Enflasyon düşüyor. Öngörülenden hızlı. Ekonomi büyüyor. Öngörülenin üstünde. Faizler düşüyor. Beklenenden fazla.
Paradan sıfır atma konuşuluyor. Merkez Bankası Başkanı "Başarılıyız, hala eleştiriliyoruz" diyor. Maliye Bakanı vergi affında da ek vergi uygulamasında da başarılı. Faiz dışı fazlada hedefe ulaşılıyor. IMF gidişten memnun. Vermesi gerektiğinden fazlasını veriyor. Medyadan ve pantolon askılı hocalardan hükümete destek tam.
Her şey iyi de, hala neden;
Adana'da işsizlik % 35? Anadolu'da insanlar asgari ücretin altında çalıştırılıyor? Memur sokakta? Türk lirası tarihinin en değerli günlerini yaşıyor? İhracatçının derdini kimse dinlemiyor? Bankaların durumu bir türlü iyileşemiyor? Reel sektöre kredi sağlanamıyor? Yabancı yatırımcı gelmiyor? Ben diyorum ki:
Enflasyonu öngörülenden hızlı düşürmeyin. Gereksiz yere, haddinin üstünde sıkı para politikası uygulamayın. Sosyal güvenlik reformunu bir an önce yapın. İşçileri sigortasız ve asgari ücretin altında çalıştırmayın. Siyasi partiler ve seçim kanunlarını bir an önce değiştirip, bu ülkeyi koalisyon hükümetlerinden kurtarın. İstikrarı sürekli kılın. Türk lirasının değerini olması gereken noktaya getirecek tedbirleri alın. Kuru yükseltmek, düşürmekten zordur. Bankaların kredi kaynaklarını Merkez Bankası'na kaydırmaktan vazgeçin. Merkez Bankası'nı piyasaya borçlu olmaktan kurtarın. Bankaları reel sektöre kredi verebilir biçimde örgütleyin. Sermaye Piyasası Kurulu'nu yeniden düzenleyin; piyasalaşmayı sağlayın. İhracatçının sorunlarıyla ilgilenin. Onları göz ardı etmeyin. İmar Bankası Hazine bonosu mağdurlarının sorunlarını halledin. Komşu ülkelerle sınır ticareti geliştirin. ***
Bankalardaki mevduatın ortalama vadesi 81 gün.
Mevduatın hala % 48'i yabancı para üzerinden.
Bankalar toplam mevduatlarının % 68'ini Hazine'den bono - tahvil almada kullanıyorlar.
Merkez Bankası'nda 30 milyar dolar seviyesinde rezerv olmasına rağmen, bankanın net döviz pozisyonu hala açık veriyor.
Merkez Bankası, mevduatın 15 milyar dolarlık bölümünün bankalara gitmesini önlüyor. Bu kadar da reel sektöre verilecek kredi miktarı kısıtlanmış oluyor.
Bankaların çoğu vergi karşılığı ayırmadıkları için karlı gibi görünüyor. Örneğin, borsada işlem gören 8 bankanın ayırdığı toplam 392 trilyon 386 milyar liralık vergi karşılığının % 83'ü tek bankaya ait.
***
Felaket tellalı değilim. İşler de kötü değil. Ama, sonumuz vaktinden önce öten horoza benzemesin...