Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Normal şartlarda, hem yüksek büyüme hem de düşük enflasyon sağlanması çok zor. Çünkü, biri parasal genişleme gerektirirken, diğeri parasal daralma gerektiriyor. Şimdi elde edilen sonuç, sadece dış kaynak bulmakla elde edilebilirdi. Öyle de oldu. Evet, şimdiki ekonomik iyileşme dışarıdan çeşitli biçimlerde giren dış kaynak sayesinde elde edildi.Tarihi seviyelerde cari işlemler ve dış ticaret açığı veren bir ülkede, bu açığı kapatacak ve üstelik Türk lirasını çok değerli hale getirecek dış kaynak nereden mi geldi? Cevap: Dış borçlanma çığ gibi artıyor. 2004 yılı ekim başı itibariyle, ülkemizin 153.2 milyar dolar dış borcu var. AKP hükümeti işbaşına geldiğinde dış borç yaklaşık 127.5 milyar dolardı. Toplam dış borcumuz 1999 yılı sonunda 103 milyar dolardı. Yani, son dört yılda dış borçlanma % 50 civarında arttı.Toplam dış borç içinde kamu sektörünün payı, 2004 Ekim başı itibariyle 118.5 milyar dolar. Buna konsolide bütçe, diğer kamu kuruluşları ve Merkez Bankası borçları dahil. Kamunun dış borçları, AKP hükümeti işbaşına geldiğinde yaklaşık 82.6 milyar dolar ve 1999 yılı sonunda, sadece 53.3 milyar dolardı.Dış borçlanmada kamunun payı 1999 yılı sonunda % 51.7 ve AKP hükümeti işbaşına geldiğinde % 64.8 iken, Ekim 2004 başında bu oran % 77.3e yükselmiş vaziyette. Yani, dış borçlanma artıyor ama kamunun borçlanma oranı çok daha hızlı artıyor. Üzerinde oturduğumuz en büyük bomba bu. Gelişmiş ülkelerden ve özellikle Amerika Birleşik Devletlerinden olan sermaye kaçışı ile yabancı bankaların yüksek faizlerle fon yatıracak yer bulamayışı nedeniyle, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti bol bol borçlandırılıyor. Saadet zinciri kopup da, borç ödemek için yeni borç verilmeyince de, kucağa oturmuş olacağız.Halen dünyada en yüksek faiz veren ülke biziz. Dış borçlarına da, iç borçlarına da reel olarak bizden fazla faiz veren ülke yok. Buna Arjantin de, Brezilya da, Venezüella da, Rusya da dahil. İşte, bunun için bize ne enflasyon ne de büyüme dayanıyor.Bu yüzden:a) Enflasyonla düşerken, büyüme artıyor.b) Cari açık almış başını gidiyor ama hala Türk lirası çok değerli.c) Dünyanın en yüksek reel faizleri varken, Merkez Bankası ve Hazine işini iyi yapar görülüyor.d) Devletine karşı olmasına rağmen, hükümet başarılı.***Sorarım size, "takiye" dediğiniz şey, bu değilse, nedir? ytoruner@milliyet.com.tr Enflasyon düştü. Üstelik, yüksek büyüme sağlanarak. Başta hükümet, IMF, Merkez Bankası olmak üzere, siyasileri ve bürokratlarıyla bütün ekonomi yönetimi bundan kendisine pay çıkarıyor. Hepsi mutlu. Düşen enflasyon, faizleri de bir miktar düşürdü. Güçlü Meclis çoğunluğuna dayanan hükümet sayesinde düzelen beklentiler, özelleştirmeleri kolaylaştırıyor. Ekonomideki büyüme nedeniyle, vergi tahsilatı hedefine ulaşıyor. Pasta büyüdüğü için, faiz dışı bütçe fazlası hedefi tutturulabiliyor.