Sorun 1) Borsa başkanları ile siyasilerin diyaloğu tamamen kopmuş durumda. Altın Borsası Başkanı, izahat vermek üzere Bakan'a gittiğinde, Bakan'ın "İzahatı boş ver, sen ne maaş alıyorsun, onu söyle" dediği, sonra da onu eksik bilgi vermekle suçladığı konuşuluyor. Siyasilerin bürokratlara karşı böyle bir davranış içinde olması şimdiye kadar hiç görülmedi.Sorun 2) Hem İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Başkanı hem de Altın Borsası Başkanı seçimden birkaç gün önce atandılar. O yüzden süreleri bitmedi ve siyasi yönetim bu kadrolara atama yapamadı. Şimdi, teftiş ve baskılarla başkanlar yıpratılmak isteniyor. Bu arada da kurumlar yıpratılıyor. En başta siyasilerin kurumların yıpratılmasını önlemesi lazım. Atamalarda belli süreler olması, bu kurumların özerk olduğunun bir göstergesi. Siyasilerin demokratik geleneklere uyma alışkanlığı edinmeleri lazım.Sorun 3) Sermaye Piyasası Kurumu (SPK), İMKB ve Altın Borsası başkanlarının üçü de eski Maliye müfettişi. SPK Başkanı aynı zamanda Bakan'ın sınıf arkadaşı. Bu durumda, hepsinin birbirlerini desteklemesi ve iyi geçinmeleri gerekirken, SPK'nın normalin üstünde ve aşırı müdahaleye varan denetimi iki borsa yönetimini de yıldırmış vaziyette. Ancak, bu konuda Bakan emri ve baskısı var. Maliye müfettişleri idarecilikleri ile tanınırlar ama bu kez bıçak kemiğe dayanmış durumda ve birbirlerine zoraki sevgi ve saygı gösteriyorlar. Siyasilerin bu kadroları bir an önce boşaltıp, kendi adamlarını getirme arzuları var ve zayıf halkayı kırma peşindeler. Başkanların birbirlerini ve kurumlarını desteklemeleri lazım. Kendi saygınlıkları ve temsil ettikleri kurumların saygınlığı adına.Sorun 4) Allah kimseyi attan indirip eşeğe bindirmesin. Şimdilerde borsa çalışanlarının, borsa temsilcilerinin ve aracı kurumların durumu böyle. Borsalar, kendi kendine yeten, yönetim kurulunun aracı kurumlar tarafından seçildiği, her yönüyle şeffaf kurumlar. Parayı veren aracı kurumlar her detayda zaten denetim yapıyor. Yeterli gelir de var. Bu nadide kurumların çalışamaz hale getirilmesi ve çekişmeye konu edilmesi çok acıklı. Sorun 5) İMKB'de dinlenme tesisleri ne arıyor? Dünyanın hangi borsasında böyle tesis var? Üstelik, tam karşısında aynı hizmeti veren Enka varken. Ama, harcamaları üyeler karşılıyorsa, kim ne diyebilir. Sorun 6) Takasbank nasıl oluyor da yönetim kurulu üyelerine inanılmaz menfaatler sağlayabiliyor? Özerk bir borsanın başkanına hak ettiği parayı doğrudan vermesi, iştirak gelirlerini de ayrı göstermesi lazım. Örneğin, İş Bankası böyle yapıyor. Sonra, dünyanın hangi ülkesinde takas kuruluşu bir banka? Borsa kamu kurumu sayıldığına göre, büyük hissesi İMKB'ye ait olan Takasbank, devlet bankası mıdır, özel banka mı? Devlet bankası ise, Takasbank'ın özelleştirilmesi düşünülmüyor mu? Bu konuların da artık sorgulanması lazım ama bel altından vurmamak şartıyla. Tabii, bu durumdan şimdiki bürokratlar sorumlu değil. ytoruner@milliyet.com.tr Son günlerde Borsa yine gündemde. Ama, bu kez dedikodularıyla, parasızlığıyla, kurumlar arası çekişmelerle. Sermaye piyasasından sorumlu Devlet Bakanı ile Borsa Başkanı artık medya aracılığı ile konuşuyorlar. Sorunlar artık saklanamaz biçimde büyümüş durumda. Borsa aracı kurum yöneticileri bile artık susamıyorlar. Peki, sorunlar neler?