Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye’nin Suriye’de tavrı çok net. Sınırında terör ordusu, terör yapılanması, yani PKK/PYD/YPG’yi istemiyor. Dolayısıyla da Suriye’de parçalanma değil, toprak bütünlüğünden yana ve kartlarını açık oynuyor. Bu bağlamda bugüne dek de sahada ve masada son derece kritik hamleler yaptı. Şimdiki yeni süreçte de Türkiye ile Suriye arasında istihbarat servisleri arasında zaten var olan ikili ilişkilerin doğrudan hale gelmesi, hatta Esad ile görüşme olasılığı dahi konuşuluyor. Bu anlamda en çok dillendirilen bir başka noktada iki ülke arasında var olan Adana Mutabakatı’nın devreye sokulması. Tabii mevcut mutabakata bazı eklemeler, güncellemeler de yapılarak. Adana Mutabakatı’nın önemini yürürlükte olduğu dönemde Suriye ile yapılan ortak çalışmalarda Türkiye tarafının Komite Başkanlığı’nı yapan (2007-2011) eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı Em. Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, anlatıyor:

Haberin Devamı

“Adana Mutabakatı tamamen Türkiye’nin lehine bir protokol. Yürürlükte olduğu dönemde altı ayda bir karşılıklı gidip gelerek toplantı yapıyor, raporlar hazırlıyorduk. Bunların içinde PKK’lı teröristlerin iadeleri de vardı. Hepsini iade ettiler, kampları kapattılar, finans kaynaklarını söndürdüler. Sınırlarımıza yakın yerde operasyon yaptıklarında bize planları hakkında bilgi veriyorlardı. En son 2011 de onlar geldiklerinde MİT’e götürdüğümde de harita üzerinden teröre karşı yapılacak operasyonları detaylı olarak anlatmışlardı.”

Esad ile görüşme olur Adana Mutabakatı yürürlüğe girerse sorun çözülür mü?

“Çözülebilir. Büyük ihtimalle çözülür. Terörle mücadele konusu çözülür ama oradaki asıl sıkıntı ABD’yi nasıl çıkaracağız? Oradaki PKK/YPG/PYD ne olacak? Adana Mutabakatı’nın biraz genişletilmiş hali mesela şimdi tehdit PKK/YPG var bunlar bizim 30 kilometrelik güvenlik hattının dışında, ötesinde olsalar bile bunların oradan çıkması gerekiyor. Türkiye’nin orada Irak’ta olduğu gibi operasyon yapma imkânı sağlanması lazım. Ufak tefek tadilatlarla bu iş daha uygun hale getirilebilir. Bu Türkiye’nin elini rahatlatır, hem de Suriye’nin elini güçlendirir. Sonuçta biz PKK/YPG’yle mücadele edeceğiz. Ettiğimiz zamanda Esad’ın merkezi hükümeti ister istemez biraz güçlenecek...”

Haberin Devamı

Ya ABD o ne olacak?

“Yapmamız gereken Rusya’yla, İran’la, Suriye’yle anlaşmak, ABD’yi aynen Afganistan’da olduğu gibi oradan çıkartmak. Ancak sorun şu Rusya ‘bu adamlar gelsinler Suriye ordusunun altına girsinler diyor, ABD’de hayır özerk bölge olsun kendi kuvvetleri olsun istiyor. Tabii özerk bölge deyince de Afrin’e kadar gidiyor konu. Bu da büyük bir tehdit bunun bir şekilde dağıtılması lazım. ABD’yi razı etmek biraz şartlara bağlı. Türkiye Adana Mutabakatı’yla Suriye ile birlikte çok daha rahat ABD’nin oradan çıkması için baskı yapabilir...”

Yani Esad ile görüşme, Adana Mutabakatı’nı devreye sokma çözüme katkı açısından kritik önemde, hatta geç bile kalındı çünkü dış politikada aslolan çıkarlar. Dolayısıyla bölgede kalıcı olma kararlılığındaki ABD’nin PKK/YPG/PYD sevdası, dahası ABD ile Rusya her ne kadar birbirlerinden hazmetmiyor görünseler de aralarında bir paylaşım anlaşması olma olasılığı da dikkate alındığında akla gelen soru da şu:

Haberin Devamı

Türkiye Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı harekatlarını yapmasaydı, o güvenli bölgeler oluşturulmasaydı ne olurdu? Pekin, devam ediyor:

“O zaman ABD’yi hiç çıkarma şansı yoktu, Astana sürecinde de elimiz güçlü olmazdı. Şimdi niye güçlü? Türkiye’nin o topraklarda eğittiği insanlar var arkasında hemen hemen 80-90 bin kişilik bir grup var. Orada okullar, hastaneler açmış para harcamış çok büyük bir ağırlığı var Türkiye’nin. Dolayısıyla o ağırlığı ortadan kaldırıp bir şey yapamazlar. Zamanında eleştirenler oldu ama şarttı o harekatlar. Keşke bitirebilseydik, Kamışlı’ya kadar gidebilseydik. Çünkü Irak’la bağlantıları kesilecekti, Türkiye ana ikmal yolunu kontrol edecekti. Süleyman Şah Türbesi’nin çekilmesi en büyük hataydı. Biz karışmayalım Suriye bataklığına girmeyelim hesabı vardı ama şunu hesaplayamadı kimse biz girsek de girmesek de başımız belaya girecekti zaten...Bugün daha iyi anlıyoruz girmeseymişiz başımız çok daha büyük beladaydı. Belki de şimdi Suriye’de söz hakkımız olmayacaktı...”

Özetle; Türkiye kapsamlı bir plan dahilinde büyük kararlılıkla gerçekleştirdiği bu harekatlarla Suriye’deki çok bilinmeyenli denklemi adım adım değiştirdi ve kirli oyunu bozdu. Şimdi sıra denklemin hepten çözülmesinde...Dolayısıyla ABD açısından terörist hamiliğinden vazgeçip geçmeme anlamında karar anı...