Türkiye'de bazı kişiler biliyorum, kendilerine altın kaplama yüzme havuzu yaptırmışlar. Evinin içinde, bizim dışarıda gördüklerimizden kat kat daha lüks 30 - 40 kişilik sinema salonu olanlar var. Yalıda oturan birisi, denizin içine Boğaz'ın maviliklerine bakan geniş penceresi bulunan bir sauna yaptırmış. Zenginlerimiz arasında, yüzlerce kürkünü korumak için geniş "kürk kasası" yaptıranlar var.
Bunlar bizim zenginlerimiz. Dünya zenginleri ise, çok daha kaprisli. Gretchen C. Rubin'in "Power, Money, Fame" isimli kitabının bir bölümünde dünya zenginlerinin bir zamanlar ve şimdi "zenginlik ve statü sembolü" olsun diye neler yaptıkları anlatılıyor.
Bakın bir zamanlar yapılanlar arasında arasında neler var:
Windsor Dükü, balayı için Avusturya'ya giderken, 186'sı sandık olmak üzere 266 bavul götürmüş. Onu her yere 156 bavul, 4 çocuk, 1 kahya, 3 sekreter, 1 kuaför, 1 hasta bakıcı, 4 köpek ve 2 kedi ile giden Liz Taylor takip ediyor.Dolar milyarderi Wayne Huizenga evinin arka bahçesine 18 delikli bir golf sahası yaptırmış. Golf sahasının 5500 metrekarelik bir tesisi ve 46 golf arabası varmış. Huizenga, soranlara sevmediği kişilerle golf oynamamak için bu yatırımı yaptığını söylermiş.Jacqueline Kennedy yalnız her sabah değil, her öğle uykusundan sonra da yatak çarşaflarının değiştirilmesini istermiş.Christina Onassis Diyet Cola'nın henüz Fransa'ya gelmediği günlerde, her hafta uçağını New York'a gönderip 100 şişe Cola Cola getirtirmiş. Kolaların bayatlayacağını düşünerek, bir seferinde 100 şişeden fazla getirilmesine izin vermezmiş.Kral Edward VII'nin en büyük zevki, özel yatında golf pratiği yapmakmış. Sadece bir seyahatinde, 3000 golf topunu denize fırlatmış. Bugünlerde ise, zenginlik bu biçimlerde ifade edilmiyor. Bakın, dünyada şimdiki zenginlerin "zenginlik ve statü sembolleri" neler:
Bazı yeni zenginler gayrimenkullerini, ziynet eşyalarını ve antikalarını daha önce onları kullanan meşhur kişilerden satın alarak, kendilerini onlarla aynı seviyeye taşıma amacı güdüyorlar.Bazıları için, ceketlerinin kol düğmelerinde gerçek düğme deliklerinin bulunması ve pantalon ütülerinin ayakkabılarının tam ortasına gelmesi bir statü sembolü. Bunlar sadece özel el dikişlerinde olabiliyor.Bazıları en pahalı markaların giysilerini kullanıp, bunlara marka işlenmemesini özel olarak istiyorlar. Giyilenin kalitesi kendisini belli ediyor ve bundan anlayan anlıyor.Bazıları zenginleştikçe kendilerini toplumdan izole ediyorlar. Onlara göre, zenginler zenginleri bir biçimde buluyor.Bazıları için, zenginleştikçe özel uçaklar büyüyor ama yolcu sayısı azalıyor.George Soros gibiler paralarını "dünyada demokrasinin yerleşmesi" uğruna harcadığını söylüyor.Bazıları Başkan iken Clinton'la golf oynayabilmek için 500.000 doları gözden çıkarıyor.Yine, Metropolitan gibi meşhur bir müzenin yönetim kurulu üyesi olabilmek için yılda 75.000 doları gözden çıkaranlar var. ***
Bizim yeni zenginlerimiz için ise, bir mali kuruluş ve bir otel sahibi olmak, bir medya organını ele geçirmek, bir biçimde başkalarının telefonunu dinletmek, siyasilerle iç içe olmak ve bol bol okul yaptırıp vergiden düşmek, en büyük "zenginlik ve statü sembolü" idi. Belki, hâlâ öyle!