Çökmüş gibi!

11 Ocak 2022

Sezonun ilk yarısı sonuçlandığında 3 “büyüklerin” lider Trabzonspor ile arasındaki toplam puan farkı 51’di.

İkisinin teknik direktörü yoktu. Diğerinin de başarıdan değil tarihi misyonunun verdiği krediden ötürü takımının başında uzatmaları oynuyordu.

İkinci yarının ilk haftasında aradaki farkın üzerine 8 daha eklendi ve 59 oldu.

Neredeyse takım başına 20 puan fark attı Trabzonspor ve bu tempoyu sürdürürse futbol tarihinin en erken şampiyonluklarından birini yaşayacak görünüyor.

Bu durumun bir benzeri 1970’li yıllarda yaşanmış. O günlerde henüz yeni yeni dünyayı tanımaya başladığım için hatırlamıyorum.

Beşiktaş’ın 15, Galatasaray’ın 14 sezon şampiyon olamadığı dönem bu.

Fenerbahçe’nin 1978 ile 83 arası var, o zamanlar “ne kadar uzun” diye konuşuyorduk.

Sonra 3 büyükler kendilerini toparladılar. Galatasaray ve Beşiktaş’ın çıkışı da buralardan sonra başlar.

Yazının Devamı

Gazı kaçmış kurumsallık!

27 Aralık 2021

Fenerbahçe dün Süper Ligin sonuncu sırasındaki Yeni Malatya’yı yenerek, aynı Rizespor karşısındaki gibi bağışıklık antikoru sağlayacak ikinci doz aşısını oldu.

Yeterli mi?

Kuşkusuz değil.

Bunu, hiçbir şey beğenmeyen snob bakış açısı ile yazmıyorum.

2021 yılını bu hafta tamamlıyoruz; Fenerbahçe yıla Erol Bulut’la girdi, Emre Belözoğlu ile devam etti, yeni sezona Vitor Pereira ile başladı ve Zeki Murat Göle ile kapatıyor.

Son 50 yılda benzer bir durum yaşanmış mıydı; arşivi ve hafızası kuvvetli olanlar buna çok daha iyi cevap verebilecektir ama Fenerbahçe’nin geldiği durum kendine gönül verenler için hiç de iç açıcı durmuyor.

Fenerbahçe bu sezonun ortalarına doğru Trabzonspor, Alanyaspor, Konyaspor karanlık tüneline girdi ve burada 9 puan kaybetti.

Öncesinde de bir Başakşehir yenilgisi vardı ve Ekim biterken kamuoyunda Vitor Pereira ile ilgili tartışmalar başlamıştı.

Yazının Devamı

Yıldız mı vasat mı adanmış mı?

25 Aralık 2021

Futbola “vasatizm” kelimesi, Aziz Yıldırım’ın son yıllarında yaptığı transferleri, özellikle de Aykut Kocaman dönemindeki oyunu ve teknik adamın çalışmayı tercih ettiği oyuncu grubunu eleştirmek üzere Serdar Ali Çelikler tarafından piyasaya sürüldü.

Aykut Kocaman’ın Alex ile yaşadığı sorun sonrasında takım üzerinde inisiyatif almak üzere yaptığı tercihler, sanki teknik direktörün yıldız futbolcularla çalışmak istememesi şeklinde algılanmaya başladı.

Birinci Pereira döneminde Robin Van Persie arasında gelişen problemler mevcut Fenerbahçe yönetiminin vasat futbolculara yöneldiği şeklindeki o popüler söylemi daha güçlendirdi.

“Yönetilemeyen Büyüklük Fenerbahçe” kitabında çok detaylı bu konu üzerinde yazdım ancak yeri geldiği için özet geçeyim; Van Persie Türkiye’ye geldiğinde %100 oynayacak bir kapasitede değildi. Zaten bununla ilgili detaylar, sonrasında sıklıkla yönetimin transfer sürecini planlama ve yönetmesi konusunda yoğun eleştiriye uğradı.

Bu durum bir sonraki sezon Advocaat döneminde biraz daha veriye dayalı bir bilgiyle desteklendi. Teknik direktör ile futbolcu arasında geçen diyaloğu biliyorum; Advocaat, iki ayağının ölçümlerini futbolcunun önüne koyup sormuş:

Yazının Devamı

Futbol aklı hiç yok!

23 Aralık 2021

Fenerbahçe’nin zor bir sürece girdiğini yazdığımdan bu yana 3 ay geçti. O günlerde yaşanacakları üç aşağı beş yukarı tahmin etmiş, şansın Vitor Pereira’nın yanında olmasını dilemiştim.

Olmadı.

Neden başaramadığı da şansızlık değil, Fenerbahçe’nin hem genlerinin hem de özellikle yeni yönetimin yarattığı futbol ortamının sonucu olduğu da açık seçik ortada duruyor.

Her şeyin bu kadar belirginleştiği bir gündemde kuşkusuz artık daha net cümleler kurmak da işimizin gereği haline geliyor.

Öncelikle; Kulübün amiral gemisi, belki de varlık sebebi olan futbolun bu yönetime en uzak hatta bilmediği bir branş olduğunu yazalım.

3 Haziran 2018’den itibaren yönetimin içinde veya çevresinde yer alan ve futbolla ilgili olan herkesten söz ediyorum.

Bir kısmını şahsen tanıyordum; yönetime gelmeden önce hala konuşabiliyorken söylediklerini dinlerken, sosyal medyada yazdıklarını okurken aslında bunun emarelerini görebiliyorduk.

Ancak o seçim atmosferinin ve Aziz Yıldırım’dan bir an önce kurtulma refleksinin yarattığı ortam

Yazının Devamı

Şampiyon olmak istiyor mu?

14 Aralık 2021

Karşılaşmanın bitiş düdüğünden sonra yazının başına hemen oturmadan önce düşünmek için bir süre bekledim; “biz şimdi ne izledik, nasıl bir maç oldu ve sonuçlandı?” diye.

Fenerbahçe şampiyon olmak istiyor mu?

İstiyorsa da nasıl şampiyon olunacağını biliyor mu; bir fikri var mı?

Sahaya kazanmak için mi çıkıyor yoksa kendi kendine kaybetmek için mi?

Fenerbahçe olgun; sakin kalabilen, ne yapacağını ve kazanacağını bilen, buna göre sahada oynayan bir ekip mi?

Teknik direktörü ile oyuncu grubu aynı doğrulara inanıyor mu?

Teknik direktörü, oyuncu grubu, yönetimi ve taraftarı aynı frekansta mı?

Nedir bu şanssızlık, beceriksizlik, başarısızlık hatta artık yeri de geldiği için yazacağım, süre gelen aptallık?

Yazının Devamı

Vitor Pereira Sorunu

30 Kasım 2021

3 Büyükler son yıllarda futbolun ve Süper Ligin kalitesini yükseltmek, izlenirliğini artırmak adına kafa yoracaklarına, birbirlerinin önünü kesmek için uğraştıklarından bu sezon yarışın onlarca puan gerisine düştüler.

Buralarda öğrenilecek çok fazla ders var, her takımın kendisine çıkaracağı başka notlar da var ancak bir gerçek var ki “büyüklük” olarak isimlendirilen etiket artık bu sezona ait değil, maziden kaynaklanan bir gerçeklik.

Kuşkusuz Fenerbahçe’nin dertleri çok daha başka; yıllardır hepsini detaylıca tartıştık; yazdık, konuştuk...

Fenerbahçe öğrenmeyi beceremeyen bir kurum haline geldi; sorunlar ne kadar ortada olursa olsun artık kakofoniye dönüşmüş olan o çoksesliliğin arasında kaybolup gidiyor. O kadar farklı ses, görüş, eleştiri geliyor ki bu ortamda sakin kalarak yapısal anlamda sağlam bir çerçeve oluşturabilmek pek mümkün olmuyor.

Fenerbahçe dün Jahovic’ten (Göztepe değil, yanlış anlaşılmasın) öylesine sıradan bir gol yedi ki yani neresini düzeltmeye çalışsan elinde kalacak bir durumun karşılığıydı.

İlk on birler açıklandığında genel anlamda ortaya koyulan eleştiri “yine yeni bir takım deniyor” oldu.

Tespit çok doğru; çünkü Vitor Pereira uzunca bir

Yazının Devamı

Kenetlenerek kazandı!

22 Kasım 2021

Süper Ligin en büyük derbisini Fenerbahçe kazanarak kendisi için hayati soluk anlamı taşıyan çok değerli 3 puanı almış oldu.

Galatasaray-Fenerbahçe maçlarının taktiği, dizilişi, tekniği olmaz.

Ne olur?

Çok güçlü sinir sistemi, daha güçlü mücadele, ayakta kalabilme becerisi, rakibin karşısında dik durabilme ve biraz da şans tabii.

Aslında son yıllarda Fenerbahçe bu saydıklarımızdan hep yoksun çıkıyor derbilere ve çoğunlukla da kaybediyor.

“Bu sefer süreci iyi yönetmeyi başardı ki kazandı” diyebiliriz.

Galatasaray’ın kaybetme nedeni öncelikli olarak sinirlerine hakim olamamasıydı; kuşkusuz başlıca etken de Fatih Terim’di; karşılaşmanın en başından sonuna kadar kenarda sakin kalmayı beceremediği için hem sürecin gelişini göremedi hem de takımını sahada kontrollü tutamadı.

Oysa 1970’li yıllardan bu yana kaç defa futbolcu kaç kere de teknik direktör olarak bu derbilerde neyin kazandıracağını veya kaybettireceğini çok iyi deneyimlemiş olmalıydı; geçen sezon Kadıköy’de ka

Yazının Devamı

Her şey çok sıradanlaştı!

8 Kasım 2021

Tarihinde ilk defa üst üste dört yenilginin kıyısından döndü. Bunu yazıyor olmak bile Fenerbahçe’nin neler yaşadığına dair bir ipucu veriyordur sanırım.

2-0 hatta 3-0 geriye düşmek Fenerbahçe gibi bu skorların altından kalkacağını defalarca kere ispat etmiş tarihe sahip bir kulüp için sorun olmalı mıdır?

Hele rakip Kayserispor’ken...

Ama mesele rakibin kim olduğu değil; ne sahadaki oyuncu ne taraftar 1-0 yenik duruma düştüğü an o karşılaşmanın geri döneceğine dair bir inanç taşıyor!

Defalarca kere yazdım burada böyle zamanlardan kurtuluş için ancak mucize bekleyebilirsiniz.

Takımın golünü atmış futbolcuyu tribünler ıslıklıyor, yuhalıyor.

Neden?

Çünkü bir sorumlu aranıyor!

Yazının Devamı