Her şeyden önce, ABD Irakta yaptığı harcamaları azaltmak, bir an önce savaş tazminatlarını tahsil etmek ve yeniden yapılandırma harcamalarından elde edeceği karları ülkesine transfer etmek peşinde. ABDnin Irakta tuttuğu her asker için yılda yaklaşık 250.000 dolar harcadığı düşünülürse, Türk askerini Iraka sokmakla ne denli bir yükten kurtulmaya başladığı da anlaşılabilir. 10.000 kendi askeri yerine Türk askeri tutmakla ABD, yılda yaklaşık 2.5 milyar dolar kar edecek. Bize verdiği 1 milyar dolar (8.5 milyar dolarlık krediye dönüştürülen) harçlık ve yapacağı diğer yardımlar düşünülse bile, ABD yine karlı olacak. Üstelik, bizim başlattığımız uygulamayı rahatlıkla diğer ülkeler takip edebilecek.ABDyi ilgilendiren ve bozulmuş olan ekonomilerinin düzeltilmesini sağlayacak olan en önemli gelişme, petrol fiatlarındaki düşme olasılığı. Iraktaki petrol üretiminin kontrolü sayesinde ABD dünya petrol fiatlarında da bir düşüş sağlayabilecek. Bu da, daralma döneminde olan ABD ekonomisine önemli bir katkı sağlayacak.Türkiyenin Iraktan önemli miktarlara ulaşan resmi alacağı var. Bunlardan birisi, anlaşmaslar gereği petrolden bize ödenmesi gereken ve bir süre (sanırım 1950ye kadar) ödenen pay. İkincisi, Özal zamanında verilen bir teşvikle, ihracatçılarımızın Iraka mal gönderip Merkez Bankamızdan tahsil ettiği ama Merkez Bankasının Iraktan tahsil edemediği yaklaşık 2 milyar dolar. Anaparalara, faizlerin de eklenmesiyle alacaklarımızın aslında ABDnin vereceği hibelerin çok üstünde olacağı görülür. Yapılacak pazarlıklar, mutlaka bu iki hususu içermelidir.Irakla yapılacak ticaret bizim için çok önemli. Çünkü, Irak giderek artan günlük ihtiyaçlarının önemli bir bölümünü bizden karşılamak durumunda. Bunun için, sınır ticareti kolaylıklarının artırılması; Iraka yapılacak ihracatın sınır ticareti kapsamında gösterilerek Gümrük Birliği kısıtlamaları dışına çıkılması gerekiyor. Bu kolaylık sayesinde, Iraktan rahatlıkla sıfır gümrük vergisi ile mal alınıp, satılabilir. Buna ek olarak, serbest ticaret bölgelerinin kullanılması ile yapılacak dış ticaret de ihmal edilmemelidir.Diğer bir konu, Türk hükümetinin yapacağı insani yardım ve altyapı yatırım harcamalarının nasıl finanse edileceği konusu. Türk askerinin konuşlandırılacağı bölgelerde yapılacak altyapı yatırımlarının Türk müteahhitlerine verilmesi konusu gündeme getirilmelidir. Yapılacak insani yardımın finansmanının hangi kaynaklardan karşılanacağı da belirlenmelidir.Irakta bir ya da birkaç banka şubesi açılması gündeme getirilmeli; Türk Telekom, Türkcell vs. Iraka bir an önce girmeli ve haberleşme sisteminin kurulmasında pay almalıdır.Bütün bunların ötesinde, yapılacak harcamalar için Merkez Bankası kaynaklarının kullanılmaması lazım. Aksi halde, enflasyon canavarının yeniden hortlaması, düzelmekte olan durumun bozulması kaçınılmaz olur. ytoruner@milliyet.com.tr Tezkere geçti. Şimdi, en önemli sorun bu kararın siyasi ve ekonomik geleceğimizi nasıl etkileyeceği. Irakta oluşacak siyasi sonuçlar ekonomik sonuçlardan daha önemli olarak değerlendirilse de, ekonomik sonuçlar da siyasi gelişmeler kadar önem taşıyor.