HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel… Türkiye üç gündür onu konuşuyor.
Adıyaman’da 2017’de terör örgütü PKK’ya yönelik hava destekli operasyonda etkisiz hale getirilen bir teröristin cep telefonu incelemesinde fotoğrafları ortaya çıktı.
Malumun ilanı aslında o fotoğraflar… Kim, niye şaşırıyor anlamak mümkün değil. HDP hiçbir zaman PKK/YPG ile ilişkisini inkâr etmedi ki! Hatta bu konuda kendilerine ‘Millet İttifakı’ adını veren partilerin tamamından daha dürüst bir tavır takındıkları bile söylenebilir. “Biz sırtımızı YPG, YPJ ve PYD’ye dayıyoruz” bile dediler. Hatta işi “Daha Apo’nun heykelini dikeceğiz” aşamasına kadar götürdüler.
HDP’nin ısrarla paylaştığı ama CHP ve İyi Parti ile küçük ortaklarının bir türlü göremediği konum aslında çok net. Doğrudan Kandil’i gösteriyor. Rakamlarla devam edelim, belki görmeyenler de görür. 1 Ocak 2015’ten kapatma davasının açıldığı Mart 2021’e kadar 16 bin 700 üyesi hakkında terörden soruşturma açılan ve iki eş başkan da dâhil 3 bin 600 üyesi tutuklanan bir parti HDP. Bu partinin milletvekilinin bir teröristle fotoğraf çektirmesinden daha doğal ne olabilir?
Efendim neymiş... HDP’li vekilin teröristle fotoğrafına Millet İttifakı partilerinin genel başkanlarından tek bir tepki gelmemiş! Ne bekliyordunuz ki? Adamların tek umudu HDP. Bir fotoğraf yüzünden HDP’yi kızdırmaya ne gerek var?
Kusura bakmayın ama siz de pek bir safsınız. HDP’nin “Kürt sorununun çözümünde muhatap İmralı’dır” dediği bir ortamda şu açıklamaları yapanlardan HDP’ye tepki gelir mi?
Kılıçdaroğlu: Kürt sorunu meşru muhatap HDP ile çözülebilir.
Meral Akşener: HDP, Meclis’te varlığı olan legal partidir. Hukuk karşısında meşrudur.
Temel Karamollaoğlu: HDP şu an meşruyken siz aday olan bir kişiyi cezaevinde tutamazsınız. Demirtaş tahliye edilmeli.
Ali Babacan: HDP 6 milyon oy aldı. HDP’yi yargı yoluyla engellemek millete saygısızlıktır.
Davutoğlu: Siyasi partileri kapatmak Türkiye’nin önünü açmaz, toplumsal barışı bozar.
Hadi diğerleri neyse de... CHP ve İyi Parti’nin attığı Atatürkçülük ve milliyetçilik nutuklarına bu saatten sonra kim inanır? Bu tiyatroya sessiz kalandan, görmezden gelenden, iktidar olmak için HDP’nin kayığına binmekten çekinmeyenden Atatürkçü de, milliyetçi de olmaz. Yeter bu milleti kandırdığınız. Düşün Atatürk’ün yakasından.
Kurultay başka bahara
CHP lideri Kılıçdaroğlu en son cumartesi akşamı “Eylülde seçim bekliyorum” dedi.
Bu aslında kendi partisine yönelik bir açıklamaydı. Neden mi? Açıklayalım...
Malum, CHP’nin bu yıl kurultay toplaması lazım.
Ama Kemal Bey ve arkadaşları bir yol kazasına uğramak istemiyor. “Erdoğan baskın seçime gidecek” algısıyla hem parti içindeki muhalifleri dizginlemeyi hem de Kemal Bey’in Cumhurbaşkanlığı adaylığını garanti altına almayı hedefliyorlar.
Kurultay toplanmazsa CHP’nin Cumhurbaşkanı adayını bu Parti Meclisi ve milletvekili grubu belirleyecek. Yani onlar Kemal Bey’i destekleyecek, o da onları yeniden milletvekili yapacak! Ekrem İmamoğlu tehlikesi de bertaraf edilmiş olacak. Parti Meclisi Üyesi Eren Erdem’in geçen hafta Kılıçdaroğlu’nun adaylığına destek verdiği tweet’ler önemli. Kemal Bey, hem Parti Meclisi’ni hem de vekil grubunu bir sadakat testine tabi tutuyor.
Testi geçenlerin siyasi ömrü uzayacak. Geçemeyenler, safını belli etmeyenler tasfiye olacak.
Bu oyuna parti içi demokrasi diyorlar! Tabii yersen...
Çalışmayana da asgari ücret!
Demirel “Kim ne veriyorsa 5 lira fazlasını vereceğim” dedi.
Çiller ‘Herkese bir ev, bir araba’ vadetti.
Cem Uzan, evsizlere Hazine arazisi, bedava mazot, il sayısını 250’ye çıkarma sözü verdi.
Ama hiçbiri çıtayı Kemal Kılıçdaroğlu kadar yükseğe çıkarmamıştı. Kemal Bey, her eve asgari ücret kadar para vereceğini ilan etti.
Yalan yok, kulağa hoş geliyor. Kemal Bey bir de milyonlarca asgari ücretlinin zihninde beliren “Madem çalışmadan asgari ücret cepte. O zaman ayda 4 bin 253 lira için her gün 10 saat çalışmaya ne gerek var?” sorusunun cevabını da verirse var ya...
Bu işi oldu bilin.
