Zeynep Kakınç

Zeynep Kakınç

kakinczeynep@gmail.com

Tüm Yazıları

Tüm karmaşasına rağmen tarihi dokusuyla her adımda ayrı bir haz veren İstanbul’da Bomonti’den lokum tadımıyla başlayıp Sultanahmet’te Avlu lezzetlerine uzanan bir lezzet turuna çıktık.

Yeni nesil lokumlar

Türk lokumu geleneksel tatlarımızın içinde dünyada belki de en fazla tanınan lezzet. Hikâyelerin, şarkıların, şiirlerin başrol oyuncusu. “Marsel” ise Selim Cenkel’in uzun yıllar gıda alanında çalıştıktan sonra yerel lezzetlerden ilham alarak yorumladığı yeni nesil bir lokum yolculuğunun başarılı sonucu. Marka, Selim Cenkel’in dedesinin adını taşıyor. Cenkel, 3 yıl önce 4 çeşitle başlıyor üretime. Sonra “Koleksiyonum” diye adlandırdığı lokum çeşitleri 6’ya çıkıyor. Çeşitlerini tasarlarken, gastronominin farklı alanlarından ilham alarak ve kombinasyonlarla ilerliyor; geçen yıl ise Pandeli, Karaköy Lokantası gibi iş birlikleri giriyor devreye. Ambalajlar, nostaljik yansımaları ve de cıvıl cıvıl görüntüsüyle göz alıyor. Ürün çeşitlerinin en yeni üyeleri badem ve fıstık ezmeleri. Her tattığım lokum ayrı bir nefasette ama “Ahududu+Sumak+Nar”, “Anason ve Damla Sakızı+Karadut” favorim diye şuraya notumu düşüyorum. Benden duymuş olmayın şu an tahin helvası reçetesi üzerinde yoğun bir çalışma devam ediyor. Kendi reçetelerini uyguladıkları üretim süreçleri diğer lokum üreticileriyle hemen hemen aynı. Lokumu lezzetlendirme aşamasında ise doğal malzeme kullanıyorlar. Bomonti’deki üretim atölyesinin hemen ön tarafındaki lokum bar alanı mutlaka görülmeli derim.

Haberin Devamı

Bomonti’den Sultanahmet’e lezzet rotası

Hürrem Sultan Hamamı’nda kahve ve şerbet

Lokum tadımından sonra ilk durağımız bir yüzü Ayasofya’ya, diğer yüzü Sultanahmet’e bakan, Mimar Sinan’ın eşsiz yapılarından Ayasofya Hürrem Sultan Hamamı oldu. 467 yıllık revakların altında oturup, şerbet içip kahve yudumlama keyfini de yaşadık. Hamam, Kâtipzâdeler Ailesi tarafından himaye ediliyor. Tam da Mimar Sinan’ın “Umarım zamanı geldiğinde eserlerime bakan iyi kalpli dostlar, çabamın ciddiyetini ve ruhunu gördüklerinde, adil bir görüşe ulaşabilir ve adımı anarak benim için dua ederler” cümlesine uygun ellerde.  Hürrem Sultan’ın inşa ettirdiği bu kıymetli hamam kendisine oldukça pahalıya mâl olmuş. Hamamın kültür danışmanı A. Çağrı Başkurt’un anlatımıyla öğreniyoruz ki, Hürrem Sultan Hamamı Türk hamam mimarisinde bir çığır açarak kadınlar ve erkekler kısmının aynı eksen üzerinde yer aldığı ilk yapı olma özelliğini taşıyor. Çifte hamam şekli ve 75 metre uzunluğuyla klasik dönem Osmanlı hamam mimarisinden ayrılıyor. Erkeklerin soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinin, kadınlar kısmının sıcaklık, ılıklık ve soğukluk bölümlerini takip ettiği hamamın tüm kubbeleri kurşun ile kaplı. 2008 yılında başlayan restorasyonunda 1300 metrekare Marmara Mermeri kullanılıyor. Göbek taşı sıcaklığı 42 derece olup, halvet sıcaklığı ise 48 derece. Misafir kullanımı için özel altın kaplama hamam tasları ve özel peştamaller göz alıyor. Sabunlar ise yüzde 100 saf zeytinyağlı olup hamama özel üretilmiş.

Haberin Devamı

Bomonti’den Sultanahmet’e lezzet rotası

Hürrem Sultan Hamamı’nda şerbet ikramı

Bomonti’den Sultanahmet’e lezzet rotası

Bir zamanların Yeşil Ev’i

Kabasakal Caddesi’ne adım attığımızda ilk dikkatimizi çeken yapı ise Yeşil Ev oldu. Yeşil Ev, Tarihi Yarımada’da 19. yüzyıl Osmanlı üslubunu yansıtan nadir bir konak. 1977 yılında Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu tarafından satın alınarak restore edildi ve otel olarak hizmete açıldı. 1985 yılında Avrupa’nın en önemli kültür kuruluşu “Europa Nostra” tarafından gümüş madalya ödülünü alan konak, mermerden anıtsal havuz, ağaçlar ve renkli çiçeklerle kaplı geniş bahçesiyle dikkatleri üzerine çekmişti. Yeşil Ev bugün farklı bir marka kimliğiyle hizmetini sürdürüyor.

Haberin Devamı

Bomonti’den Sultanahmet’e lezzet rotası

Kuzu Tartar

Avlu’da Anadolu lezzetleri

Yeşil Ev’in bir diğer yanındaki Tevkifhane (Tutukevi) Sokak’ta bizi, 2 yıl süren renovasyon sürecinin ardından yepyeni yüzüyle hizmete açılan Four Seasons Sultanahmet karşılıyor bizi.  Otelin Executive Chef’i Özgür Üstün’ün yönetimindeki mutfak ekibi, Avlu Restaurant’ta Anadolu mutfağının lezzetlerini yerel ürünlerle hazırlayarak servis ediyor. Özgür Şef’i uzun zamandır tanırım, yemeklerinin tadı özgündür, hazırladığı tabaklar da bir sanat eseri gibi gözlere ziyafet çeker. Gelelim tadım notlarıma... 

Kuzu tartar, küşleme imza bir tabak. Zeytinyağlı kereviz, narenciye ile marine edilmiş deniz levreği, damakta unutulmaz bir iz bırakıyor. Adapazarı balkabağı ve karnabahar, isli manda yoğurdu, balkabağı kıtırıyla tam yol arkadaşı.

Osmanlı saray mutfağının olmazsa olmaz lezzetlerinden benim de özel olarak sevdiğim soğanlamada Özgür Şef’in dokunuşu fark yaratmış. Madımak otlu ve ıspanaklı Sivas katmeri, taze lor peyniri, acılı domates marmeladıyla nefis bir uyum. Karadeniz Bölgesi’nden ördek tirit Şef’in annesinin tarifi. Mutlaka tadılmalı. Tarçın ve bal ile kızartılmış çıtır kadayıf bir efsane.

Bomonti’den Sultanahmet’e lezzet rotası