Yaprak Aras

Oyunlar, dijital pazarlamanın yeni gözbebekleri. Moda markalarının, özellikle de köklü modaevlerinin bu alana gittikçe daha sıcak baktığını, online stratejilerinde kullandığını görüyoruz. Özel deneyimler sunmak, müşteri bağlılığını artırmak ve markayı yeni hedef kitlelere ulaştırmak için tercih edilen oyunlaştırma (gamification) son zamanların büyük trendlerinden.

Louis Vuitton’dan oyun!
Oyun modelini deneyen en yeni marka ise köklü modaevi, Louis Vuitton. Markanın web sitesinde yer alan ‘tatil’ bölümünde karşımıza çıkan oyunun ismi, The Goose Game yani Kaz Oyunu. Sayfa, arka fonda çalan bir Noel şarkısıyla açılıyor.
Geleneksel bir kutu oyununu andıran The Goose Game’in amacı ise, yaklaşan yılbaşı sezonu için hediyeler sunmak, müşterilerin eğlenerek hediye seçmesini ve listeler oluşturmasını sağlamak.
Ziyaretçiler, bir takvim üzerinde ilerleyerek sunulan hediye seçeneklerini inceliyor. Takvimin her gününde, kaz temalı bir animasyon eşliğinde Louis Vuitton’un önerileri sunuluyor. Animasyon sona erdiğinde dilerseniz bu ürünle ilgili daha detaylı bilgi alabiliyor, dilerseniz de takvim üzerinde ilerleyerek diğer alternatiflere göz atıyorsunuz.
Eğer ürünü

Instagram kullanıcıları geçtiğimiz günlerde akışlarında şık bir fotoğrafla karşılaştı. Fonda rengarenk macaronlar, şık bir espresso fincanı ve Michael Kors markalı altın bir saat... Markanın takipçileri, Instagram’ı en iyi ve etkin kullanan modaevlerinden Michael Kors’un bu fotoğrafını her zamanki postlarından biri olarak gördü. Aynı fotoğrafı, Amerikan modaevinin takipçisi olmayan milyonlar da görüyordu. Ama bir farkla; onlarda beliren fotoğrafın üst kısmında ‘sponsored’ yazıyordu.
Macaronlu fotoğraf, geçtiğimiz aylarda reklam almaya başlayacağını duyuran Instagram’ın ilk denemesiydi. Michael Kors’un fotoğrafı estetik ve içerik olarak markanın genelde yaptığı paylaşımlardan çok farklı değildi aslında. Saatin ve markanın özdeşleştiği yaşam tarzının öne çıkarıldığı post, akış içinde de tek sefer görünmüştü. İlk 18 saat içinde 218 bin beğeni aldı Instagram’ın ilk reklamı. Yaklaşık bir hafta sonra; bugünlerde ise 230 bin civarında.
Bu ilk reklamın rakamsal değerlerini, markalar için Instagram analizleri yapan Nitrogram’da incelemiş. Fotoğrafı, markanın önceki beş post’uyla karşılaştırdığında 33 bin yeni takipçi kazandırdığını gözlemlemiş. Diğer fotoğrafların getirdiğinden 16

Markaların dijital pazarlama hedef ve biçimleri gün geçtikçe değişiyor, gelişiyor. İtibar, promosyon ve müşteri ilişkileri gibi nedenler, yerini yavaş da olsa satışa yöneltici uygulamalara bırakıyor. Değişen bir şey daha var. Markalar sosyal medya ve mobil uygulamaları kullanarak artık yalnızca online satışlarını değil, offline’ı, yani mağaza içi deneyim ve satışlarını da artırmayı hedefleyen çözümler de üretiyor. Moda markalarının sosyal medyayı kullanarak geliştirdiği çok sayıda uygulama ve kampanya var. Sayıları gittikçe artan kanallarla çok yaratıcı ve farklı, ama bir o kadar da basit çözümler sunarak marka deneyimini artırabiliyorlar.
İnternetten mağazaya
Online’daki müşterilerini mağazalara çekerek satışlarını artıran markalar da az değil. Pinterest’in mağaza satışlarını olumlu yönde etkilediği biliniyor. Sitede pin’lediği ürünü gidip satın alan kullanıcıların yüzdesi, 21. Ünlü Amerikan zinciri Nordstrom, Pinterest’te ‘trending’ listesine giren ürünlerini mağazalarında öne çıkarıyor mesela. Pinterest üzerinde 4 buçuk milyon kullanıcısı olan zincir, bu ürünlerin popüler olduğunu belli etmek için üzerlerine kırmızı etiketler takıyor.
Online platformlarda beğenilen

Teknoloji sektörü geçtiğimiz haftalarda moda dünyasından önemli bir ismi transfer etmişti. Fransız modaevi Yves Saint Laurent’ın CEO’su Paul Deneve, ‘özel projeler birimi’nde çalışmak üzere Apple’a geçti. Daha önce Lanvin ve Nina Ricci gibi lüks markalarda da yöneticilik yapmış olan Deneve’in moda deneyiminin Apple’a nasıl bir fayda sağlayacağı düşünülürken CEO Tim Cook’un ipucu mahiyetinde açıklamaları akla geldi: “Bir süredir üzerinde çalıştığımız, muhteşem şeyler planlıyoruz. Sanırım oyunun kurallarını bozacak birkaç ürünümüz daha var.” Ve hemen ardından ekliyordu: “Giyilebilir teknolojileri ilginç buluyorum. Çok derinlikli bir alan. İnsanları bir şey takmak zorunda olduklarına ikna etmek, muhteşem bir şey. Ama bugüne kadar çıkan örneklerden hiçbiri, saat veya gözlük kullanmayan birini bunlara takmaya ikna edemedi.”
Cook’un bu sözleri, Credit Suisse’in akıllı gözlük, akıllı saat, akıllı bileklik gibi giyilebilir teknolojiler pazarının çok değil, 3-5 sene içinde 30-50 milyar dolara ulaşacağını açıklamasının üzerine gelmişti. Rapor, Apple’ın çıkaracağı olası bir akıllı saatin bir yılda 10 milyar dolar kar getireceğini de öngörüyordu.
Cook’un ‘üzerinde çalışıyoruz’

Cep telefonumuzla alışveriş yapabiliyor, online satın aldığımız şeye aynı gün içinde sahip olabiliyoruz artık. Vitrinlerden alışveriş dönemi başladı. Moda Operandi gibi siteler sayesinde podyumda görülen kıyafetleri daha mağazalara ulaşmadan satın almak mümkün. GAP’in online sitesinde beğendiğiniz bir ürünü gerçek mağazada ayırtabiliyor, gidip denedikten sonra yine mağazada ödeme yapabiliyorsunuz.

Alışkanlıklar değişiyor
Teknoloji geliştikçe alışveriş alışkanlıklarımız da değişiyor. İstediğimiz şeye en hızlı hatta mümkünse anında ve en kolay şekilde sahip olabilmemiz için sürekli yeni yazılımlar, uygulamalar geliştiriliyor. En yeni uygulama ise, dergi okuyucularını ilgilendiriyor. Dergi okuduğunuzu varsayın. Bir ilan sayfasında veya çekimde, bir ürün beğeniyorsunuz. Eskiden bu bilgiyi not eder, arayıp veya mağazaya gidip ürünü sorardık. Ardından online satış imkanı çıktı. Mastercard’ın geliştirdiği ShopThis uygulaması ise, dergilerin tablet edisyonlarından anında alışveriş yapma imkanı sunuyor. ShopThis’in ilk denemesi, 15 Ekim’de piyasaya çıkan Wired dergisiyle yapılıyor. Ünlü teknoloji dergisinin tablet edisyonundaki ürünleri, sayfadan çıkmadan satın alabiliyorsunuz.

Business of Fashion (www.businessoffashion.com) veya moda dünyasında bilinen adıyla BOF. Moda ve perakende sektöründeki gelişmelerin en çok bilinen ve takip edilen adresi. Business of Fashion, geçtiğimiz günlerde günümüz moda dünyasına yön veren 500 ismi belirledi. Listede beş de Türk vardı. Moda fotoğrafçısı Mert Alaş ile tasarımcılar Ümit Benan Şahin, Hüseyih Çağlayan ve Erdem Moralıoğlu. Beşinci isim ise, Moda 2.0 kategorisinde karşımıza çıkıyordu: Trendyol’un kurucu ortağı ve CEO’su, Demet Mutlu.
BOF 500 adlı listede 27 ülkeden, moda dünyasının farklı kulvarlarındaki isimler yer alıyor. Tasarımcılar, perakendeciler, yöneticiler, yaratıcılar, modeller, medyadan isimler... Yöneticiler arasında Benetton Başkanı Alessandro Benetton, Alexander McQueen Yönetim Kurulu Başkanı Jonathan Akeroyd, Mango’nun kurucusu Isak Andic gibi isimler yer alıyor mesela. Gucci Kreatif Direktör Frida Giannini, Alexander Wang ve Tom Ford tasarımcılardan birkaçı. Moda 2.0, yani Demet Mutlu’nun da yer aldığı alanda ise toplam 17 kişi var. Amazon’un Moda Direktörü Cathy Beaudoin, Asos’un Kurucu Ortağı Nick Robertson ve Net-a-Porter’nin kurucusu Natalie Massenet, bunlardan bazıları.
Moda

İki sezondur Mercedes-Benz ana sponsorluğunda geçen İstanbul Fashion Week, pazartesi günü başlıyor. 7-11 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek olan moda haftasının bu seferki ana üssü, Kuruçeşme Arena. 40’tan fazla tasarımcının ilkbahar/yaz 2014 koleksiyonlarını sergileyeceği etkinlik sosyal medyada da Mercedes-Benz şemsiyesi altında varlık gösteriyor. Moda Haftası’nın MBFWIstanbul hesabının Twitter’da 2 bin civarı takipçisi var. Facebook, Instagram, Youtube ve Pinterest’te ise Mercedes Benz Fashion Week’in genel hesabına bağlı. Yani New York, Berlin, Avustralya ve Miami moda haftalarıyla aynı platformda yer alıyor. Facebook sayfasının 400 bin civarında takipçisi var. Instagram’ı 100 bine yakın kişi, Pinterest’i ise 20 bin kişi takip ediyor. Mercedes Benz’in sosyal medya ekibi, bu kanallarda oldukça aktif sayılır. Daha çok defile videoların yüklendiği Youtube kanalınaysa 15 bine yakın kişi abone. Tüm bu kanallara, MB İstanbul Fashion Week’in sitesindeki (istanbul.mbfashionweek.com) ‘social’ sekmesinden ulaşılabiliyor.

Defile sonrası satış
İstanbul Moda Haftası’nın temiz ve kullanışlı bir sitesi var. Tasarımcıların bilgilerine, kişisel sosyal medya hesaplarına ve

Dijital moda dünyası birkaç aydır shoppable video’ları konuşuyor. Yani izlediğiniz videodaki ürünleri satın alabilme imkânını. Sektör aslında uzun zamandır bu özelliğin üzerinde çalışıyordu. İtalyan modaevi Gucci, hazırladığı özel video ile sonbahar/kış 2012 koleksiyonundaki aksesuarların satışını, yine video üzerinden satışa sundu. Dijital dünyanın iddialı oyuncularından Burberry de aynı sezon, videodan satışa olanak veren bir diğer moda markasıydı.
Daha kolay yazılımların geliştirilmesi sayesinde hızla yaygınlaşan videodan alışveriş, Google’ın da ilgisini çekti. Markalara, YouTube kanallarında yer alan videolar üzerinden alışveriş imkanı sunduğunda, tarihler Mayıs 2013’ü gösteriyordu. YouTube kanalında yayınlanan video üzerinden alışveriş yapılabilen ilk marka, saç bakım serisi Tresemme oldu.
YouTube kanallarındaki videolar üzerinden gelişen alışveriş, müzik videolarına da sıçramıştı. Kanadalı lüks perakende şirketi Ssense’in hazırladığı ‘I Think She Ready’ adlı video, dünyanın ilk interaktif alışveriş yapılabilir videosu olarak biliniyor. Videoda, müzisyenler Diplo, FKi ve Iggy Azalea yer alıyor. Giydikleri kıyafetler de Ssense’in sitesinde satışta olan markalar haliyle.