Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bilindiği gibi, son yıllarda bankalar en büyük gelirlerini kredi kartları ve tüketici kredilerinden elde ediyorlar. Kredi kartı kullanımı çığ gibi büyüdü. Son 5 yılda, piyasada görülen talep artışı, büyük ölçüde kredi kartı uygulamalarından kaynaklandı. Kredi kartı kullanımı sayesinde, tüketici, taksitle mal alabilir hale getirildi. Bu uygulama, sanırım dünyada sadece Türkiye'de var. Birçok örnekte, belli bir kredi kartı sayesinde peşin alımdan daha ucuza mal edinilebiliyor. Yine, kredi kartları arasında öyle rekabetler var ki tüketici her yaygın kartı edinmek zorunda kalıyor. Kredi kartları cüzdanları dolduruyor. Öte yandan, yurtdışında banka hesabı açıp bu hesaba bağlı kredi kartı alınması da mümkün. Bu durumda, harcamalar Türkiye'de kayda girmediği için, vergi yönünden bir inceleme de yapılamıyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) Banka ve Kredi Kartları Yönetmeliği, 10 Mart 2007 tarihli Resmi Gazete'de yayımlandı. Yönetmelik, banka veya kredi kartı çıkarmak isteyenlerin ve kart hamillerinin uyacakları kuralları düzenliyor. Kredi kartı faiz oranları, hedeflenen enflasyon oranının yaklaşık % 1500'ü (15 katı) ve Merkez Bankası faiz oranının yaklaşık % 400'ü (4 katı) seviyelerine ulaşıyor. Dengesiz bir faiz seviyesi var. Yönetmelik, istenecek en yüksek faiz oranının Merkez Bankası tarafından belirlenecek olan azami oranların üzerinde olamayacağı hükmünü getiriyor. Ama, Merkez Bankası aslında bir belirleme yapmıyor. Bankaların uyguladığı faiz oranlarını isteyip bunlardan yaygın olanlarının ortalamasını alıyor. Yani, sistem olması gereken biçimde çalışmıyor veya çalıştırılmıyor. Bu noktada, Merkez Bankası'nı da suçlamamak lazım. Çünkü, Merkez Bankası bu işe isteği dışında karıştırıldı ve doğal olarak piyasa faiz oranına müdahale etmek istemiyor. Sonuçta, olan, kredi kartı kullanan tüketiciye oluyor.Öte yandan, Merkez Bankası'nın belirlediği oranların üstünde olmamak kaydıyla her bir kredi kartı için uygulanacak faiz oranı, bankalar tarafından istenildiği gibi belirlenip veya değiştirilip 30 gün öncesinden kredi kartı hamiline tebliğ ediliyor. İtiraz edilmezse, bu faiz oranı kabul edilmiş sayılıyor. Oysa, günü gelecek taksitleri bulunan bir kredi kartı hamilinin faizleri beğenmeyip kartını iade etmesi pratik olarak mümkün değil. Kısacası, kart hamilleri borçlandırılıp kötü yola düşürülmüşlerden farklı değil. Nakit çekime ceza varKredi kartlarıyla nakit çekilmesi çok ciddi biçimde cezalandırılmış vaziyette. Bu durumda faiz, bildirim ve ekstre tarihinde değil, çekimin yapıldığı günden başlıyor. Yönetmeliğin 20. maddesine göre de kıymetli maden, taş ve eşya alımı da nakit çekimi gibi değerlendiriliyor. Yani, son zamanlarda reklam edilen, kredi kartıyla ve taksitle pırlanta satışı, nakit çekimi olarak değerlendiriliyor.Getirilen yönetmeliğin en yararlı uygulaması ise, banka ve kredi kartlarıyla ilgili bilgi ve faiz oranlarının BDDK'nın internet sitesinde yayımlanacak olması. ytoruner@milliyet.com.tr Faizler enflasyonun 15 katı