Bal, bağışıklık sistemi de olmak üzere vücuda birçok faydası olan C vitamini, kalsiyum ve demir kaynağıdır. Kalsiyum sayesinde kemikleri güçlendirir, demir sayesinde dolaşım sistemine yardımcı olur. Ballı su içmek kanınıza oksijen katacağından kırmızı kan hücre sayısını artırır. Bu da vücudunuzun üreticiliğini destekler ve bakterilere karşı koruma sağlar. Bal, şeker içerir ama bu şeker her gün kullandığımız beyaz şekerden farklıdır. Doğru oranda tükettiğimizde, kandaki şeker oranını düzenlemeye yardımcı olur. Antibakteriyal özelliği kanıtlanan bal, aynı zamanda bir dezenfektan olarak da kullanılır. Yapılan klinik testlerde saf balın, ülser ve bazı yaraları iyileştirmede %99'luk başarı oranı saptanmıştır. Bal, prebiyotik olarak da kullanılabilir. Ama bu yoğurtta bulunan probiyotiklerle karıştırılmamalıdır. Prebiyotikler vücuttaki yararlı bakteri sayısının artmasına yardımcı olur. Deride oluşan dermatit ve kepek gibi sorunları iyileştirir. Balı tedavi amaçlı kullanmanın kaşıntıyı yatıştırdığı ve aynı zamanda saç kaybını önlediği kanıtlanmıştır. Özellikle çocuklarda tıkanıklığı çözdüğü görülmüştür. Boğazı yumuşatmaya yarayan etkisiyle özellikle uyumadan önce yediğinizde gece öksürüklerinden korur. Aşıların koruma yöntemiyle aynı şekilde alerjilerden korur. Vücuda verilen düşük miktarda alerjenle, vücutta bağışıklık oluşturulması mümkündür. Bal sayesinde küçük çaplı alerjik reaksiyonlardan korunmak mümkündür. Bal bünyesinde bazı kanser risklerini azaltacak flavonoidler barındırır. Her kanser türü üzerinde klinik olarak kanıtlanmamış olmasına rağmen özellikle sigara içenlerde ve kadınlarda etkili olduğu gözlenmiştir. Birçok tarifte kullanabileceğiniz bal, özellikle Waffle'larda, kreplerde ve çayda şurup olarak kullanılabilir.