ABD’nin yeni Başkanı Barack Obama, “Change (Değiş)” sloganıyla kazandı. Henüz resmen başkanlık makamını devralmamış olsa da, Obama, bakanlarını seçti ve kilit bürokratlarını atadı. ABD’de başkanın değişmesiyle birlikte, binlerce bürokrat değişimi de yaşanıyor.
“Değişim”e odaklanan sloganına rağmen, Obama’nın özellikle, dış politikalarda fazla değişiklik yapamayacağı anlaşılıyor. İsrail’in Gazze’ye yaptığı son saldırı da, ABD’nin bu konudaki politikalarında bir değişiklik olmayacağını gösteriyor. ABD, İsrail’in kınanmasına bile karşı çıktı; kararı veto etti.
Şimdi, ABD’nin İran’a karşı politikasında bir değişim olup olmayacağı gözlenecek. Çünkü, ABD’deki tüm dış politika yazarlarının ilk gündemi İran. ABD’nin Irak’tan çıkmasıyla birlikte doğacak boşluğu, İran’ın doldurmaya çalışacağı düşünülüyor. İran’ın atom bombasına sahip olmasının, “üçüncü dünya savaşı”na neden olabileceği yönünde yorumlar bile var. Böyle düşünenler, İran’la birlikte, ABD de dahil, tüm ülkelerdeki nükleer gücün azaltılmasını veya yok edilmesini öneriyorlar. Bu nedenlerle de, İran, ekonomisiyle, siyasi ve kültürel yapısıyla çok yakından izleniyor.
Ülkedeki idare rejimi
Gittikçe bozulan ekonomi, rüşvet çılgınlığı ve sansür, bugünkü İran’ı simgeliyor. Geri ödenemeyen krediler çığ gibi artıyor. Ahmedinecad, seçimleri kaybetse bile, iç ve dış politikalarda fazla bir değişiklik olmayacak. İran Gizli Servisi, hâlâ içerideki ve dışarıdaki karşı görüşlüleri tespit edip işkence yapıyor veya katlediyor. Yazılarını internette yayımlayabilen İranlı gazeteci Ekber Ganci’ye göre, bu haliyle İran, “Padişahlık” rejimiyle idare ediliyor.
Halen, İran’da kız çocukların 9, erkek çocukların da 15 yaşında (hicri) reşit oldukları kabul ediliyor ve 9 yaşındaki kızlar kocaya veriliyor. Cinayet işlenmesi halinde, şeriat yasalarına göre ödenmesi gereken kan parası, kadınlar için, erkeklerin yarısı kadar. Birçok durumda, kadınların şahitliği kabul edilmiyor. Kadınlar, kocalarının yazılı izni olmadan yurtdışına çıkamıyor ve işe giremiyorlar. Kadının, kocasının emrinden çıkmaması, resmi yasayla emrediliyor. Bir erkek, birden fazla kadınla evlenebiliyor ve istediği anda, sorgusuz sualsiz eşini boşayabiliyor. Kadınların boşanma hakları yok.
Petrolün paylaşımı sorunu
Boşanan kadına çocuğunun verilmesi, kocasının iznine tabi. Kadınlar hâkim ve dışişleri mensubu olamıyor. Kadınların sinemaya, tiyatroya ve müzikli mekânlara girmeleri de yasak. İranlı kadının, “konuşma özgürlüğü” hemen hemen hiç yok. Kadınlar arasında, fuhuş, AIDS, fakirlik ve evsizlik, erkeklere oranla çok daha hızlı biçimde artıyor. Fuhuş yapan kadının cezası, taşlanarak ölüm. Meclisteki kadınlar, “kadınlara karşı” kullanılıyor. İranlı yazar Merengiz Kar’a göre, İran’da kadınların durumunun düzelmesi olasılığı hiç yok.
2004 yılında İran’ın başlattığı “Şii Hilali” operasyonu, Irak, Suriye, Lübnan ve Körfez ülkelerindeki İran nüfuzunu artırmak için gündeme getirildi. Böylece, kitlelerin uyanık tutulması, İran’a bağlı bir “kuşak” oluşturulması ve İran’ın bölgesel gücünün artırılması hazırlığı yapılıyor. Ancak, Şiiler kendi aralarında da anlaşamıyorlar.
Ortadoğu’nun petrol kaynaklarının bu bölgedeki tüm ülkelerce paylaşılması gündeme getirilmedikçe, bu bölgede sorun bitmez. Bence, İsrail de, bu bölgede sorun yaratmak için kullanılıyor.
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025