Asıl felaket ders almamak

16 Ağustos 2021

Önce orman yangınları arkasından sel baskınları... Her iki felakette de yakınlarını kaybedenlere başsağlığı, yaralananlara sağlık diliyorum...

Hepimiz biliyoruz ki bir doğal afeti engelleyemezsin ama o doğal afet hakkında gerekli araştırmaları yapmak suretiyle nerelerin riskli olduğunu ve olası zararlarını kestirmek, dolayısıyla da gerekli önlemleri alarak etkisini azaltmak mümkün. Hele de daha önce bu anlamda yaşanmış acı deneyimler ve kahreden görüntüler varsa...Yani yaşananlardan ders almak olası afetlere karşı kritik önemde... Peki bu anlamda ülkece doğru bir tavır ya da duruş içindeyiz diyebilir miyiz? Asla. Daha yeni söndürülebilen orman yangınları ve son sel felaketleri de bunun çok açık kanıtı. Çünkü her ikisi de daha önce defalarca yaşadığımız ve nedenlerini konuşup tartıştığımız ama aynı kafada kaldığımız olaylar. Şöyle ki; orman yangınlarına müdahalede söndürme uçaklarının önemini ve yokluğunu neredeyse 40 yıldır konuşuyoruz ama hala yok. Dere yataklarına oy uğruna verilen yapılaşma izni, bu bağlamda da sel bölgelerine dikilen

Yazının Devamı

En kalabalık ‘hemşeriler’ yabancı sığınmacılar

14 Ağustos 2021

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) son verilerine (31 Aralık 2020 itibarıyla) göre; bir önceki yıla oranla nüfusu 56 bin 815 azalan İstanbul’da 15 milyon 462 bin 452 kişi yaşıyor. Bir başka hesapla Türkiye nüfusunun yüzde 18.49’u İstanbul’da ikamet ediyor ve bunların arasında 81 ilden gelen insanlar var. Dolayısıyla “İstanbul’da en çok hangi şehirden insan var” diye hep merak edilmiş, tartışılmıştır. Bu bağlamda da geriye dönüp baktığımızda İstanbul’daki Sivaslıların nüfusu Sivas’ta yaşayanlardan fazla ya da Kastamonulu veya Giresunlu, Erzurumlu, Trabzonlu şu kadar kişi bulunuyor gibi “hemşerilik” odaklı yapılmış sayısız haber görmek mümkün... TÜİK verileri ışığında en son yapılan araştırmaya göre de İstanbul’da en çok 768 binle Sivaslı var. Ardından 562 bin Kastamonulu, 526 bin Ordulu, 495 bin Giresunlu, 437 bin Erzurumlu, 428 bin Samsunlu, 417 bin Malatyalı, 414 bin Trabzonlu, 378 bin Sinoplu, 308’er bin de Rize ve Erzincanlı diye sıralanıyor. Tabii bu rakamları daha yüksek telaffuz eden

Yazının Devamı

Siz ön seçim yapın örnek olun

12 Ağustos 2021

Televizyonda gazetecilerin sorularını yanıtlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçiş tezini anlatırken Siyasi Partiler Yasası’nın da mutlaka değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Niyesini de şöyle açıkladı:

“Darbe yasası o... Vatandaş sanıyor ki milletvekillerini ben seçiyorum. Hayır efendim Genel Başkanlar seçiyor. Onlar listenin altına sadece mühür basıyor.”

Yani Kılıçdaroğlu daha önceleri de defalarca dile getirdiği bu konudaki rahatsızlığını bir kez daha yineledi. Tabii “Bu seçim için onu uygulayacak mısınız” sorusunu “uygulamak isteriz ama bu sadece bir parti için değil bütün partiler için olmalı, yani A partisi yaptı diğerleri uymadı olmaz” diye geçiştirerek... Dolayısıyla konunun ilginçliği ve cazibesi açısından bakıldığında “ön seçim yap örnek ol” boyutunu irdelemek daha gerçekçi. Çünkü CHP içerisinde bunu dillendiren daha başka isimlerde oldu, oluyor ama parti tüzüğünde de

Yazının Devamı

Kafalarda iklim değişimi şart

9 Ağustos 2021

Orman yangınlarının yüzde 95’inin sorumsuz kişilerin piknik yerlerinde bıraktıkları mangal külü, cam şişeler, kırılıp atılan camlar ve diğer mercek etkisi yapacak malzemeler, sigara izmaritleri vs. gibi insan kaynaklı olduğu verilerle sabit. Terör örgütü PKK’nın yaptığı alçaklıklar ve buna bağlı kasıtlı yangın riski, tehdidi de malum. Hatta bugün kendi ormanları da cayır cayır yanan sözde komşu Yunanistan’ın terör örgütüne ve hain planlarına nasıl destek verip, arka çıktığı da... Ama bir de geçmişte hiç insanın olmadığı dönemlerde de görülen yıldırım düşmesi, yanardağ patlaması kaynaklı ve son yıllarda da özellikle küresel ısınmaya bağlı yüksek sıcaklık gibi doğal sebeplerle çıkan yangınlar da var. Ki bugün dünyanın çok farklı yerlerinden gelen yangınlardaki artış bilgileri, görüntüleri ve bizde olduğu gibi nasıl hızlı yayıldıkları da bunun açık kanıtı. Dolayısıyla bu anlamdaki yangınlar da deprem gibi doğal bir afet aynı zamanda. Yani nasıl depremi engellemek mümkün değilse, aynısı

Yazının Devamı

Ormanı yangından doğaya saygı korur

7 Ağustos 2021

Mersin’den ta İzmir’e kadar güzelim Akdeniz ve Ege’nin bütün kıyılarını kavuran orman yangınlarıyla mücadele sürerken bir yanda da yüksek hararetli bir tartışma ortamı yaşıyoruz. Hem de daha çok siyasi çekişmeler ve hesaplaşmalara evrilen ve hala devam eden felaketin nedenleri, müdahalede sorumluluğun kimde olduğu, yıllardır konuşulan yangın söndürme uçaklarının varlığı yokluğu dahil oldukça geniş bir yelpazede. Şimdilerde buna bir de “ne yapalım, yeşili nasıl geri getireceğiz” konusu eklendi. Bu bağlamda da hiç bir şüphe yok ki herkes iyi niyetle bir şeyler söylüyor ve yapıyor. Bazı kamu ve sivil toplum kuruluşları tarafından başlatılan fidan kampanyaları ve buna sporcular, sanatçılar, pek çok kurumun da katılımı gibi. Ancak buna karşı da konunun uzmanı bilim insanları yanan araziyi eko sisteme, yani doğanın kendini yenileme mekanizmalarına bırakalım diyorlar. Örneğin Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Ortaş, müsaade

Yazının Devamı

Yangın söndürme uçakları tam bir yılan hikayesi

5 Ağustos 2021

Günlerdir süren ateş hala sönmedi, alevlerin kavurduğu her köşeden içimizi acıtan görüntüler geliyor. Ateşin ortasına dalan isimsiz kahramanlar tek bir canlı kurtarmak için canları pahasına bir mücadele içinde. Bu arada da neden yangın söndürme uçağımız yok ya da THK’da var da niçin kullanılmıyor polemiği yüksek hararetle devam ediyor. Hem siyasi arenada hem de sosyal medya ortamında. Tabii orman yangınlarına müdahalede uçak mı yoksa helikopter mi daha etkin kıyaslaması da... Bu anlamda da helikopter kova ile su taşıyor oysa uçak tonlarca su boşaltıyor ya da helikopterin pervanesi ateşi körüklüyor, ateş topu halindeki kozalakları daha geniş alana yayıyor gibi tezler yine pik yapmış durumda. Hepsinde haklılık payı var ama her ikisinin de farklı konseptlerde kullanılması durumunda etkin olduğu da bir gerçek. Nitekim yardıma koşan ülkelerin yangın söndürme uçakları ve helikopterleri alevlerin üzerinde turlarken biz yine daha çok bu bildik hikâyeye odaklanmış durumdayız. Dolayısıyla deprem gerçekliğinde

Yazının Devamı

Taliban aşıya nasıl ikna olmuştu?

2 Ağustos 2021

Koronavirüsle mücadelede en etkin yöntemin aşı olduğu hem dünya hem Türk bilim insanlarınca defalarca anlatıldı, uygulamanın yaygın olduğu ülkeler ve bölgelerdeki verilerde bunu net olarak gösterdi ama bizde insanlar inatla olmamak için direniyor. Öne sürülen bahaneler de malum. Aşıyla çip takacaklar, Google’dan bizi izleyecekler, gencim kovid bana hikâye, yan etkileri var, yabancı ajanlar var işin içinde, olmak için Türk aşısını bekliyorum ve en popüleri olan aşı kısırlık yapıyor... Yani aşı karşıtlığı bazı ülkelerde de olduğu gibi kişisel tercih, hak, özgürlük gerekçelerinden (ki o bile toplum sağlığı önceliği nedeniyle tartışmalı) ziyade daha çok saçmalıklar, komplo teorileri ve hurafelere odaklanmış durumda. Mesela bilim insanlarının “Korona geçirirsen kısır kalma olasılığın bin kat daha fazla aşının yapacağından” gibi uyarıları kimsenin umurunda bile değil. Tek takıntı aşı olmama ısrarı. Nitekim bu daha önceleri kızamık aşısı, çocuk felci aşısı içinde geçerliydi. Yani onlara da karşı

Yazının Devamı

Türkiye ve Afganistan tarihi bağlarla bağlıdır

1 Ağustos 2021

Son günlerde Afgan mültecilerin Türkiye’ye akını, gözleri iki ülke ilişkilerinin başlangıcına çevirdi. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ni ilk tanıyan ülke Afganistan oldu. Atatürk de, ilk büyükelçimizi Afganistan’a atadı. Türkiye de, 1920-1960 yılları arasındaki dönemde Afganistan’ın modernleşme çabalarına büyük destek verdi. Bu ülkedeki idari, askeri, kültür, eğitim ve sağlık gibi temel devlet kurumlarının gelişmesinde kritik rol oynadı.

Baştan söyleyelim; anlatacaklarım ve aktaracaklarım zaten ağır bir göç yükü altındaki ülkemize yenilerinin gelmesi ya da eklenmesine sıcak bakma veya sempatik gösterme anlamında değil. Sadece ve sadece ABD’nin çekilmesinden sonra Türk askerinin Taliban ile karşı karşıya kalma riski ve son günlerde alevlenen Türkiye’ye yönelik büyük Afgan göçü olasılığı nedeniyle süren tartışmaların odağındaki “Türkiye’nin orada ne işi var”, ya da “2 bin kilometre uzaklıktaki Afganistan ile

Yazının Devamı