Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Avrupa Birliği (AB) de globalizasyondan en büyük çıkarı sağlayacak olan ikinci büyük güç. Ama, bu hedef çeşitli biçimlerde deliniyor ve hatta hedefin AB içindeki milliyetçi akımlara anlatılması bile güçleşmiş durumda. Avrupa Birliği'ndeki temel sıkıntılar bizi de ilgilendiriyor: a) Avrupa Birliği Merkez Bankası, ABD Merkez Bankası Federal Reserve kadar kararlı, amaca kilitlenmiş ve yerinde politikalar üretemiyor. Hata yapmamak için, (bizde de kriz sırasında yaşandığı gibi) hareketsiz kalmayı tercih ediyor. Bu durum, hiç kimseyi mutlu etmiyor. Üstelik, AB insanı Euro'nun ortak para birimi olarak kabulünün bir sonucu olarak fakirleştiğini düşünüyor. Oysa, dünya ekonomisinde genel olarak bir daralma, AB'nin gelişmiş ülkelerinde diğer üyelerle eşitlenme süreci içinde bir fakirleşme var. Ayrıca, Euro'nun, Alman Markı-Fransız Frangı v.s. kadar dünya halklarınca tasarruf aracı olarak kabul görmediği de bir gerçek. Yani, AB Merkez Bankası, ABD Merkez Bankası gibi enflasyon yaratmadan, istediğince Euro basıp ekonomik gelişmeye katkı sağlayamıyor. AB Merkez Bankası, politikasızlık, kendini anlatamama ve çıkış yolu üretememe nedeniyle ciddi bir baş ağrısı. AB'nin ciddi bir askeri gücü yok ve deniz aşırı savaş olanağı da olmadığı için sorunları diyaloglarla çözmeyi deniyor. Bir taraftan da, askeri gücün artırılmasına çalışılıyor. Öte yandan, AB üyesi olmuş bir Türkiye'nin hazır askeri gücü AB için ciddi, fakat göz ardı edilen bir imkân. Şimdiki durumda, NATO'nun kullanılması gündeme getiriliyor. Türkiye gibi, AB'ye üye olmayan ama NATO üyesi olan ülkeler bu yaklaşımı çifte standart olarak görüyor. AB üyesi ülkeler arasında, dış politikada da görüş birliği yok. Yeni anayasa ile AB'nin bu konuda da tek vücut olması bir ölçüde sağlanacaktı. d) Genişletilmiş AB, 52 ülke, 810 milyonluk nüfus ve yıllık 9.5 trilyon dolarlık ekonomik güç anlamına geliyor. Ancak bu durumda AB, ABD ile yarışabilir. Öte yandan, nüfusu yaşlanan AB'nin genç nüfusu artırmak için Türkiye gibi ülkelere ihtiyacı var. ABD'nin her yıl nüfusunu gençleştirmek amacıyla piyango ile bile vatandaş kabul etmesinin temel nedeni bu. Yani, AB başka ülke insanları ve kültürleri ile bir arada yaşamayı başarmak zorunda. AB'nin kuruluş amacı zaten bu. Türkiye'yi dışlamak, bu amaçla çelişiyor. AB ortak değerlerini benimseyen, demokratik, serbest piyasa ekonomisini benimsemiş, çok uluslu, bütünleştirici ve çok kültürlü bir ideoloji yaratılmak zorunda. Bu anlayışa da en iyi örnek olan ve bütün diğer hedeflerin gerçekleşmesinde net katkıda bulunacak tek ülke Türkiye. Türkiye için, ABD'nin başlangıçta öngördüğü ama şimdi olmayacağını anladığı "Ilımlı İslam"a dayalı yaklaşım, AB hedefleri ile de çelişiyor. ytoruner@milliyet.com.tr Önceki yazımda, Amerika(ABD)'nın Türkiye'ye bakışını anlatmaya çalışmıştım. ABD esas itibariyle, globalizasyonu sağlama amacına yönelik ve bu hedef yönünde birbirini tamamlayan politikalar güdüyor.