hafta önce sığınmacıların yasa dışı bir şekilde geri itildiği iddialarına karşı Hırvatistan ve Yunanistan’ın soruşturma başlatmasını talep etti. “Bu haberlerin bazıları şoke edici ve çok endişe duyuyorum” dedi ve “Bu tür suçlamalar Avrupa Birliği olarak saygınlığımıza gerçekten zarar veriyor” ifadelerini kullandı. Yine aynı konuda birçok uluslararası STK’nın yaptığı tespitler ve suç duyuruları da dur durak bilmiyor. Ama bunlara rağmen de görüntü değişmiyor. Geri itmeler ve ölümler devam ediyor. Çünkü özellikle Yunanistan hak, hukuk, kural

Yazının Devamı

“Ben Milliyet’im”

21 Ekim 2021

1981 yılının başında MİLLİYET ailesine katıldığımda Sami Kohen’in 27 yıldır gazetede olduğunu öğrenince çok şaşırmıştım. Çünkü mesleğe 1976’da Ankara’da adım atmış, stajyerlik dâhil ilk beş yılda üç ayrı yerde çalışmış biri olarak ben doğmadan üç yıl önce geldiği MİLLİYET’te benim o anki yaşımdan daha fazla nasıl ve neden kaldığına anlam verememiştim... Sonra yıllar su gibi akıp geçti Sami Abi 68 yıl kesintisiz aynı gazetede çalışmak gibi bir rekora ulaştı, biz de 40 yılı aşan bir zamanı geride bıraktık. Dolayısıyla Sami Kohen gibi bir ustayla, dünya markasıyla çok uzun bir süre aynı çatı altında çalışma, aynı havayı soluma fırsatına sahip olduk. O’nun MİLLİYET’e olan sevdasına ve meşalesinin altındaki müthiş çalışma azmine de yakından tanıklık ettik. Ve bugüne kadar yenilenen her yıldaki gazetemizin yaş günlerinde de Sami Abi’nin “Ben Milliyet’im” diye başlayıp devamında getirdiği “Bir gazetecinin bu kadar yıl bir gazetede çalışması çok az görülmüş

Yazının Devamı

Komşunun Fransız uçak sevdası!

18 Ekim 2021

Yazının başlığında “komşu” dedik ama bu iyi değil kötü anlamında. Çünkü sınırdaş Yunanistan’ın kafası hep “şer” odaklı... Evet söze geldi mi ara sıra “Türkiye ile iyi komşuluk ilişkileri ve iş birliği arayışı” gibisinden laflar ediyorlar ama hepsi hikâye, gerçek niyetleri tam zıddı yönde. Tavırları ve yaptıkları da bunu çok net ortaya koyuyor zaten. Mesela sürekli olarak kara, deniz ve hava sahalarını genişletmek için Türkiye’nin tüm hasımlarıyla dostluk kurmayı kendi milli görüş ve ülküsü haline getirdi ve bunu pervasızca uyguladı. Bu bağlamda da Doğu Akdeniz ve Ege’deki bazı adaları anlaşmalara aykırı olarak silahlandırma, haksız kıta sahanlığı ya da kara suyu saçmalıklarının yanı sıra Türkiye’yi sıkıntıya, zora sokmak adına aynen Suriye gibi insanlığa karşı suç işleyen terör örgütleri ASALA, PKK, DHKP-C, MLKP’yi ülkesinde barındırdı, kamplarda teröristleri himaye etti, eğitti. Yani alçaklıkta sınır tanımadı. 1990’lı yılların sonlarında Türkiye&rs

Yazının Devamı

Kovid-19’un kökeni hâlâ tartışmalı

16 Ekim 2021

Kovid-19 varyantları salgınla mücadelede yeni güçlükler ve belirsizlikler yaratırken, virüsün kökeni konusundaki kafa karışıklığı da devam ediyor. Yani salgın duyulduğu andan itibaren, internette ve sosyal medyada başlayan virüsün insan yapımı, hatta biyolojik silah olduğuna dönük komplo teorileri hâlâ var ve tartışılıyor. Çünkü bilim insanları ağırlıkla “Virüsün yapısını bildiğimiz için, yüzde 90 insan yapımı olmadığını söyleyebiliriz” görüşünde olmasına rağmen yine bazı bilim insanlarınca dile getirilen karşı tezler de bulunuyor. Özellikle daha önceki yazılarımızda da vurguladığımız “Yenilen yarasadan bulaştı deniliyor ama koronavirüs yemek yoluyla değil solunumla bulaşıyor” ya da “Dünyadaki her coğrafyada, her iklimde, meteorolojik şartta virüs nasıl etkili oluyor?” gibi gerekçeler bağlamında. O nedenle, dünyayı kasıp kavuran koronavirüsün doğal mı yoksa insan yapımı mı olduğuna dönük kafalarda tam anlamıyla bir gel-git durumu da söz konusu. Nitekim

Yazının Devamı

Rus-ABD ortak yapımı senaryo

14 Ekim 2021

Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtlarıyla Suriye’nin kuzeyinde terörden arındırılan bölgelere terör örgütü YPG/PKK’nın artan saldırıları nedeniyle yeni bir harekât olasılığı, hatta sinyalleri konuşulurken İdlib’de de durum hiç iç açıcı değil. Orada da kısa süre önce Soçi’de gerçekleşen görüşmeye rağmen Rusya destekli Esad güçlerinin sivil halka yönelik saldırıları hız kesmeden devam ediyor. Hatta yeni bir kimyasal saldırı hazırlığı iddiaları dahi söz konusu. Tabii bunlar da Türkiye’ye yönelik yeni bir göç dalgası olasılığı anlamına geliyor. Bu arada bölge genelinde YPG/PKK hareketliliğinin yanı sıra, uyuyan DAEŞ hücrelerinin uyandırıldığına dönük istihbari bilgi ve veriler de var. Yani sadece bir taraftan değil ABD, Rusya ve rejim hep beraber Suriye’nin kuzeyinde hem İdlib meselesini hem de Türkiye’nin kontrolündeki güvenli bölgelerdeki düzeni, istikrarı bozmaya yönelik faaliyet içindeler şu anda. Niyetleri de malum. TSK kontrol&u

Yazının Devamı

Kuklacı ABD’nin terörist kuklaları

11 Ekim 2021

Joe Biden’in kongreye verdiği mektubundaki “Türkiye’nin Suriye’de YPG/PKK’ya yönelik operasyonları IŞİD’le mücadeleye zarar veriyor” sözleri saçmalığın ötesinde kuklacı ABD’nin terörist kuklalarıyla olan ilişkisini de çok net ortaya koyan bir durum aslında. Çünkü suçlama yapayım derken, kendi yediği haltların engellenmesinden kaynaklanan bir rahatsızlık durumu söz konusu. Şöyle ki; ABD’nin Suriye’deki varlık gerekçesi neydi? DAEŞ’i yok etmek. Ama ABD ne yaptı? Teröristlerle mücadele adı altında bir başka terör örgütü YPG/PKK’yı silahlandırıp eğitti, dahası alan açtı, açıyor. Yani ABD Ortadoğu’daki jandarması İsrail’in yanı sıra kendisine göbekten bağlı bir PKK/PYD/YPG garnizon devletçiği yaratmak üzerine kurguladığı kirli tezgâhı için DAEŞ’i bahane etti, kullandı. Örneğin 2014-2015’te Tel Abyad ile Ayn el Arab (Kobani) DAEŞ’ten kurtarma bahanesiyle PKK /PYD/YPG’ye teslim edildi. 2016-2017’deki Fırat Kalkanı

Yazının Devamı