Gaziantep’in sürprizleri bitmiyor. Yeni kurulan Rayiha Baharat Müzesi’nin herkese söyleyecek bir sözü var. Kentin gastronomi rotasinda yer alan Mutfak Sanatları Merkezi’nde ise Gaziantep Mutfağı’nın mevsimine uygun her çeşidini bulmak mümkün.
Gaziantep, Türkiye’den, UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na dâhil edilen ilk kentimiz ve Gaziantep’in mutfağı, bir kültürler sentezi. Tarih boyunca Çin, Hindistan ve Avrupa ticaret hattını oluşturan İpek Yolu’nda önemli bir merkez konumuna yükselen Gaziantep, bu özelliğiyle çok sayıda kültürün birleştiği bir mozaik adeta. Bu mozaiğin yansıması da mutfaktaki zenginlik olarak karşımıza çıkar. Ayrıca, yemek kültürünün bir şehrin, bölgenin, hatta ülkenin geleceğini nasıl şekillendirdiği konusunda da en doğru örneklerdendir. Geçtiğimiz günlerde, Gaziantep Uluslararası Gastronomi Festivali’nin gördüğü ilgi, konukların ara sokaklardaki lezzet mekânlarını bile ezbere bilmeleri, komşu şehirlerden gelenlerin yoğunluğu, şehrin yemek ve kültür anlamında vardığı noktanın bence en somut anlatımıydı.
Gastronomi rotası
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, kentin gastronomi rotasını çok güzel oluşturmuş. Şehre adım attığınız anda ilk gittiğiniz yerler Almacı pazarı, Orkide Pastanesi, İmam Çağdaş, Halil Usta, Katmerci Zekeriya, Koçak Baklava, Zeki İnal ya da Muhsinzade olabilir. Bu imza mekânların hepsi kendi konseptleriyle öne çıkan Antep’in lezzet markaları arasındadır. Rotada, Gaziantep yemeklerinin mevsimine uygun her yemek çeşidini bulacağınız yer ise Mutfak Sanatları Merkezi’dir (MSM). UNESCO kenti olmanın gerektirdiği şartların en önemlilerinden biri, bölge yemeklerinin denenebildiği, kültürün gelecek nesillere aktarıldığı ve eğitimlerin verildiği mutfak merkezinin olmasıdır. Gaziantep’in geleneksel mutfak kültürü ile yeni nesilleri tanıştırmak ve bu alanda gelişmelerine destek olmak için çalışan MSM, dünya çapında bilinen gurmeleri, tadım ustalarını, lezzet avcılarını, Gazianteplileri ve misafirlerini tek çatı altında buluşturabilen, örnek gösterilebilecek bir konumunda.
Yuvarlamaya ilgi
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Mutfaklar Koordinatörlüğü’nü ve MSM başkanlığını yıllardır başarıyla sürdüren Şef Doğa Çitçi ile sohbetimde öğreniyorum ki; merkezde şimdiye kadar 600 çeşide yakın Gaziantep yemeği sunulmuş ve unutulan pek çok yemek de gün yüzüne çıkarılmış. Doğa Şef, “MSM müdavimlerinin yüzde 60’a yakını Gaziantep’in yerlisi” diyor. Bu oranı, şehrin kendi yemek kültürüne sahip çıkması açısından çok kıymetli buluyor. En çok tercih edilen yemekler arasında da yuvarlama bir yıldız olarak zirvedeki yerini hep koruyor.
Geleneksel yemeklerin geleceğe aktarılması, sürdürülebilirliğin temel ilkelerinden. MSM, Büyükşehir Belediyesi’nin bu amaçla kurduğu Mutfak Sanatları Eğitim Merkezi (MUSEM) Akademi ile koordineli bir şekilde çalışıyor. Yiyecek-içecek sektörüne eğitimli ve profesyonel işgücü kazandıran Akademi, bir yandan da günübirlik atölye imkânı sunuyor.
En yeni adım Peynir Müzesi
Gaziantep’in en yeni adımlarından biri “Udma Peynir Müzesi.” Türkçe eserlerin atası Divânu Lugâti’t-Türk’te, peynirin sütun uyutularak üretilmesinden ilhamla yer alan ilk isimlerden biri udma. Doğa şef, “peynir sütün uyuması olsa da, udma peynirin uyanışıdır” diyor. Restoranı açık olan peynir müzesinin ve peynir marketinin açılışı çok yakında. Yine Doğa Şef’ten aldığım bilgiye göre, menüde 20’ye yakın peynir yemeği çalışılmış.
Baharat müzesi
Gaziantep’in sürprizleri bitmiyor. Rayiha Baharat Müzesi, hareketli, yaşayan, hikâyeleri değişen, herkese söyleyecek sözü olan bir yapı olarak kurgulanmış. Ziyaretçiler, Antep Ağzı’nda raviyan (rivayet eden) olarak anılan hikâye anlatıcılarından baharatın tarihini dinlerken Ar-Ge bölümünde de baharatın özü, özgün efektleri araştırılıyor. Restoran bölümünde ise yeni lezzetler ön planda. Doğa şef, “Adı üzerinde rayihasıyla bizleri büyüleyen, baharatın assolistliğini kaybetmediği bir menüyle dünyayı selamlayacağız” diyor ve şunları kaydediyor: “Bir müze ortamında bilgi ve görsel olarak şaşırttığımız misafirleri, hemen bir üst katta Alleben Göleti’nin eşsiz manzarasında ağırlamak istiyoruz.”