21.06.2014 - 10:01 | Son Güncellenme:
Dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ve uyku problemleri
Dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu olan çocuğunuz, gece boyunca yatağında dönüyor ve silkiniyor mu? Bu tip belirtiler uyku bozukluğundan kaynaklanabilir. Yapılan yeni bir çalışmada, DEHB rahatsızlıkları yaşayan çocukları bulunan ebeveynlerin yarısından fazlası, çocuklarının uyuma problemleri yaşadıklarını bildirdiler. Bu çalışmada elde edilen bulgular, DEHB problemleri yaşayan çocukların çoğunluğunun, uyandıklarında yorgun hissettiklerini, sürekli kâbus gördüklerini, ayrıca uyku apnesi ya da huzursuz bacak sendromu gibi başka uyku problemleri yaşadıklarını ortaya çıkardı. DEHB olan çocukların katıldığı başka bir çalışmada da, çocukların uyanmakta zorluk çektikleri, uyku esnasında yeterince dinlenemedikleri ve gündüz uykusuna daha fazla ihtiyaç duydukları saptandı.
Uyku sorunları ve DEHB, çoğu zaman birbirini destekler gibi gözükmektedir.
DEHB ile horlama bağlantılı mıdır?
Genişleyen bademcik ve lenf bezleri, uyku sırasında solunum yolunun kısmen tıkanmasına yol açabilir. Bu durum, horlamaya, düşük uyku kalitesine ve belki DEHB oluşmasına neden olabilir.
Çünkü horlama nedeniyle uyku kalitesinin düşmesi, gün içinde dikkat dağınıklığı yaşanmasına yol açabilmektedir. Beş ila yedi yaş arasındaki çocuklar üzerinde yapılan bir çalışmada, hafif DEHB belirtileri bulunan çocukların horlama oranlarının, genel nüfus içinde rastlanan horlama oranlarına göre, çok daha yüksek olduğu belirlendi. Bir diğer çalışmada, horlayan çocuklarda DEHB oluşma riskinin, akranlarına oranla neredeyse iki kat daha yüksek olduğu tespit edildi.
Uygulanan dil becerisi ve genel zekâ testlerinde, horlayan çocukların belirgin biçimde daha kötü performans gösterdiklerine dair sonuçlar elde edildi. Bazı çalışmalar, bademciklerin ve lenf bezlerinin alınması halinde, ilaç kullanılmasına gerek kalmadan, çocukların daha kaliteli bir uyku uyuduklarını ve daha olumlu davranışlar sergilediklerini gösterdi.
Uyku apnesi nedir?
Apne, en basit tarifiyle, nefessiz kalma anlamına gelir. Apne kavramı, solunumda en az on saniyelik bir kesinti oluşmasını tanımlamak için kullanılır. Apnenin üç farklı çeşidi bulunmakla birlikte, en sık rastlananı obstrüktif (engelleyici) apnedir. Obstrüktif apneler, karşılaşılan tüm apne çeşitlerinin yüzde 65’ini oluşturur.
Obstrüktif uyku apnesi anında, akciğerlere burun ve ağzından hiçbir hava akımı olmaz. Bunun nedeni, trake (oksijen yolu) girişinin tamamen tıkanmış olmasıdır. Farklı yapılardaki yutak şekilleri ya da yutakta çökme olması, tıkanıklığa yol açabilecek etkenler arasında sayılabilir. Solunum kasları, tıkanma sırasında ciğerlere hava alabilmek için çaba göstermeye devam eder.
Uyku apnesi bulunan kişilerde, solunum durması nöbetleri yaşanır. Bu nöbetler sırasında kişi, derin uyku halinden hafif uyku haline geçiş yapar. Fakat bu uyku bölünmeleri sırasında, uyku apnesi yaşadığına dair bir şey hissetmez. Bu bölünmeler gece boyunca sık sık yaşanabilir.
Çocukların yaklaşık yüzde 2’sinde, uyku sırasında solunum durması çeşitlerine rastlanır. Genişleyen bademcikler ve lenf bezleri, çocuklarda uyku apnesi oluşmasının en sık karşılaşılan nedenleri arasında yer alır. Ancak obezite ve kronik alerji de uyku apnesine yol açabilir. Uyku apnesi yaşayan çocuklar da, tıpkı yetişkinlerde olduğu gibi gün boyunca yorgun hissedeceklerdir. Ayrıca yoğunlaşma sorunları ve uyku eksikliği ile ilgili sinirlilik gibi diğer belirtiler de ortaya çıkabilir.
Uyku apnesi tanısı nasıl konulur ve bu durum nasıl tedavi edilir?
Çocuklarda uyku apnesi, tedavi edilebilir bir rahatsızlıktır. Bademciklerinin solunum yolunu tıkayıp uyku apnesine neden olup olmadığını, bir çocuk doktoru ya da bir kulak burun boğaz (KBB) uzmanından öğrenebilirsiniz. Eğer çocuğunuza uyku apnesi teşhisi konulursa, laboratuvar ortamında uygulanacak polisomnografi denilen özel bir uyku testi ile sonuçların teyit edilmesi gerekir. Bademciklerinde büyüme olan ya da yüksek sesle horlayan her çocukta, uyku apnesi oluşmayabilir.
Genişlemiş bademcikler ve lenf bezleri konusunda en sık tercih edilen tedavi yöntemlerinden biri, cerrahi müdahaledir. Geceleri nefes almak konusunda engel yaratabilen, alerji veya benzer nedenlerin ortadan kaldırılabilmesi için, bazı farklı tedavi çeşitlerinin uygulanması da mümkündür.
Huzursuz bacak sendromu DEHB ile ilişkili mi?
Çalışmalar uyku bozukluğu ile DEHB arasında bir bağlantı oluşunun yanı sıra, huzursuz bacak sendromu (HBS) ve DEHB arasında da bağlantı bulunduğunu göstermektedir. Huzursuz bacak sendromu bulunan kişilerin genel olarak bacaklarında ve bazen kollarında sızlama, sürtünme hissi oluşur. Bu hisler, hareket etmek için dayanılmaz bir dürtü oluşmasına yol açar. Huzursuz bacak sendromu, kişilerin uyku düzenlerinin bozulmasına ve gündüz uykusu uyumalarına neden olur.
Huzursuz bacak sendromu ve buna bağlı uyku bozukluğu bulunan insanlar, dengesiz, dikkatsiz veya hiperaktif oldukları şeklinde DEHB belirtileri yaşadıklarını bildirmektedirler. Araştırmacılar, huzursuz bacak sendromu ve DEHB rahatsızlıklarında, nörotransmiter (sinirlerdeki kimyasal iletim) safhasında dopamin salgılanması sırasında, her iki rahatsızlığın oluşmasına yol açabilecek ortak bir işlev bozukluğu olabileceğine inanmaktadır.
Huzursuz bacak sendromu, polisomnografi veya uyku testleri uygulanarak teşhis edilir. Tedavide kullanılan ilaçlar, hem huzursuz bacak sendromunun, hem de DEHB rahatsızlıklarının iyileşmesine yardımcı olabilir.
DEHB rahatsızlıkları bulunan çocukların, ihtiyacı olan uykuyu uyumasına nasıl yardımcı olabiliriz?
DEHB rahatsızlıkları bulunan çocuklara uyku saatleri konusunda alışkanlık kazandırılması büyük önem taşır. Düzenli uyku saati sisteminin uygulanması, çocuğunuzun rahatlamasına ve ihtiyaç duyduğu sağlıklı uykuyu uyuyabilmesine yardımcı olacaktır. Kolayca düzen kurabilmeniz için aşağıdaki ipuçlarını uygulamayı deneyin.
Dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu: DEHB belirtileri