Yalvaç Ural

Yalvaç Ural

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İkileme, Türkçemizin en önemli özelliklerinden biridir. Dünyanın başka dillerinde de örnekleri olmasına karşın, yaygın kullanımı ve çeşitliliğiyle dilimizi dünya dillerinden farklı kılan, onu zenginleştiren en güzel özelliklerinden biridir. Günlük konuşmalarımızda, masallarımızda, çocuk şarkılarında, sayışmaca ve tekerlemelerde, bilmecelerde onu sık sık ve farkında olmadan kullanırız. Çocuk kitaplarında da anlatıma kolaylık, akıcılık getirmesi, öğrenmeyi kolaylaştırması için başvurulan bir yöntemdir.
Ünlü ozanlarımız da şiirlerinde ondan yararlanmışlardır. Çünkü ikilemeler dilimize uyum, bir müzik tadı ve şiirsellik katar. Ünlü gülmece yazarımız Aziz Nesin’in “Türkiye’de 60 milyonun
59 milyonu şair,” deyişinin altında bu gerçek yatıyor olsa gerek. Tabii gülmece dilinin zenginliğinin altında da “ikizleme” de denilen “ikileme” yatıyor. Dilerseniz, sizlere sırasıyla onlardan bazı örnekler vereyim. Özellikle oyun oynarken; ebe seçmek, yarışmak, oyun kazanmak için kullanılan sayışmacalardan başlayalım...
“Oooo!..
İğne miğne, ucu düğme
Filfilince kuşdilince
Horoz öttü, tavuk tepti
Bülbül kıza selam etti
Al çık, bal çık
Sana dedim, sen çık...”
Bu sayışmacada, “iğne-miğne, filfilince-kuşdilince, alçık-balçık” ikilemedir.
Şimdi bir masal örneği vereceğim:
“Masal masal matitas
Kalaylandı bakır tas
Kafdağı’nda bir güzel
Kuyuya düşmüş çıkamaz
Pır pır eder uçamaz
Önünde bir altın kapı
O kapıyı açamaz.”
Bu masaldaki ikilemeler de, “masal-masal, pır pır”dır.
Şimdi gelelim annelerimizin, babalarımızın günlük konuşmalarında bize söyledikleri ikilemelere. Örneklerimizi renklendirmek için de iki isim bulalım. Burcu ile Kerem olsun:
“Kerem, abur cubur yemekten vazgeç!”
“Burcu, abuk subuk konuşma!”
“Kerem, akıllı uslu bir çocuk ol!”
“Burcu sabah akşam ders çalışır.”
“Kerem’in aklı fikri oyunda.”
“Burcu ara sıra sinemaya gider.”
“Kerem aşağı yukarı yirmi yaşında.”
“Burcu cicili bicili giyinmeyi sevmez.”
“Bu iki çocuğun da içi dışı bir.”
“Kerem ile Burcu her gün lıkır lıkır süt içer.”
Bir de günlük konuşmalarda, belirsizlik ya da bilgisizlik nedeniyle sorulan sorulara yanıt verirken kullandığımız ikilemeler var. Ne var ki bu ikilemelerin kaynağı ya bir şeyi anımsayamadığımız için, ya da gerçekten bilgisiz olup bir yanıt bulmak zorunda kaldığımızda verdiğimiz karşılıklardır. Bu ikilemeler o an için bir çözüm olsa da, hep bizi kolaycılığa itmiştir: “Ivır zıvır, kıvır zıvır, mırın kırın, cart curt, çatır çutur, şakır şukur, şöyle böyle, aşağı yukarı, karman çorman, üç aşağı beş yukarı” gibi...
İkilemeleri kullanmak hepimizin dilini geliştirecektir. Ama onu hiçbir zaman bir bellek tembelliği, ya da sorulan soruları savuşturarak yanıtlamak adına kullanmayalım.
Kargacık burgacık, yaza boza, çize dize, özü söze bağladık...