Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Öte yandan, bankacılık sistemimize yabancılar giderek hâkim oluyorlar. İç tasarruflar bankalar eliyle toplanıp, aldıkları krediyi geri verebilecek şirketlere kullandırılır. Sisteme yabancı bankalar hâkim olduğunda, krediler kaçınılmaz olarak yoğunlukla yabancı şirketlere kullandırılacak. Çünkü, yabancı şirketler bankalar için ayrı, maliye için ayrı bilanço düzenlemiyorlar, kayıt dışı uygulamaları yok ve şeffaf çalışıyorlar. Yabancı bankaların sisteme hâkim olmaması için, birçok Avrupa ülkesinde yabancı bankaların bankacılık sistemi içindeki payı veya yabancı şirketlerin krediler içindeki payı kısıtlanmış vaziyette. Ancak, bu görüş de globalleşen dünyada anlatılabilir olmaktan gittikçe uzaklaşıyor. Yabancı sermayeye karşı çıkılarak sorun çözülemiyor.Diğer bir darboğaz, bankaların kendi içlerinde. Bankalar ortalama bir buçuk ay vade ile mevduat toplayıp, bunu orta vadeli kredilere dönüştürüyorlar. Bir kriz anında da ya krediler geri çağrılıyor ya da banka iflasları gündeme geliyor. Biz buna "vade uyuşmazlığı (maturity mismatch)" diyoruz. Bu nedenle, bankalar sıkı eleyip, sıkı dokuyorlar. Sonunda, küçük ve orta sermayeli işletmeler kredisiz kalıyor. Hele, gelecek yıl gayrimenkul ipoteği karşılığı kredi (mortgage) sistemi yürürlüğe sokulup, gayrimenkul karşılığı 10-30 yıllık kredi verilmesi gündeme gelince sorun daha da büyüyecek.Bütün bu sorunların giderilmesi için de, devlet birtakım yapay sistemler geliştiriyor. Bunlardan biri, devlet bankalarının küçük ve orta büyüklükteki işletmelere kredi verme uygulaması. Ama, bu tedbir de yeterli değil. Kaynak kısıtlı. İkinci bir uygulama, gayrimenkul ipoteği karşılığı kredileri (mortgage) için kurulması öngörülen kredi havuzu sistemi. Ancak, havuz ne kadar büyük olursa olsun, sisteme yeterli kaynak sağlaması çok zor. Bu noktada, yabancı fonların bu amaçla sistem içine çekilme zorunluluğu var. Bunun için de, uluslararası uygulamalara tam paralel bir sistem oluşturmak durumundayız. Sorunun çözümü için, banka ve finans kuruluşları arasında bir kredi takası yapılabilir olması lazım. Bunun için de, a) Kredi teminatlarının uluslararası esaslara göre alınması,b) Bu sisteme göre kredi verilecek işletmeler için bir uluslararası benzerlerine paralel bir rating(değerleme) sistemi getirilmesi,c) Gayrimenkul değerlendirmesi (appraisal) ve incelenmesi (inspection) sistemlerinin uluslararası benzerlerine uygun biçimde yapılması,d) Bankaların bu şartlarda verdikleri kredilerin tümünü veya bir bölümünü, ihtiyaçları anında veya risk dağıtma amacına yönelik olarak, başka banka veya finans kuruluşlarına devrediyor olabilmeleri,e) Bilgisayar destekli bir sendikasyon kredi sistemi geliştirilmesi,f) Devletin destekleyici rolünün sürdürülmesi, g) Yabancı fon ve yatırımcılara sistemin anlatılması gerekiyor. Yapılacaklar zor değil ama bir yerinden başlamak lazım. ytoruner@milliyet.com.tr Bugün ekonomik sistemimizdeki en önemli darboğaz, kredi sorunu. Özellikle, küçük ve orta boy işletmeler kredi alamıyor. Şirketlere ve özel işletmelere verilen kredi limitleri çok düşük. Gayrimenkul çoğu zaman teminat olarak kabul edilmiyor; edilse bile çok düşük değerle işlem görüyor.