Artık işlevini kaybetmek üzere olan İstanbul Altın Borsası'nda son iki aydır iyi gelişmeler var. Altın Borsası Başkan Yardımcısı Vedat Özdan basının karşısına çıkıp, ayağı yere basan önerilerde bulundu.
Kendisi ile hiç tanışmadım, ama basında çıkan söylemleri ve pratikte yapmaya çalıştıkları çok ilginç. Onun savunduklarını ancak işi iyi bilenler savunabilir. Hatta, savunmaya cesaret edebilir. Çünkü, hiç çekinmeden Merkez Bankası altın rezervleri üzerinde söz edebiliyor ve küçük ağırlıktaki külçelerin borsada işlem görmesi konusunda Hazine'den izin isteyebiliyor.
Özdan, şunları savunuyor:
Borsada kiloluk altın yanında, 1 - 5 - 10 - 50 ve 100 gramlık külçeler de işlem görsün.Böylece, vatandaş gücü yettiği ölçüde külçe altın alabilir.Küçük külçeler sayesinde altın mevduatına, altın üzerinden faiz verilebilir.Altın yatırımcısı da, ayara göre değişen işçilik masraflarından kurtulur. Çünkü, külçe halinde satılan altında işçilik maliyeti yoktur.Küçük külçeler, istanbul Altın Rafineri'sinde basılabilir.Borsadan alınan altınla, bankalarda hesap açılabilir.Aracı kurum ve bankalar müşterilerin Altın Borsası'ndan yapacakları alım satıma aracılık eder ve saklama hizmeti sağlarlar.Bankalar aldıkları bu altınları kuyumculara altın olarak kredi verir, altın olarak faiz alırlar.Kuyumcu fiyat riskine karşı korunmak için, bankadan bir de vadeli kontrat satın alır (Ancak, bu kontratın maliyeti her hesabı bozabilir).Altın Borsası da saklama hizmeti sağlandığı için vatandaş altınını yastık altında tutma gereği duymaz.Şu anda, ilk çözümlenmesi gereken sorun, Londra (LBMA)'nın istanbul Altın Borsası'nın akredite borsalar arasına alınmasını sağlanması. Özdan'ın, Türkiye'deki altın yönetimi konusundaki görüşleri ise şöyle:
Merkez Bankası fiyatlar düşmeden altın rezervinin 100 tonluk bölümünü satarak 1.1 milyar dolar gelir elde edebilir. Artık, altın merkez bankaları için "kefen parası" olmaktan çıktı. Dünya merkez bankaları altın satıyor.Avrupa merkez bankaları yıllık satışlarını 400 tonla sınırlandırdı. Bu anlaşmanın temel hedefi altın satmamak değil, altın fiyatlarının satış nedeniyle düşmesini önlemekti.Dubai'deki IMF - Dünya Bankası toplantıları sonrasında bu anlaşma yenilenebilir. Yenilenmezse, altın fiyatları gelecek yıldan itibaren düşebilir. Anlaşmadaki tarafların sayısı ve satış kısıtlamaları önem taşıyacak.Dünya rezervinin % 30'unu elinde tutan Almanya - Fransa - İtalya üçlüsünün rezervlerini satmak yönünde istekleri olduğu biliniyor.Bir yıl içinde altının onsu 372 dolardan 300 dolara inebilir.Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 1995 yılından beri altın rezervleriyle oynamamış ve Altın Borsası'nın doğal üyesi olduğu halde burada hiç alım satım yapmamış. Merkez Bankası dahildeki rezervlerini bizim borsamızda satabilir. * * *
Özdan'ın görüşleri yerinde. Altın işini biliyor. Ama, Ankara'ya öğretmesi biraz zaman alabilir!