Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yılın ilk aylarında gazetelerde “Mango ve Zara’dan sonra ‘lüksün devleri’ Gucci ve Prada da Beyoğlu’nda yer arıyor” haberleri vardı. Dokuzuncu aya geldik ses yok. Bunda Gezi olaylarının etkisi var mı bilmem ama; İsveçli moda devi H&M’in mağazasında inşaat çalışmaları bitmek üzere. Ekim ayında da açılacak. Gucci ve Prada flörtü ise devam ediyor.
Nasıl etmesin ki; günde
2 - 2.5 milyon kişinin geçtiği İstiklal Caddesi, sadece İstanbul’un değil, dünyanın en kalabalık ve uzun caddelerinden.
Konsolosluklar, kiliseler, tarihi yapılarıyla açık hava müzesinden farksız. 24 saat kesintisiz alışveriş, eğlence, kültür etkinlikleriyle tam bir cazibe merkezi. Kozmopolit yapısıyla her tipten insanın buluştuğu, İstanbul’a gelen turistlerin uğramadan geçmediği bir yer. Yükselen marka değeriyle de “lüksün devleri”nin tam aradığı lokasyon.

‘İstiklal’le Gucci, Prada flörtü
Değerini 10’a katladı
50 yıldır Beyoğlu’nda yaşayan, caddede işyerleri olan Nizam Hışım, son iki dönemdir Beyoğlu Güzelleştirme ve Koruma Derneği’nin Başkanı.
“Daha yaşanılabilir bir Beyoğlu” sloganıyla derneğin kurulduğu 1985’i Beyoğlu’nun en kötü, dibe vurduğu dönem olarak değerlendiren Hışım, o günkü İstiklal’i “Kapkaranlık, mezbelelelik, porno film gösterilen, çöpten geçilmeyen, suç üreten bir yerdi” diye tanımlıyor.
Işıklandırmayla başlayan çalışmaların, kültür, sanat yatırımlarıyla sürdüğünü ve caddenin marka değerinin hızla yükseldiğini anlatan Hışım, son 10 yılda gayrimenkul fiyatları ve kiraların 10’a katladığını söylüyor.
Örnek vermek gerekirse; 2004 yılında 3 milyon lira değerindeki (bugünkü para birimiyle) 160 metrekare oturum alanlı 5 katlı bir binanın değeri bugün 30 milyon lira. 10 bin liralık kiralar da 60 -70 binlere geldi. Tabii rakamların uçmasında, yabancı fonların etkisi de büyük. Çünkü aldıkları binaları uluslararası markalara satıyor ya da kiralıyorlar.

Değerler kaybolmasın
O halde Gucci, Prada ve Fendi niye nazlanıyor? Hışım’a göre; bunun gerekçesi nazlanma değil, İstiklal’de ciddi değişimler olsa da hala devam eden olumsuzluklar. Bu markaların davetle gelmeyeceğini belirten Hışım, şöyle konuşuyor:
“O bölgenin sosyal, kültürel, ekononomik durumunu analiz eder öyle karar verirler. Yeri bedava veriyorum, üste de şu kadar para deseniz de sonuç değişmez.”

Peki nasıl gelecek?
“Buranın A, B, C grubuna hitap eder hale geldiğinde paralel yan sokaklar köhnelikten kurtulduğunda işportacı, tinerci kalmadığında, içinde kolonya olan parfüm satılmadığında, restoran kalitesi yükseldiğinde, otopark sorunu çözüldüğünde... Şimdi bir de Suriye’den gelenler çıktı. Turisti görür görmez yapışıyorlar. Paris’te Şanzelize’de böyle bir görüntü mümkün mü? Artık Beyoğlu’nda ticaret yaparak para kazanma devri bitti. Buranın reklam ve tabela değeri artmaya başladı. Hedef kitlesi ve 30 bin yatak kapasitesiyle buranın Şanzelize olmasını hızlandıracak turizm potansiyeli de var. Bu uzunlukta tarih ve kültürü birarada tutan başka bir yer yok. Tarlabaşı projesi de Beyoğlu’nun kaderini değiştirmeye yönelik ciddi
bir adım.”