Fenerbahçe ve Galatasaray'ın fikstürlerinin play off'a etkisi

29 Şubat 2012

Fenerbahçe, Eskişehir deplasmanında da kan kaybetti; Galatasaray’ın kazanmasıyla da aradaki puan farkı 9’a çıkmış oldu.

Bu normal bir sezon içinde oluşsaydı ligin bitimine 6 hafta kala şampiyonu çoktan ilan ederdik. Ancak sezon başında alınan yeni uygulama kararı aradaki puan farkının yarısını hesaba katıyor. Bu nedenle de 17 puan gerideki Trabzonspor bile hala (matematiksel) şampiyon olmak için ümit taşıyabiliyor.

Fenerbahçe’nin sahasında oynayacağı bir Galatasaray maçının olması bu anlamda önemli bir detaydır.

Ancak…

Fenerbahçe’nin kalan 6 maçta neler yapacağı önem kazanıyor.

Uzun yıllardır Fenerbahçe’nin fikstür anlamında ilk defa bu kadar avantajlı bir konuma gelmiş olduğunu söyleyebiliyoruz. Hatta geçen haftaki kayıp olmasaydı normal sezonu lider bitirme ihtimalinin bile olabileceğini iddia edebilirdik.

Fenerbahçe’nin kalan maçlarına bakalım; Gençlerbirliği, Ankaragücü (D), Galatasaray, Bursaspor, Trabzonspor (D) ve Antalyaspor.

Birbirinden güçlü takımların dördü ile kendi saha ve taraftarının önünde oynarken; küme düşmesi bu hafta sonu kesinleşen Ankaragücü karşılaşmasının da deplasman niteliğinde olmadığını söylemeliyiz.

Yazının Devamı

Fenerbahçe'nin morali yerine gelince...

27 Şubat 2012

Kazan’da ikinci devresinde oynadığı kötü basketbol nedeniyle kaybettiği Euroleague maçıyla başlayan ve yine aynı takımla İstanbul’da yapılan rövanş karşılaşmasının dördüncü çeyreğindeki mücadeleci oyun ile Fenerbahçe Ülker’in üzerine ölü toprağa örtülmüş hali kalkmıştı.

Beşiktaş Milangaz karşısında da bunun işaretlerini net olarak görebildik.

Bir takımın form durumunu moral seviyesinin nasıl etkilediğinin güzel örneklerinden biriydi bu maç.

Fenerbahçe Ülker baştan sona önde götürdüğü karşılaşmada sıkıştığı anlarda Euroleague tecrübesini ortaya koyarak sonuca gitmesini bildi.

Sezon başından bu yana Spahija’nın Fenerbahçe’ye takım oyunu oturmaya çalıştığını sıklıkla dile getirmiştim. Açıkçası bunda çok da başarılı olduğunu söyleyemiyoruz. Öncelikle oyuncuların düşük form düzeyi sonra da bir türlü doğru dizilişin yerli yerine gelmemesi Fenerbahçe’yi çok zorladı. Ancak bu maç bu anlamda doğru işaretlerin görülebildiği bir karşılama olarak not edilebilir.

Beşiktaş sezona NBA patenti olan çok oyuncu transfer ederek girdi. Amerikan Profesyonel Ligindeki lokavt bitmese büyük bir ihtimalle de bugünkü pozisyonunda daha az yenilgi alarak bulunurdu; ligin de tartışılmaz en önemli

Yazının Devamı

Euroleague'de Fenerbahçe kan ter içinde Kazan'dı.

24 Şubat 2012

Hakem kaşındaki açılmadan akan kanının temizlenip, tedavi olması için kenara gitmesini işaret ettiğinde Mirsad oyuna o kadar konsantre olmuştu ki durumunun farkında bile değildi.

Yaşı ne olursa olsun bir takım içinde Mirsad gibi yenilmeyen, direnen, sonuna kadar savaşan, kaşından kan değil inanç akan oyunculara ihtiyaç vardır.

Bu maçı Fenerbahçe Ülker takım halinde kazandı ama Mirsad o salondaki taraftardan, Spahija’dan, herkesten önce ortaya yüreğini koydu.

Her şeyin sonuna gelindiğinin düşünüldüğü üçüncü periyottan sonra başlayan dördüncü çeyrekte savunmada ve hücumda pota altına hep onun en yükseğe çıkmış ellerini ve aldığı ribauntlarını gördük.

Euroleague’in tüm zamanlarının ribaunt rekortmeni olan Mirsad Türkcan bu maçta topladığı 13 ribaunt ve kritik 4 asisti ile Unics'in Kazan'dığını sandığı maçı çevirdi.

Belki Mirsad’a ayırdığım bu girişi biraz abartmış olabilirim ancak en azından bu maç özelinde övgüyü hak ettiğine inanıyorum.

Fenerbahçe Ülker bu maçta resmen iğneyle kuyu kazdı.

Karşılaşmanın tamamlanmasına 1.13 kala 73-79 ile 6 sayı gerideyken salonda umudunu yitiren bazı taraftarlar yerlerini terk etmeye hazırlanırken kenarda koç Spahija maçı uzatmaya gö

Yazının Devamı

Euroleague'de Galatasaray çeyrek finale uzandı.

23 Şubat 2012

Galatasaray MP önceki hafta İstanbul’da aldığı CSKA Moskova galibiyetinin verdiği momentumla çıktığı Anadolu Efes karşılaşmasında istediği sonucu elde ederek çeyrek final için şansını son maça kadar taşımış oldu.

Önce Efes…

Sezona çok iyi transferlerle başladı. Hatta şu an lig ortalamasının üzerinde bir takım kurmuş olduğunu da söyleyebiliriz. Turnuva öncesinde Final Four’a en yakın ekibimiz Efes’ti.

Savanovic, Barac, Vujacic, Batista çok önemli boşlukları doldurabilecek oyunculardı ve sezona damgasını vuracak takımın iskeletini oluşturabilecek nitelikteydiler.

Ancak ligimizde gereken performansı göstermiş olsalar da özellikle Avrupa maçlarında beklenen katkıyı sahaya yansıtmada uzak kaldılar.

Efes’in bir diğer eksiği oyun kurucu bölgesinde yaşandı. Ender Arslan’ı Galatasaray’a kaptırdılar ve dün bu oyuncu attığı iki 3 sayılık atışı bir de turnikesiyle eski takımının ipini çeken oyuncu oldu.

Kerem Tunçeri yaşı itibarıyla artık son sözü söyleyecek veya söyletecek pozisyonda değil.

Sinan Güler de iki sene önceyi performansın çok uzağında.

Yazının Devamı

Aziz Yıldırım'ı suçlayan tapelerin içindeki ilişkiler ve diğerleri

22 Şubat 2012

3 Temmuz’dan kısa bir süre sonra bu köşede bir takım sorular sormuştum; sadece süreci daha iyi anlamak için.

“Süper Ligi büyük bir ağacın gövdesine benzetirsek; ağacın bir dalında 1 Aralık 2010 tarihinde Fenerbahçe yöneticileri üzerine yoğunlaşmış olan bu teknik takip "ağacın diğer dallarında neler olup bitiyor acaba" şeklinde soruyu sordurmuş ve o dallar da takibe alınmış mıdır?

1 Aralık 2010 tarihinden sonraki dönemde ağacın diğer dallarına ait telefon görüşmeleri, fotoğraf kayıtları var mıdır?” 6 Temmuz 2012 –

Dün Aziz Yıldırım savunmasını yaparken benzer bir ifade kullandı.

“Bu soruşturmada tüm kulüplerle ilgili fiziki takip ve iletişim dinleme kararı aynı anda alınsa ve uygulansaydı, o zaman bunun şike ve teşvik operasyonu olduğunu kabul ederdik.”

Bu bize neyi ayırt etmemizi sağlardı?

Futbolun içindeki ilişkilerin genel bir tablosunu ortaya serer, kimin kimle nasıl bir paylaşım, sohbet içinde olduğunu anlamamıza yardımcı olurdu.

Olgun Peker 2002 yılından bu yana futbolumuzun içindedir. 8-9 sene önemli bir zamandır ve kişilerin, kurumların normalleşmesi için yeterli bir süredir.

Yazının Devamı

Beşiktaş'ın Portekizlileri takımı kritik eşikten geçirdi.

20 Şubat 2012

Bol defans ve kaleci hatalarının yaşandığı haftanın kapanış karşılaşması genel konsepte uygun oynandı ve gollü bitti.

Beşiktaş parçalı takım görüntüsünü devam ettiriyor. Defansı ile forveti arasında önemli bir ayrım var. Bu ayrımı yaratanlar Portekizlileri ki onların arasında da farklılaşma olduğunu düşünenlerdim.

Fernandes, takım oyununa ve Beşiktaş’ın genel takım kurgusuna uygun oynamaya çalışırken; Quaresma, Almeida ve Simao bambaşka tellerden çalıyor.

Bu oyunculardan Simao hariç hepsi bir şekilde sonuca etki ettiler.

Quaresma takımdan kopuk oyununun karşılığını rakibine çarpıp kaleye giden golle aldı.

Fernandes’in ağırlığını koyduğu karşılaşmalarda Beşiktaş kesinlikle bariz üstünlük sağlayabiliyor. İkinci yarı Beşiktaş’ı farklı gösteren de O’ydu. Attığı gol haftanın en güzellerinden biriydi. Hafta arasında oynanan kupa maçında da takımının en iyisiydi. Belki de turu getiren belirleyici adam oldu.

Gördüğü sarı kart profesyonellik dışındaydı. Bu kartla cezalı duruma düşmüş olması hareketini daha da anlaşılmaz ve kabul edilmez hale getirdi.

Dün Beşiktaş’ta sahanın iyilerinden biri de Veli Kavlak’tı. Orta alanda başladığı maçı solda bitirirken Ekrem Dağ gibi hem ço

Yazının Devamı

Alex'in Fenerbahçe'yi hayata bağlayan golü

19 Şubat 2012

Sivasspor’un attığı birinci gol öncesinde ilk hamlede Gökhan Gönül, ikincisinde Bekir İrtegün basit vücut çalımlarıyla oyundan düşünce Fenerbahçe defansı bir anda iki kişi eksilmiş oldu ve ceza sahasına gelen üçüncü pas boş durumdaki Kıvanç’la buluştu ve bu futbolcunun düzgün vuruşu sayesinde de kaleye girdi.

Bu sezon Fenerbahçe’nin yediği birçok golün karbon kopyası gibiydi.

Takım oyunlarında modern zamanlarda yüksek pas yüzdesi veya hızlı top dolaştırma ya da adam geçmenin sonuca gitmede büyük önemi vardır. Rakip alanda bir kişi fazla olursanız kaleci ile baş başa kalma şansınız artar.

Fenerbahçe defansı haftalardır hiçbir ilk topa müdahalede bulunamadıklarından bazen bir genellikle de iki kişi aynı anda savunma dışı kalıveriyorlar.

İyi bir defans oyuncusu rakibe hamle yapacağı zamanlamayı ayarlayabilendir.

Savunmada eksik yakalanmışsanız topla birlikte hareket eden futbolcuya yakın oynamanız ancak müdahalede bulunmamanız daha doğrudur. Çünkü tek şansınız vardır; forvet oyuncusu o şansını kullanıp defans oyuncusunu geçerse gole giden yolu açmış olur.

Eğer eksik yakalanmışsanız yapacağınız en iyi şey arkadaşlarınızın yardıma gelecekleri zamanı kazanmaktır.

Sivassp

Yazının Devamı

Fenerbahçe'de oyuncu ve sistem sorunu; futbolcuların sorumluluğu

16 Şubat 2012

Karabükspor maçında bir kere daha izledik ki Fenerbahçe’nin geçen sene büyük bir mücadele sonunda ortaya koyup oturttuğu oyun kurgusu ve sistemi bozuldu; takım içindeki uyum kayboldu.

Futbolda iki önemli unsur vardır.

Birincisi oyuncular…

Çok iyi oyuncularınızla belli bir sisteme bağlı kalmadan mükemmel işler yapabilirsiniz. 1988-89 sezonu 103 gol atan takımının sistemini hatırlayan var mı? Ya kadroyu? Öylesine yetenekli ve formda bir kadroydu ki 2-0, 3-0 geride olmak onun için bir şey ifade etmiyordu. 30-40 dakikalık bir mücadele yetiyordu.

Rıdvan Dilmen’in o sene İzmir’de Altay’a attığı slalom golü bugün dünyada kaç futbolcu atabiliyor ki?

Alex’in Fenerbahçe kazandırdığı puanlar kaça ulaştı?

İkincisi de sistem…

Hiç kuşkusuz görece daha standart oyuncularla ancak iyi bir sistemle de başarılı olmak mümkündür. Daum’un 2004’ten itibaren geliştirdiği ve bugün hala Fenerbahçe’nin oynamaya çalıştığı bu kurgu işlediği sürece başarıyı getirdi.

Yazının Devamı