Yeni tren kazasının en acıklı yönü, aynı öncekilerde olduğu gibi işten anlamayan adamların yönetimde olması. Çukurova, Turkcell, Show TV, Digitürk gibi Türkiyenin nadide kuruluşları maalesef dolandırıcıyı profesyonellerden ayıramayan patron ve yöneticiler tarafından yönetiliyor. Bunların alt kadroları da, üst kadroları da, ekonomistleri de çok zayıf. Bu patron ve yöneticiler Türkiyeye layık değil. Biz de bunlara katlanmak ve oyalanmak zorunda değiliz. Bu hatalarının gereği neyse, otoritelerce hemen yerine getirilmesi lazım. Bankacılığı biraz bilen, bu yolculuğun sonunun böyle biteceğini rahatlıkla tahmin edebilirdi. Aslında, olacakları 7-8 Ocak 2004 tarihli yazımda yazmış, 25-26-30 Ağustos 2004 tarihlerinde tekrarlamıştım. Para bulunamadı, bulunamayacağı gün gibi aşikardı. Zaten kazayla para bulunsaydı, başımıza çok daha vahim hadiseler gelecekti. Ya hisseler elden gidecek ve Çukurova borçları teminatsız kalacak ya da kara para iddiaları ortaya atılacaktı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun (TMSF) başlarındaki yöneticiler de yeterince profesyonel davranmadılar. Belki para gelir umuduyla, belki de siyasi baskılarla bir şeylere razı oldular ama dolandırıcı ile gerçek finansörü ayırabilmeleri lazımdı. Profesyonel bankacılık bunu gerektirir. Bizim yönetimde olduğumuz dönemlerde de bunlara benzer birçok teklifle karşılaştık. Hepsine direnmeyi bildik.Çukurovanın finansörü olduğu söylenen Northway Petroleumun Devlet Bakanı Abdüllatif Şener tarafından zamanın BDDK Başkanına takdim edildiği iddia edilmişti. En azından, Çukurovanın sahibi birçok kişiye böyle söylüyordu. Sayın Şenerle görüştüm ve bunu kesinlikle yalanladı. Çukurovayla anlaşması için BDDKya veya TMSFye başka birisi tarafından bir siyasi baskı yapılıp yapılmadığı mutlaka açıklanmalıdır. Değilse, BDDKyı, TMSFyi frenleyen güç veya güçlerin ne olduğu ortaya çıkarılmalıdır. Profesyonellik yok Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Doğan Cansızlarla Çukurova konusunu görüştüm. Geçen hafta İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında Yapı Kredi tahtasını kendilerinin kapattırdığını; Çukurovayla yapılan gizli anlaşmaların açıklanması için TMSF ve BDDKya mektuplar yazdıklarını ve "Bu iş bankacılık sırrıdır" diye cevap aldıklarını; anlaşmaların açıklanması için ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını ancak karşılarındaki kamu kurumlarının direnciyle karşılaştıklarını anlattı. Gerçekten de, SPK "bankacılık sırrı"nın yeniden tarif edilmesi için uğraştı ve uğraşıyor. Mektup yazdı Ayrıca, anlaşmaları bilen birkaç kişiden birisi olan üst düzey bürokrat bir dostumla görüştüm. Muhtemelen kreditörün, Çukurovadan ek teminat veya para istediğini, kreditör Northwayin TMSF ile hiçbir anlaşma imzalamadığını ve TMSFye taraf olmadığını, TMSFnin muhatap olarak sadece Çukurovayı gördüğünü, Çukurova ile Norhwayin anlaşmasını TMSFnin bilmediğini, Çukurovanın 31 Ekime kadar hala süresi olduğunu, üst üste olmamak kaydıyla anlaşmada 4 kez ödemede gecikme olanağı tanındığını, Yapı Krediyle olan anlaşmayı BDDKnın yapıp kontrol ettiğini söyledi.Bu köprünün altından daha çok su akacak! ytoruner@milliyet.com.tr Bilenler diyor ki