Türkiye'deki akaryakıt kaçakçılığının büyük boyutlara ulaştığı ve kaçak nedeniyle yıllık vergi kaybının 3 milyar doları aştığı hesaplanıyor. Bu vergi kaybına ek olarak kalitesiz akaryakıtın araçlara verdiği zarar var.Akaryakıt kaçakçılığının ve akaryakıta katılacak ucuz yabancı maddelerin önlenmesi, basit bir önlemle mümkün oluyor. Satılan akaryakıtın içine çok az oranda, örneğin elli binde bir oranında, katılan bir katkı maddesi (marker) bunu sağlıyor. Bir yakıtın içindeki "marker"in ölçülmesiyle, o yakıtın içine herhangi başka bir kaynaktan mal karışıp karıştırılmadığı ve eğer katılmışsa, hangi oranda katıldığı tespit edilebiliyor. Türkiye en büyük vergiyi akaryakıt satışından topluyor. Akaryakıttaki yüksek fiyatlar, akaryakıt kaçakçılığının artmasına ve akaryakıta yabancı madde karıştırılmasına yol açıyor. Komşu ülkelerden kaçak akaryakıt girişi var. Öte yandan, akaryakıta ucuz yabancı madde katılmasıyla da büyük kârlar elde ediliyor. 2003 yılında çıkarılan petrol yasasıyla, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'na (EPDK), bir milli marker seçimi ve yurt çapında uygulanması görevi verildi. EPDK, o tarihten beri bu görevini yerine getirmedi; getiremedi. Daha doğrusu açtığı ihaleleri iptal etti. Sonuçta, ihalelerin iptaliyle kaybedilen süreçte, ülkemize milyarlarca dolar zarar verildi. Bu işte büyük para döndüğü için de, mafya ve kaçak petrolün teminine aracılık eden "bölücü terör" örgütü ellerini ovuşturuyor. Mafyanın eline geçen kara paranın sosyal zararını ölçmek ise olanaksız.Milli "marker" olarak kullanılacak kimyevi maddenin, taklit edilmesi olanaksız, buna mukabil yakıt içindeki oranının ölçülmesi son derece pratik olmalı. EPDK, açtığı ihaleleri iptal ederek maddeyi TÜBİTAK'ın imal edeceğini ve 1.1.2007 tarihinde milli marker uygulamasının başlayacağını açıkladı. Pilot bölge seçildi ve denemeler başladı. İşte, asıl sorun bu noktadan sonra başlıyor.TÜBİTAK bu sürede sistemi devreye sokamazsa, yeniden milyarlarca dolar kayıpla karşılaşacağız. Çünkü: A) "Ulusal marker", taklidi çok zor bir madde olmalıdır. Bu konuda yeterli deneyim yoktur.B) "Marker"i üretecek kurumun yıllar süren bir araştırması ve deneyimi bulunmalıdır. TÜBİTAK bunu da karşılayamıyor. C) "Marker"in kendisini ve test cihazlarını üretecek tesisler bulunmalıdır. Bu konuda kamu oyu aydınlatılmalıdır.D) "Marker"in istikrarlı biçimde, dayanıklı olarak ve diğer katkı maddeleriyle reaksiyona girmeden kullanılabilir olması lazımdır. Bunun için de asgari birkaç yıl denenmiş olmalıdır. TÜBİTAK'ın bunu gerçekleştirecek süresi de yok.E) "Marker"in formülü çok gizli tutulmalıdır. TÜBİTAK bu konuda aldığı tedbirleri kamuoyuyla paylaşmalıdır.Bir hata ve hatada direnme geri dönülmesi zor zararlara yol açar. ytoruner@milliyet.com.tr Milyarlarca dolar kayıp