Döneminin ilk resort oteli Rasim Palas restorasyonun ardından kapılarını açtı. Tarihi mekandaki Giselle restoranda zamanın ruhu, tarih ve özel tatlar; hepsi bir arada
Bugün pek çok otel yıldızlarıyla anılırken bir zamanlar en lüks olanlar için “Palas” unvanı kullanılırdı. Latince “palatium” kelimesinden türemiş, Fransızcaya “palace” olarak geçmiştir. Kelime sadece saray değil, aynı zamanda görkemli konut” anlamını da taşır. İmparatorluğun son ve cumhuriyetin ilk dönemlerinde açılan bazı lüks oteller de “palas” diye tanımlanır. Bunlar içinde en meşhur olanı şüphesiz ki İstanbul’da faaliyetine devam eden Pera Palas. Pera Palas’ın en önemli misafirinin Atatürk olduğunu söylemeye bilmem gerek var mı! Aslında Atatürk’ün kaldığı tek “palas” seviyesindeki otel burası da değil. Mesela Samsun’a çıktığında yerleştiği yer Mıntıka Palas. Günümüzde Samsun Gazi Müzesi olarak ziyaretçilerini ağırlıyor. Atatürk Bursa’nın gözbebeği olan meşhur Çelik Palas’ı, Levanten mimarımız Giulio Mongeri’ye tasarlatıyor. Bu harika eser 1935 senesinde memleketimizde kaplıca otel olarak inşa edilen ilk yapı olması açısından da önemli.
Atatürk, İzmir’e geldiğinde önce Karşıyaka’da İplikçizâde Köşkü’nde, ardından Latife Hanımların Göztepe’deki Uşakîzâde Köşkü’nde kalıyor. Bununla beraber İzmir’de sevdiği başka yerler de var. Bunlardan biri Kordon’da yer alan Naim Palas. Atatürk’ün Çeşme Ilıca’da günlerini geçirdiği bir yeri daha var. 1926 Haziran’ındaki menfur suikast girişiminden sonra gittiği meşhur Rasim Palas. Burası belki de Ege’nin diğer ucundan esen ve çocukluk anılarını taşıyan rüzgârları karşıladığı yer.
Anılarıyla yaşıyor
1870 yılında Mora’da doğduğu tahmin edilen Rasim (Lenger) Bey, burayı 1914 yılında Ilıca’nın 1’inci sınıf tek oteli olarak kendi adıyla işletmeye açıyor. Atatürk 1926 tarihinde Çeşme-Ilıca’da Madam Kraemer’in evinde kaldığı sırada günlerinin çoğunu Rasim Palas’ta geçiriyor. O yıllarda Levanten tüccarların ekonomik sorunlarını ve yöre ileri gelenlerinin devrimlere tepkilerini hep bu odada dinliyor, akşamları da onuruna verilen davetlere katılıyor.
Dönemin ilk resort oteli
Dönemin ilk “Resort” oteli olarak kayıtlara geçen Rasim Palas, yıllar içinde el değiştiriyor ve uzun süre kapalı kalıyor. 1983 yılında bugünkü sahibi Ferit Giritligil’in babası Manisalı iş insanı Şener Giritligil tarafından satın alınıyor. 2000 yılında Şener Bey’in rahatsızlığı ve sonrasında ölümüyle yine kapılarını kapatıyor. Ferit Giritligil, kapalı kaldığı uzun yıllar boyunca Rasim Palas’ı yeniden açma hayalleri kuruyor ve aile ortaklı oteli 2014 yılında tamamen satın alıyor. 2016-2020 arasında, yapının ruhunu ve kimliğini bozmadan, arşivdeki fotoğraflarla orijinal mobilyalardan da faydalanarak, aslına sadık bir şekilde restore ettiriyor. Anıtsal yapı niteliğindeki otelin 24 odası var. Rasim Palas’ın zamanda yolculuğunun yeni projelerle devam edeceğini benden duymuş olun.
Giselle’in lezzetleri
Ferit Giritligil’in Rasim Palas için kurduğu diğer hayali ise tarihi oteli lezzetleriyle de anılır hale getirmek. Bu hayaline aynı zamanda yakın arkadaşı olan Şef Ramazan Bilgi de ortak oluyor. Birlikte Giselle’i açıyorlar. Giselle’in her gün değişen bir menüsü var. “Kahramanmaraş’tan gelen tarhanayla Çeşme’den çıkan kalamarı buluşturarak geniş yelpazeli avangart tabaklara imza atıyorum” diyen Ramazan Bilgi’nin mutfağında sınır yok, sürekli yolculuk var; Bazen yakın bölgelere, bazen de kıtalar arası. Giselle’in önümüzdeki yıllarda çok konuşulacağına ve gastronomi dünyamızın sayılı restoranları arasına gireceğine eminim.
Tadım notlarım:
Keçi peyniri, muz ve fırınlanmış pancar turşusunun birbiriyle uyumu öne çıkıyor.
Ricotta, kurutulmuş domates, Ezine peyniri ve trüf mantarlı bir harçla hazırlanan tortellinin sosunun tadı halen damağımda.
Ahtapot Ramazan Şef’in özel tekniğiyle pişmiş. Zeytinyağı, deniz tuzu, kereviz, arpacık soğan, biberiye ve kekikle bir saat kaynar suda pişiriliyor, sonra buzlu suya alınarak şoklanıyor. 10 dakika bekletildikten sonra tekrar kaynar suya atılıyor.
Izgara lahoz yanında tereyağı ve krema bazlı bir Fransız sosuyla beraber pişirilen bölge midyesinin lezzeti kadar sunumu da iştah açıyor.