Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

1999 depreminin 14. yılında Sakarya’da 16 Ağustos’u 17’sine bağlayan gece Adapazarı Kent Meydanı;
Saat 21.00: Mısır’da ölenler için gıyabi cenaze namazı var. Düzenleyen İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı (İHH). Milletvekilleri, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı’nın da aralarında bulunduğu bütün zevat orada. Yaklaşık iki bin kişi Mısır’daki kanlı olayların son bulması için dua ediyor. Mısırlı gazeteci Ali Zalad ülkesinde yaşananları anlatıyor.
Saat 03.02: Sakarya’da dört bin kişinin öldüğü an. Meydanda devleti temsilen tek bir zevat yok. Olanlar CHP Büyükşehir Belediye Başkan aday adayı Ecevit Keleş, üç beş gazeteci (biri ben) ve yakınlarını kaybeden 100 kadar Adapazarlı. Sakarya Müzisyenler Derneği Başkanı Sefer Beyenal, yıllar geçmesine rağmen, kentsel dönüşümün olmamasından yakınıyor. Sonrasında kırmızı renkli fenerler yakılıp gökyüzüne salınıyor.
Ben onlara “yıldız” demeyi daha uygun buldum. Çünkü; gecenin karanlığında göğe yükselip sonsuzluğa ulaştılar...

‘Köprüde halat değişimi gereksiz!’
Boğaziçi Köprüsü gelecek yaz bakıma alınıyor. 40 yıldır hizmet veren köprünün yatay olan askı halatları dikeye dönüştürülecek. Yani Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne benzeyecek.
Karayolları Genel Müdürlüğü’ne göre; yatay askı halatları çağdışı ve Boğaziçi Köprüsü’nün en az 40 yıl daha hizmet verebilmesi için dikeye dönüştürülmesi kaçınılmaz.
Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Semih Tezcan ise aksi iddiada. Hatta, değişikliğin köprüye zarar verebileceği ve anotomisini bozacağı görüşünde.
Doçentlik tezi asma köprüler üzerine olan ve 1973- 79 yılları arasında Boğaziçi Köprüsü’nü denetleyen ekibin başında yer alan Prof. Tezcan,“150 ya da 170 sene geçmeden bir asma köprünün askı çubuğunun değiştiğini ilk defa duyuyorum” diyor.
Yatay askı sisteminin rüzgâr salınımı ve titreşimi azaltmak için tercih edildiğini belirten Prof. Tezcan. endişelerini şöyle sıralıyor:
“Köprü aslan gibi. Hiçbir risk yok. Geçmişte yaşanan kopmanın nedeni yatay halatlar değil, desteksiz yapılan tabliye bağlantısıydı. Hepsi takviye edildi. Artık rüzgârda falan kopmaz. Askıları yenileyeceğiz diye köprüyü tahrip etmenin anlamı yok. Herhalde müteahhitleri zengin etmek istiyorlar.”

Suriyeli muhalifler savaşçı mı kaçakçı mı?
Suriye’deki iç savaş nedeniyle güney sınırımızda ne rahat kaldı ne de huzur. Reyhanlı’da kaçakçılar, Akçakale’de cihatçı gruplar iki ülke arasında at koşturuyor. Sınır güvenliği falan hak getire. Daha birkaç gün önce sınırı geçen kaçakçılar askerimize ateş açtı.
Aslında bunlara kaçakçı demek yanlış. Çünkü; kaçak gizli yapılır. Bu ise aleni. Yapan da 50 -100 değil iki- üç bin kişi. Üstelik silahlı, yani ordudan farksız. Hatay’ın ilk Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen’in oğlu, eski TBMM Başkanvekili Murat Sökmenoğlu’na göre; bunlara kol kanat geren ve cesaretlendiren Özgür Suriye Ordusu. Ve mazot kaçakçılığı gibi görünen hareketlilik de insan ticareti olabilir. 53 kişinin ölümünden sonra Reyhanlı’da hiçbir şeyin değişmediğini, halkın korku içinde yaşamaya devam ettiğini belirten Sökmenoğlu, Suriye plakalı araç içinde bulunan el bombalarının da bunun tuzu biberi olduğunu söylüyor.