YARIN 23 NİSAN

22 Nisan 2010

41 yaşına gelmiş olsa da neşe doluyor insan! İdeolojilerin, zihniyetlerin, anlayışların üzerinde bir dilek, gezegenimizin tüm çocuklarının güven ve huzur içinde olması. Çocuk Bayramı’nın sahibi olan ülkede işçi olarak çalıştırılan, okula gönderilmeyen, taş attığı içi hayatı karartılan çocukların tarih olmasını istiyorum. Çocukları mutsuz dünya, yanlış bir dünyadır. 23 Nisan’ı kutluyor ve sözü Büyük Dostoyevski’ye bırakıyorum: “Özellikle çocukları sevin, çünkü onlar günahsızdır, melekten farksızdırlar. Bizleri duygulandırmak, yüreklerimizi günahtan arındırmak için gelmişlerdir yeryüzüne. Örnektir onlar. Bir çocuğu üzmek, günahların en büyüğüdür!” (Karamazov Kardeşler’den)

KARŞILAŞTIRMALI EDEBiYAT
“Asıl yalnızken yalnız değilim!” Schiller
“Yalnızım dostlarım, yalnızım yalnız!” Tatlıses

YALAN AJANS
Türkiye Birliği kurulacak! Adını açıklamayan bir üst düzey yetkili, yaptığı açıklamada “Batının takipçisiyiz. Nasıl ABD’deki başkanlık sistemine özendiysek, Avrupa’nın da birliğine tutulduk. Onların birliği varsa bizim de olacak. Şimdilik tek ülkeyiz, olsun, zamanla işleri büyütürüz” dedi!

TARiHTE O GÜN

Yazının Devamı

YENi ANAYASA HAKKIMIZ

15 Nisan 2010

Niçin cunta artığı 82 anayasasına razı olacakmışız?
Niçin bir önceki anayasadaki sosyal haklarımızın gaspına boyun eğecekmişiz?
Bu değişim, partiler üstü ve ideolojik farklılıkları aşan bir ihtiyaç.
61 Anayasası duruyor yerli yerinde, yenisini yapamıyorsak ona dönelim.
Darbeci zihniyetle hesaplaşmak onurunu bu toplumdan esirgemeyiz sayın abiler!..


Yazının Devamı

HADİ CANIM!

8 Nisan 2010



Scrabble’ın hastasıyım, ustasıyım, manyağıyım! Gazetedeki habere göre oyuncak devi Mattel, artık Scrabble’da ünlülerin, şehirlerin ve büyük şirket isimlerinin kullanılabileceğini açıklamış.
Yok artık! Sırf farklılaşmak adına güzelim oyunun genleriyle oynanması saçmalık değil mi?
Ayrıca, oyuncak devinin isteğine göre mi davranacağız yahu? Karar, Resmi Gazete’de yayınlanmadan asla uymam!
Aynı haberde “Ayrıca istenilen kelime önceden yazılmış kelimelerden bağımsız olarak oyun tahtasının herhangi bir noktasına yerleştirilebilecek” cümlesi de yer alyor.
Pes artık! Ne özelliği kalıyorsa bunlardan sonra oyunun?

Yazının Devamı

ÜÇ iSTANBUL

1 Nisan 2010

Tek kanal döneminde herkesi ekrana kilitleyen ‘Üç İstanbul’un yeni çıkan kitabı da aynı derecede bağımlılık yapıyor

Lisedeydim ve ülkede televizyon kanalı tekti. TRT’de ‘Üç İstanbul’ dizisi vardı, tek kanal olduğu için de bütün ülke bu diziye kilitlenmişti. Başkahraman Muharrir Adnan’dan nazır kızı Süheyla’ya, saray adamı Hidayet’ten ‘curnalcı’ Sakallı Vasfi’ye, bir sürü tipleme bu diziden dolayı zihnimde yer etmişti. ‘Asıl kitabı çok güzel’ dediler hep ‘Üç İstanbul’ için. Son olarak yazar dostum Aydan Gündüz de önerince Mithat Cemal Kuntay’ın romanını elime aldım... Ve bırakamadım! Yarım solukta okuduğum bu başyapıtı edebiyatla, sanatla ilgilenenlere ve tarih, toplum ve siyaset meraklılarına ısrarla öneririm. Özellikle gençler, lütfen geç kalmadan bu Türkçe harikasını okuyunuz. 30 Mart 1956’da 71 yaşında kaybettiğimiz büyük romancımız nur içinde yatsın...


KARŞILAŞTIRMALI EDEBİYAT
‘Çirkinlik, şeytanda kadında olduğundan daha az korkunçtur!’ - Shakespeare

Yazının Devamı

SERGEN YALÇIN

24 Mart 2010

Futbol onadığı dönemde “Niye koşmuyorsun?” sorusuna “Yoruluyorum!” cevabını vererek futbol literatürüne giren Sergen Yalçın, şimdi televizyon yorumcusu. Ve bu kez ona sorulan soru farklı: “Niçin fazla konuşmuyorsun?” Sergen’in cevabı aynı: “Yoruluyorum!”
Geçenlerde Beşiktaş’ın bir başka yıldızı Gökhan Keskin’le yapılan söyleşiyi okudum. Sergen, 17 yaşında takıma alınmış ve “abisi” olarak Gökhan’a teslim edilmiş. “At yarışından uzak tutun” uyarısıyla. Devamı Keskin anlatıyor: “İki hafta sonra, Metin Tekin ve ben, Sergen’le birlikte kupon dolduruyorduk!”
Futbolcumuzun saha içinde ve dışında büyük efsanesi Sergen Yalçın’a selamlar, saygılar, sevgiler...


TARİHTE O GÜN
İlk kez biri, hangi takımı tuttuğu sorusuna‘Milli takım’ yanıtını verdi.

Yazının Devamı

KISA TÜRKiYE TARiHi

18 Mart 2010

Solun hedef kitlesi, sağa oy verir...
Sol, bu oyları kapmak için sağcılaşır...
Sağ, fark yaratmak için faşistleşir!..

TARİHTE O GÜN
İlk kez biri “Artık filülerin içine reklam almıyorlar, reklamların içine film alıyorlar” dedi. (13 Haziran 1991)
İlk kez biri, iskambildeki valeye ‘bacak’ dedi! (16 Ekim 1949)

Yazının Devamı

BAKAN NE YAZAR?

11 Mart 2010

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, geçenlerde tv dizisi yazarlarıyla yemekli toplantı düzenledi ve yazarlardan, bu dizilerde izleyiciye sağlıkla ilgili bazı mesajların verilmesini istedi. Bu istekler el yıkama alışkanlığı, sigara ve alkole karşı mücadele, sezaryan yerine normal doğumun desteklenmesi ve obezite tehlikesinin vurgulanmasıydı.
Toplantıya katılanlar görüşlerini söylediler ve sıra yazar dostumuz Ali Can Yaraş’a geldi: “Sayın bakan, eşim kızımı sezaryanla doğurdu! Günde iki, yazdığım zamanlar üç paket sigara içerim! Alkol de var! Ayrıca bu yemeğe otururken ellerimi de yıkamadım! Saydıklarınızdan sadece obezlikle bir sorunum yok, hâlâ bu konudaki görüşlerimi merak ediyor musunuz?!”

BEN DE İSTERDİM
Melis Alphan kadar moda estetiğinden anlamayı, kıyafet değerlendirmelerimi samimi üslupla yapmayı... Onun kadın elbiselerine yazdığını, erkek giysilerine yazabilmeyi... Ama galiba çok geç! Tek tesellim, şu yukarıdaki yazar fotoğrafı çekilirken sevgili Melis’in orda olması ve giysi seçimine yön vermesi... Teşekkürler ve tebrikler Melis Alphan.

TARİHTE O GÜN
İlk kez, sigarasının külü halıya dökülen biri “Kül, halıyı parlatır!” dedi. (26 MART 1950)

KARŞILAŞTIRMALI EDEBİYAT

Yazının Devamı

AKILLI OL AB!

4 Mart 2010

Türkiye’nin, Avrupa Birliği’ne girmemesi iki taraf için de kayıp.
Ama AB için daha büyük kayıp.
Ülkemiz güzeldir ve İstanbul da bizdedir.
İstanbul, Avrupa’nın ta kendisidir!
Biz bu dünyalar güzeli ülkeye sahipken AB’ye girsek ne olur, girmesek ne olur.
Varsın almasınlar, paşa gönülleri bilir.
Türkiye ve İstanbul’dan mahrum olmak istiyorlarsa olsunlar.

Yazının Devamı