Zeynep İşman

Zeynep İşman

zeynepisman@gmail.com

Tüm Yazıları

Ünlü isimlerle deprem bölgesine giden, enkazdan kurtarılan ve hastanelerde tedavisi devam eden çocukların yanında olan UCİM’in artık yeni bir misyonu var: Çocuk odaklı afet kriz yönetimini yaygınlaştırıp, çocukların psikososyal gelişimleri için hep sahada olmak.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından pek çok dernek ve sivil toplum kuruluşu çocuklar için seferber oldu. İlk planda Deprem Yönlendirme Koordinasyon Birimi’ni oluşturan Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı İle Mücadele Derneği (UCİM) 11 ildeki koordinatörleri ve gönüllüleri ile bölgeden gelen ihtiyaçlar ve talepler için harekete geçti. Kayıp Çocuk İhbar ekibiyle 400’e yakın kayıp ve bulunan çocuk verilerini düzenli olarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Başkanlığı’na iletti. Halen, enkazdan kurtarılan refakatsiz, kimliksiz çocukların öz bakım ihtiyaçlarını desteklemek ve psikolojik ilk yardımlarını sağlamak adına çalışmalar yürütüyorlar. Çocuk dostu atölyeler ile bölgede çocukların yanındalar. Geçtiğimiz günlerde de pek çok ünlü isimle bölgeye ziyaretler yaptılar. UCİM Kurucusu ve Genel Başkanı Saadet Özkan ve Genel Başkan Yardımcısı Yücel Ceylan’dan sahadaki deneyimlerini dinledik.

Haberin Devamı

UCİM depremler sonrasında bölgede hangi çalışmalara başladı?

Saadet Özkan: Ülke olarak çok zor ve acı günler yaşadık; kenetlenerek yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz. 100’den fazla gönüllümüzün 24 saatlik nöbet sistemi ile oluşturduğu koordinasyon ekibimizle, 5 farklı birimde çalıştık. Bu birimlere etki alanı yüksek ünlülerimiz de katıldı. Sanatçılar, etki alanı yüksek kişiler, yaptığımız çağrının, yardım taleplerinin daha geniş bir alana yayılmasında etkili oldular. Birlikte Kahramanmaraş’a gittik. Çadırların koordinasyonundan sorumlu komutanlar, vali ve kaymakamlar ile temasta bulunduk; çok verimli bir ziyaret oldu. Enkazdan kurtarılan ve hastanelerde tedavisi devam eden çocukları ziyarete gidiyoruz. Geçtiğimiz günlerde televizyondan tanıdıkları Özge Özpirinçci’yi ve Başak Dizer Tatlıtuğ’u karşısında gören çocukların sevinci tarif edilemezdi. 7 Mart’ta Adıyaman ziyareti planlıyoruz. UCİM’in artık yeni bir misyonu var, hem çocuk odaklı afet kriz yönetimini yaygınlaştıracak hem çocukların psikososyal gelişimleri için hep sahada olacak ve bilimsel çalışmalar ile uzun süreli projeler üreteceğiz.

Haberin Devamı

Yücel Ceylan: Bu çalışmaların yapılmasında kamu-sivil toplum iş birliğinin gerekliliğinin farkındayız. Sosyal hizmet uzmanı, psikolog, psikolojik danışmanlık meslek gruplarından 350 uzmanla ve avukatlarımızla sahada olmaya hazırız.

Çocukların en çok neye ihtiyacı var?

S.Ö.: Bölgede her şeye ihtiyaç var; yardımlar sürdürülebilir olmalı. Havaların ısınmasıyla salgın hastalıkların artması endişesi yaşanıyor. Dolayısıyla önleyici ve tedavi edici medikal ürünlere ve hijyen ürünlerine ihtiyaç var. Orada gönüllü çalışan sağlık çalışanlarımıza destek olmak lazım. Mobil duş ve tuvaletlerin artırılması lazım. Çocukların eğitime özendirilmesi, çadır okullara katılımlarını artırmak için de kitap ve kırtasiye desteğinin önemli oluğunu düşüyorum.

Haberin Devamı

Y.C.: Kahramanmaraş’a çok sayıda şeker-çikolata, kırtasiye ürünü ve oyuncakla gittik; ancak çadır alanına adım atar atmaz çocuklar top istedi. Çantalarca ürün arasında top yoktu. Dolayısıyla top da ihtiyaç, diş fırçası da… Bebeklere mama gönderiliyor, kaşık ya da biberon unutulabiliyor. Büyük ihtiyaçlar karşılanırken küçük ayrıntılar akla gelmeyebiliyor.

Destek olmak isteyenler neler yapabilir?

S.Ö.: Koordinasyonsuz hareket faydadan çok zarar verir. Bu sebeple kamu-STK işbirliğini önemsiyoruz.

“Yine gidiyoruz hep gideceğiz”

“Yine gidiyoruz hep gideceğiz”

“Yine gidiyoruz hep gideceğiz”

Yıldız Çağrı Atiksoy:

“Ailelerinden birini görmüş gibiydiler”

İlk durağımız Kahramanmaraştı. Tüm gün çocuklarımızla zaman geçirip bir nebze de yüzlerini güldürebilmek tek gayemizdi. Beraber oyunlar oynuyor, şarkılar söylüyoruz. Hem çocuklarımız hem de depremzede ailelerimiz TV’de izledikleri sanatçıları, dizilerini takip ettikleri oyuncuları karşılarında gördüklerinde çok mutlu oluyor, sanki ailelerinden birini görmüş gibi büyük bir motivasyon kaynağı oluyor onlar için, bunu bizzat yaşadığım için söylüyorum. Onlarla  dertleşmek,sarılmak,  tanıdıkları birinin sıcaklığını hissetmelerini sağlıyor. O yüzden tüm oyuncu dostlarıma da anlattım. Gidebildikleri kadar herkes gidip moral olsun.

Janset Paçal:

“Birbirimize iyi geldik”

Biz oraya yüreğimizin onlarla attığını söylemeye, isteyene sarılmaya, çocukları gülümsetmeye gittik. O gün fotoğraflara yansıyan gülümsemelerimiz de bu yüzdendi, birbirimize iyi geldik. UCİM’e ve tüm kamp alanlarında emek veren herkese teşekkür ediyorum. Hep birlikte bu yaraları sevgiyle saracağız.

Ahu Yağtu:

“Kalbimiz, ruhumuz orada kaldı”

Gittiğimiz zaman çocuklarımız bizi inanılmaz bir sevgiyle ve mutlulukla kucakladılar. Her biriyle çok güzel sıcacık anlar yaşadık. Oyunlar oynadık, boyamalar yaptık. Birbirimize notlar resimler, hediye ettik. Bu arada 4 farklı kamp ziyaret ettiğimiz için kiminin sisteminin tam teşekküllü bir şekilde ilerlerken, bir diğerinde bazı eksiklikler olduğunu gözlemledik. Yolculuğumuzun sonunda bu eksikler; ihtiyaçların giderilmesi ve çocukların bu süreci nasıl daha rahat atlatabileceği ile ilgili çözümler aradık. İstanbul için sahadan hareket ederken kalbimiz ruhumuz orada kaldı. Yine gidiyoruz hep gideceğiz. İmkânı olan herkes gitsin. Bu hiçbir ihtiyaç listesinde yazmıyor ama şu an insanın insana, paylaşmaya ve sarılmaya ihtiyacı var.

“Yine gidiyoruz hep gideceğiz”

Nilperi Şahinkaya:

“Tek istedikleri sevgi alışverişi”

Kahramanmaraş’taki üç çadır kent, bir konteyner kente gittik. Kendi adıma, çocukları bu kadar güçlü görünce çok etkilendim. Oynamak, şarkı söylemek, iyi olmak istiyorlar. Çadır kente girdiğiniz anda sizi sarılarak karşılıyorlar. 5 çocuk birden size sarılıyor. Tek istedikleri sevgi alışverişi. Bir çocuk size gelip çizdiği resmi gösterip “Nasıl olmuş öğretmenim” diye soruyor. Oradaki insanların elini tutmak, sarılmak iyi geldi. Bu bir dayanışma, birbirimize tutunacağız. Başka duraklarımız da olacak.

“Yine gidiyoruz hep gideceğiz”