Öğrenmeyi öğrenmek, paylaşmayı bilmek

29 Ekim 2020

“Öğrenmek, akıntıya karşı yüzmek gibidir, ilerleyemediğiniz takdirde gerilersiniz.” -Çin Atasözü

Bilmek öğrenmenin önünde bir engel midir?
‘Ben biliyorum’ dediğimde artık öğrenmeye ihtiyacım yok mu diyorum? Biliyorum demek yeni bilgiye ulaşmamı engelliyor mu? Merak etmenin, araştırmanın ve öğrenmenin önünü mü kesiyor?
Ne bildiğimi bilmezsem, nasıl emin olacağım bilgimden? Nasıl güveneceğim kararlarıma?
Peki, bilgimden nasıl emin olacağım?
Bu soruları çoğaltabiliriz. Hayatın akışında bilgiyi nasıl kullandığımıza, nasıl öğrendiğimize bakarak, deneyimsel değerlendirmeyle öğrenme şeklimizi keşfedebiliriz. Öğrenmek ve deneyim elde etmek ayrılmaz ikiz kardeşler bence.
Son dönemde karşıma çıkan birkaç kişide, içinde kaldığım birkaç durumda ‘ben iyi/çok biliyorumcular’ sürecin yanlış ilerlemesine neden oldu ve bu sorular çıktı içimden.

Yazının Devamı

Kitap ile sohbet edilir mi?

21 Ekim 2020

“İyi kitaplar okumak, geçmiş yüzyılların en iyi insanlarıyla sohbet etmek gibidir.” -Descartes

Kitap ile Sohbet edilir mi? Bir de toplanıp grup çalışmasıyla kitap ile sohbet edilir mi?

Evet…

Kitap okumayı çok sevdim, okumayı sevdiğim kadar, okuduğum kitap üzerine konuşmayı, diğer okurlarla sohbet etmeyi de sevdim. Kitap okumak tek başına yapılan bir eylemdir, kitap okurken yalnız, anlarken kalabalıksındır, kitaptaki karakterler, mekanlar, bilgi seninledir artık. Kitabın içine derinlemesine dalmak, sorular sorup cevaplar bulmak gerek. Farkındalıkla hazmetmek ve sindirmek gerek. Kitabın kahramanları, hikayenin geçtiği yerler, tarihi dokusu, bize hissettirdiklerini konuşmak kitabın hayatınızda yer almasını sağlar. Paylaşmak, kitapla ilgili konuşmak, hikayenin derinliklerinden sohbet etmek çoğaltır kitabın etki alanını.

Yazının Devamı

Düşleme sanatı

14 Ekim 2020

Düşleme sanatı, inanma ve yaratma sanatı, bir özgürlük ve kesinlik hali, kuşkunun tamamıyla yok olma halidir.

Düşleme sanatı, kişinin kendisini özünde sevmesidir.

Yaşamını kutla, kendini içinde sev! Kendini gözle. Dikkatini oluşuna ver! Yaşantından geriye sadece gerçek olanların kaldığını ve yanılsama olan her şeyin seni ebediyen terk ettiğini göreceksin.

Prof. Stefano D’Anna’nın Tanrılar Okulu kitabında Dreamer “Düşleme Sanatı”nı işte böyle anlatıyordu. Başucu kitaplarımdan biridir Tanrılar Okulu. Yıllardır derin ilişkimiz devam ediyor. Tanışma şansına sahip olduğum, etkilendiğim ustalarımdan biridir Stefano hocamız. Kitap ülkemizde Sinedie yayınları tarafından yayınlanmaktadır.

Düş var olan en gerçek şeydir.

Yazının Devamı

Hayat sahibi olmak

7 Ekim 2020

Hayatımız yaşadığımız anlardan oluşuyor. An farkındalığı, anda yaşamak son zamanlarda çok konuşulan konulardan. Kulak misafiri oluyorum çevreme ve duyduklarım beni şaşırtıyor.

-Zaman ne çabuk geçiyor.
-Yetişemiyorum.
-Çok yoğunum.
-Nasıl geçti anlamadım.
-Odaklanamıyorum.
-Okuduğumu anlamıyorum.

Yazının Devamı

Doğadan öğreniyorum

29 Eylül 2020

"Ağaç maziyi istikbale bağlar, size sabrı öğretir, beraber yaşamanın, birbirine faydalı olmanın zevkini verir."

Sözüyle başladım doğadan öğrenmek konusuna, sözün sahibi de Marcel Proust, kendisi Fransız, romancı, deneme yazarı ve eleştirmen. En tanınmış eseri 1913-1927 yılları arasında yayınlanmış, 20. yüzyılın en büyük eserlerinden biri olarak kabul edilen 7 ciltlik kitabı, Türkçede Kayıp Zamanın İzinde ismiyle yayınlanmıştır.

Başladım bu kitaba da yazarın yazma sabrıyla okumaya emek veriyorum. Evet okumak da gelişim gibi emek verilmesi gereken bir süreçtir. Zaman ayırmak, tüm enerjimizi aynı anda kitabı okuma eylemine ayırmak gerekir. Bedenin de kitabı okuyacak, zihnin de ruhun da.

Bu konuda doğadan çok örnek alırım. Hatta kendi kitabım Kariyerim Gelecek şu satırlarla başlar.

Yazının Devamı

Ömrümden uzun ideallerim var

23 Eylül 2020

Yazımı yazmak üzere oturduğumda zihnimde dönüp dolaşan cümle buydu. Bir kitabın adı, hiç karşılaşmadığım, uzaktan sert bir karakter olarak algıladığım bir kadının yazdığı kitabın adı. O bir yazar değil, hatta kitabın gerçekleşmesinde araştırmacı, belgeselci, gazeteci Rıdvan Akar’ın emeği var. Bu kadın Suna Kıraç. İş dünyasında güçlü bir isim. Ülkemizin en önemli holdinginde Yönetim Kurulu başkan vekili görevinin yanı sıra, pek çok şirket, kuruluş ve vakıfta İcra Komitesi Başkanı, İdare Heyeti üyesi, Yönetim Kurulu Başkanı, Mütevelli Heyeti üyesi, kurucu üyesi, onursal başkanı, olarak görev yapmış. Önemli olan bu yazdığım unvanlar değil, önemli olan bir kadının bu görevlerde aktif olarak görev alması, hatta vizyoner bakış açısıyla yeni adımlar atılmasını sağlaması. Bir Cumhuriyet kadını. Eğitim ve kültür alanında yaptıklarıyla örnek alınan bir kadın.

40 yıl süren aktif iş hayatına Ekim 1960’ta babası Vehbi Koç’un yanında çalışarak başlamış. İlk görevi, gelen ve giden evraka bakmak

Yazının Devamı