Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kurultay sonrası 31 Mart 2024’te yapılacak yerel seçimlere odaklanan CHP’nin Genel Başkanı Özgür Özel, “Önceki Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun ilan ettiği, bizim de sahiplendiğimiz üç büyükşehir belediye başkan adayımız dışında kimseye verdiğimiz bir söz yok” dedi. Özel’in başkanlığında yapılan MYK’da alınan karar uyarınca da CHP, belediye başkan adaylarını İstanbul, Ankara ve Aydın dışında “memnuniyet anketi” ile örgüt yöneticileri, il milletvekilleri ve parti yöneticilerinin görüşleri alınarak, büyük ölçüde eğilim yoklaması ile belirleyecek. Anketlerden çıkacak sonuca göre, belediye başkanından şikâyet yoksa atama yapılacak. Belediye başkanından memnuniyetsizlik varsa, ikinci aşamada öne çıkan adaylar tespit edilecek. Adaylardan birinin “belirgin, yoruma kapalı” şekilde öne çıkması halinde ise öne çıkan isim adaylaştırılacak. Bunlar değişim anlamında doğrudan Genel merkez atamalı Kılıçdaroğlu dönemine kıyasla daha bir demokratik yöntem gibi olsa da bu kurultayda verilen hemen tüzük değişikliği ve aday belirlemede mutlak “önseçim” sözlerinin karşılığı anlamına da gelmiyor...Evet sıkışan, daralan seçim takvimi nedeniyle tüzük kurultayı Eylül 2024’e ötelendi, hatta değişimcilerin listesini delen isimlerden dahi itiraz falan da gelmedi. Elbette bunda da haklılık payı var, itiraz olmaması da normal, denilebilir ama bu durumda da “seçimlerin yapılacağı tarih değişmediğine göre o zaman bu sözler niye verildi” diye sorulması gerekmez mi? Hele de verilen bu sözlerin kurultay atmosferini, delegeyi nasıl tetiklediği dikkate alındığında... 

Haberin Devamı

***

Dün bu durumu CHP’nin önde gelen isimleriyle konuştum. Öncelikle de memnuniyet anketlerinin CHP’yi, partilileri memnun edip etmediğini sordum. İlk anda verilen yanıtlar hep eskiye oranla olumlu gelişme niteliğindeydi ancak hemen sonrasında gelen cümleler ise özellikle aday adayları arasında “güven” anlamında yarattığı endişelere odaklıydı. Şöyle diyorlardı: 

“Farklı anketler var bu iyi güzel ama sonuçları kim görecek, bilecek Genel Merkez, üç beş kişi. Onun için de özellikle İstanbul’da mevcut belediye başkanları da ayrı bir anket çalışması yaptırıyorlar. Olur da ‘senden memnun değiller’ gerekçesiyle tekrar aday gösterilmezlerse ‘bak bu da bizim memnuniyet anketimiz’ demek için. Malum kurultayda Kılıçdaroğlu’ndan yana tavır alanların aday gösterilmeyeceklerine dair iddialar da var bir yandan da...Yani ankete dayalı atamalarla kadro temizliği, istemedikleri isimlerin yerine kendi adamlarını koyma durumu olabilir. Özellikle de garanti, kale olarak bilinen, görülen yerlerde. Bu da ön seçim olsa adaylığı kazanacak isimler açısından yeni kırgınlıklar demek Kritik yerlerde ise elbette bu daha farklı olacaktır...Atayıp atamama konusunu yeniden gözden geçirip, ankete itibar edebilirler. En azından mevcut belediyeleri elde tutmak için yoksa bir tane dahi kaybederlerse CHP’de sıkıntı olur...” 

Haberin Devamı

Tabii bunun bir de son sözü kim söyleyecek Özel mi, İmamoğlu mu tarafı var. Mesela İstanbul’da...Bu konuda anlattıkları da şunlardı: 

“Şu anda yönetimde çift başlılık gözükmüyor ama yarın öbür gün atamalarda kendini gösterecektir. İşi zor Özel’in çünkü sağında solunda İmamoğlu’nun adamları var. İstanbul’daki isimlerin belirlenmesinde İmamoğlu’nun büyük ağırlığı olur.” 

Haberin Devamı

***

Yine en çok konuşulan, merak edilenlerden birisi de “seçimin sonucu ne olursa ne olur” konusu elbette. Buna dönük öngörüler de oldukça seçenekliydi: 

İmamoğlu İstanbul’u tekrar alırsa, Özel beş yıl rahat eder, tersi olur kaybederse Özel’e rahat vermez, Genel Başkanlığa oynar. Ya da İmamoğlu tekrar kazanır ve eğer mecliste de çoğunluğu sağlarsa ‘ben İstanbul’u filanca isme emanet ediyorum ‘ deyip yine Özel’in koltuğuna oynar başını ağrıtır. Ama İmamoğlu’nun başında bekleyen mahkeme kararı var bir de... Dolayısıyla gelişmeler onunla da bağlantılı elbette... 

İmamoğlu sandıkta kaybederse bunları yapabilir mi? Hatta ikisi açısından da sıkıntı olmaz mı? 

“Kaybederse Özel’e bir şey olmaz. İmamoğlu’nun havası söner ama o yine de bir sürü gerekçe ortaya koyup genel başkanlığa oynamaya çalışır.” 

Kısacası; CHP açısından yine sandığa odaklı oldukça hareketli ve hararetli bir süreç söz konusu...