Bu aşamaya gelindikten sonra, sorunun çözümü de belli. Borsa, savunmasını yapar. SPK, ya doğrudan karar verip, zararın tazminini ister ya da borsadan gelen savunmaya görüşünü ekleyip, tasarruf genelgesini çıkaran makamın yani Başbakanlık'ın görüşünü veya onayını almak üzere yeniden bir yazı yazar. Kısacası, olay medya önünde konuşmakla veya medyaya kızmakla halledilebilir durumda değildir. Hatta, medya önünde tartışmak, sorunu tırmandırır. Ama, sanıyorum asıl sorun artık tasarruf genelgesi filan değil. Sorun, borsada yıllardır taş üstüne taş koyulamaması ve her konuda tavizler verilmesi sonucu, giderek zafiyetin artması.Borsanın tasarruf genelgesi kapsamında düşünülmemesi görüşündeyim. Borsanın "kamu kurumu" sayılması bile bu uygulamayı haklı gösteremez. Örneğin, Merkez Bankası da bir kamu kurumudur ama tasarruf genelgesi kapsamında değildir. Olmamalıdır, da. İslamın şartı beş, altıncısı insaftır.Burada, tartışılması gereken tasarruf genelgesi değil, borsanın kendisidir. Artık, şu sorulara cevap aramak gerekiyor: a) Borsa yönetimi, SPK raporunun hazırlandığını ve içeriğini önceden bildiği halde, neden zamanında Başbakan, ilgili bakan ve SPK nezdinde gerekli girişimi yapmamıştır? Neden, testi kırılmadan önce tedbir alınmamıştır?b) Borsa bünyesindeki Teftiş Kurulu, tasarruf genelgesine konu hususları teftiş etmiş midir? Etmişse, yazdığı rapordaki öneriler nedir? Merkez Bankası'nda bile yapılmaya başlanmış bulunan Bağımsız Dış Denetim uygulaması borsadan neden kaldırılmıştır? c) Şirketler arası dereceleme bile yapabilecek Borsa Veri Bankası'nın değerlendirmeleri neden hâlâ kamuya açıklanmamaktadır? Bu bilgilere kimler ulaşabilmektedir?d) Borsanın mevcut binasının bulunduğu arsanın dışındaki borsa arsaları nasıl korunmakta ve nasıl değerlendirilmesi düşünülmektedir? Bu, Boğaz gören değerli arsalarda, gecekondulaşma başlamış mıdır?e) Takasbank'ta neden yönetim kurulu üyelerine ve üst düzey çalışanlara çok yüksek miktarda yıllık kâr payı ödemesi yapılmaktadır? Takasbank, bankacılık yapmadığı halde neden banka gibi örgütlenmiştir? Amaç, yüksek kâr payı ödemelerini haklı kılmak mıydı? Borsa Başkanı'na buradan yapılan ödeme neden borsa gelirleri arasına girmemektedir?f) Altın borsasının kapatılarak İMKB bünyesinde çalıştırılması ve böylelikle büyük tasarruf sağlanması düşünülmemekte midir? Altın borsasının yıllar boyu devlete maliyeti ne olmuştur? ytoruner@milliyet.com.tr Borsa Başkanı, bütün ekonomi köşe yazarlarını, eski ve yeni SPK ve borsa başkanlarını bayramdan sonra, medya önünde tartışmaya çağırıyor. Konu, SPK'nın borsa için yazdığı denetim raporu ve borsa harcamalarının tasarruf genelgeleri kapsamına dahil edilip, edilmeyeceği. Yurtdışında olduğum için katılamıyorum. Katılsam da değişen bir şey olmazdı. Çünkü, SPK'nın denetim raporu ve borsanın savunması artık biliniyor ve bu konu hakkında herkes düşüncesini yazdı. Yani, tartışılacak fazla bir şey yok.
