IMFnin 8 Temmuz 2001 tarihinde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumuna yazdığı ve bankalara el konulmasını istediği, aksi takdirde sekizinci gözden geçirmenin tamamlanamayacağını söyleyen mektubu ilk kez bu sütunlarda Milliyet gazetesi tarafından kamuoyuna duyuruldu. Demirbank ve Kentbankın sahiplerine iade edilmesi sürecini başlatan bu belge, Türk ekonomisinde bir dönem neler olup bittiğinin ve ekonomi yönetiminin ne denli yabancılar tarafından kontrol edilir hale geldiğinin en önemli delili. Belgenin bu sütunlarda yayımlanmasının ardından Mecliste "Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna Devredilen Bankalar ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun Faaliyetlerinin ve Bunlara İlişkin iddiaların Araştırılarak Bankacılık ve Finans Sektörünün Sağlıklı Bir Yapı ve İşleyişe Kavuşturulması Amacıyla Kurulan" Araştırma Komisyonu, 24 Mayıs 2004 günü bu konuda benden bilgi aldı.Konu medyada da büyük yankı uyandırdı. Bazı televizyon kanalları konuyu birinci haber yaparken, bazı gazeteler de birinci sayfalarına taşıdı. Bu haftaki Nokta dergisi de, bu konuda neler düşündüğünü o zamanki Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Dervişe sormuş. Nokta dergisindeki başlık: "IMFnin BDDKya yazdığı skandal mektup için Derviş, Çok mektup vardı, hatırlamıyorum dedi" şeklinde. Derviş, "Genelde önemli mektupları BDDK sonradan bize gönderirdi. Bir şey diyemem şu anda" diyor. Yani, kıvırtıyor.Dervişin söylediği gibi çok mektup varsa, bu mektupların tümü kamuoyuna açıklanmalı. Bizim açıkladığımız 8 Temmuz 2004 tarihli mektup, BDDKnın 6 Temmuz 2001 tarihli mektubuna cevap olarak yazılmış. 6 Temmuz 2001 tarihli mektubun ne yargı dosyasında örneği var ne de komisyona gönderilmiş. BDDKda bu konuda inceleme yapan Başbakanlık Teftiş Kurulu Müfettişleri IMFye yazılan bu mektubu mutlaka bulup çıkarmalı. BDDK Başkanı ise, kamuyu bu konularda aydınlatacağı yerde, mektupların nasıl sızdığını araştırtıyor.Derviş "Bu işin teknik yönünü BDDK yürütüyordu. Karar verme aşamasında biz devreye giriyorduk" diyor. Yani, IMFnin isteklerine uyarak haksız yere bankalara el konulmasına Derviş karar vermiş. Pes doğrusu. Derviş hatırlamıyor Derviş devam ediyor. "Niyet mektuplarında ne varsa, bizim taahhüdümüz buydu. Hiçbir gizli saklı anlaşma olmayacak. Geçmişte olmuştu Türkiyede. Birtakım açıklanmayan taahhütler de vardı" diyor. Anlaşılan Derviş, önceki dönemlere ait birtakım gizli taahhütlere ulaşmış. Bunları mutlaka açıklaması lazım. Bu durumda, önceki dönemlerde, ben dahil IMFyle çalışan tüm siyasiler ve bürokratlar töhmet ve suçlama altındadır.Bu skandal belgenin ardından, 29 Haziran 2001 tarihli, önceki yazımda açıkladığım bir elektronik posta (e - mail) daha elime geçti. Bu mektuba göre, hangi bankalara ne zaman el konulacağından hem IMFnin hem de Dünya Bankasının haberi var. İşte, bir rezalet daha. Özerk olması gereken BDDK adına bir rezalet. O BDDK ki, yöneticilerinin tümü Derviş tarafından değiştirilmiş ve yeniden atanmıştı. Şimdi, sıkışınca da Derviş BDDKnın kararlarından haberi olmadığını söylüyor.Sırf bu rezalet nedeniyle, BDDKnın o zamanki bütün kararları soruşturulup yeniden incelenerek, bankalardan haksız el konulan hepsinin sahiplerine iadesi gerek. Açıklanmayan taahhütler 3Kasım Pazartesi günkü yazımda Danıştayın Kentbank ve Demirbankın sahiplerine iade edilmesi kararında çok etkilendiği bir belgeden bahsetmiştim. Bir yazıya yanıt niteliği taşıyan bu belgeden önce o zamanki BDDK yöneticilerinin IMF baskılarına direnmeye çalıştıklarını gösteren yeni bir belge elimize geçti. Dönemin BDDK Başkan Yardımcısı Teoman Kerman, 29 Haziran 2001de IMF Türkiye Temsilcisi Odd Per Brekke yazdığı elektronik postada, dört bankaya el koyma maliyetinin yüksek olacağını belirtiyor. E - posta, BDDK eski Başkanı Engin Akçakoca ile Dünya Bankası Finansal Sektör Baş Uzmanı Lalit Rainaya da gönderilmiş. "Son olarak, adı geçen bankaların acil bir ölüm - kalım durumu söz konusu değildir. Halihazırda yükümlülüklerini karşılayabilecek kadar likit değerlere sahipler" diyen Kerman, uygun rehabilitasyon planlarının denenmeden el konulmasının kamuya oldukça fahiş ve gereksiz mali yük getireceğini belirtiyor. Kerman, Brekke söz konusu dört bankaya BDDKnın talimatlarına aykırı kararları veto etme yetkisi olan bir yönetim kurulu üyesinin önümüzdeki hafta atanacağı taahhüdünde bulunuyor. İŞTE BELGELER IMF Para ve Kambiyo İşleri Bölümü Direktör Yardımcısı Carl - Johan Lindgrenin dönemin Akçakocaya 8 Temmuz 2001de gönderdiği mektupta ise Kentbank, EGS Bank ve Bayındırbankın isimlerini vererek el konulması konusunda ısrarcı oldukları görülüyor. Hatırlanacağı üzere bu bankalara Lindgrenin mektubundan bir gün sonra 9 Temmuz 2001de el konuldu.Lindgrenin mektubunda, 6 Temmuzda Fona yazdığı iki mektup için BDDK eski Başkanı Engin Akçakocaya teşekkür ederken bu mektuplardaki konularla ilgili yanıtlarını ve el konulmadaki ısrarlarını şöyle açıklıyor: "Kent, EGS ve Bayındır konularına gelince; 8inci gözden geçirmenin bitirilmesinin bir koşulu olarak bu bankaların TMSFye devredilmeleri konusunda ısrar ediyoruz. Yeniden yapılandırma ya da birleşmeye ilişkin planlar temel alınarak kabul edilebilir taahhüt mektupları temin edilmedikçe 8. gözden geçirme için öncelikli koşulun yerine getirilmesini sağlamak üzerine birleşmeye yönelik bir planı reddetmeyeceğiz." Mektupta, birleşmenin kabul edilebilmesi için öne sürülen dört şart şöyle: Bankaların tüm zararlarının kabulü,Kabul edilebilir bir sermayelendirme ve yeniden yapılandırma planını kapsaması,Hoşgörülü ve sabırlı yaklaşımlardan ve "aşırı cazibeli önerilerden" kaçınılması,Birleşilen ortağın, zayıf durumdaki bankaları yeterli biçimde devralabileceği konusunda inandırıcı olması. Lindgren: El koymada ısrarcıyız Birleşmenin 8. gözden geçirmeyi geciktireceği belirtilen mektupta, birleşmenin TMSFnin el koyması, BDDKnın da yeniden yapılandırma planı uygulamasından sonra gerçekleşmesi tavsiyesinde bulunuluyor.IMF mektubunda, TMSFnin devir işlemlerinden sonra uygun gördüğü en düşük maliyetli çözümleri uygulamakta serbest olacağı belirtiliyor. Lindgrenin mektubundan yaklaşık 4.5 ay sonra 30 Kasım 2001de el konulan Toprakbankla ilgili olarak da sermaye güçlendirilmesine ilişkin bir taahhüt mektubunun IMF kurulu toplanmadan önce imzalanmaması halinde 8inci gözden geçirmenin tamamlanabilmesi için iki şart öne sürülüyor. Hükümet/BDDK adına, bankanın ağustos sonuna kadar çözümlenmesi konusunda yazılı ve son bir anlaşmayı içeren ve bu kararın eylül sonuna kadar uygulanması konusunda yazılı taahhüt,Banka ile yapılacak olan anlaşma konusunda mevcut opsiyonların belirtildiği açık bir teklif. Mektubta, özel birtakım teşvikler yoluyla zayıf bankaların varlıklarını sürdürmeleri için kullanılmamasını, bunun zayıf durumda ancak yaşamını sürdürebilecek bankaların rekabet güçlerini daha da azaltabileceği uyarısında bulunuyor. ytoruner@milliyet.com.tr Önce el koy sonra birleştir