Yaşam Eşi seviyor diye ekti, yaprağını bile kaynatıp içen var! '10 ağaçla başladık, 3 ülkeye satıyoruz'

Eşi seviyor diye ekti, yaprağını bile kaynatıp içen var! '10 ağaçla başladık, 3 ülkeye satıyoruz'

27.03.2024 - 08:10 | Son Güncellenme:

Tayland’ı çok seviyor, sık sık ziyaret ediyordu. Bu sevgisi Tayland’da değil ama Türkiye’de onu hayatının aşkıyla buluşturdu. 2012 yılında Taylandlı Thipphawan ile tanışıp evlenen Mustafa Uysal, 2020 yılında Kovid-19 nedeniyle herkes gibi eve kapanmak zorunda kaldı. Ancak bu durum Mustafa ve eşine, hiç beklemedikleri kadar iyi bir boyuta ulaşan yeni bir iş kapısı oldu.

Eşi seviyor diye ekti, yaprağını bile kaynatıp içen var 10 ağaçla başladık, 3 ülkeye satıyoruz

Betül Topaklı / Milliyet.com.tr - Mustafa Uysal, 1965 yılında Samsun’da doğdu. Annesi ev hanımı, babası ordu mensubu olan Mustafa’nın bir ablası vardı. Babasının mesleği nedeniyle sürekli şehir değiştirmek zorunda kalan Mustafa, ilkokulu Eskişehir'de, ortaokul ve liseyi ise İstanbul’da tamamlayıp üniversite için Ankara’ya gitti. Gazi Üniversitesi'nde işletme bölümünü bitiren genç adam, askerliğini yedek subay olarak yaptıktan sonra hemen iş hayatına atıldı. 1988 yılında Antalya’nın Alanya ilçesine gelerek bir otelde çalışmaya başladı. Ancak Mustafa için hayatındaki en büyük değişiklik 2012 yılında hayatının aşkı Taylandlı Thipphawan ile tanışıp evlenmesi olacaktı.

Haberin Devamı

Eşi seviyor diye ekti, yaprağını bile kaynatıp içen var 10 ağaçla başladık, 3 ülkeye satıyoruz

“Seyahat etmeyi, yeni yerler görüp keşfetmeyi çok seven biriyim. Bugüne kadar 7 ülkeye gittim. Bunlardan biri de Tayland’dı. Çok sevdiğim için bu ülkeye daha fazla gittim. Çünkü hem sempatikler hem de farklı bir kişilikleri var. Bu ülkeye olan ilgim de Antalya’da Taylandlı olan eşimle karşılaşmamı sağladı. Kendisiyle tanıştıktan kısa bir süre sonra evlendik. Farklı ülke insanları olmamıza rağmen çok mutlu bir evliliğe sahip olduk. Ancak 2020 yılında meydana gelen Kovid-19 pandemisi tüm insanlar gibi bizi de eve kapattı. Yaşanan sokağa çıkma yasaklarını daha rahat geçirmek için eşimle neler yapabiliriz diye düşündük. Aklımıza küçük bir arazi kiralama fikri geldi.  Hemen küçük bir konteyner aldık ve kapanmayı bahçede geçirmeye karar verdik.”

EŞİ SEVİYOR DİYE EKTİ

Ancak bu durum yani pandemi Mustafa ve Taylandlı eşine, hiç beklemedikleri kadar iyi bir boyuta gelen yeni bir iş kapısı olacaktı. Hobi olarak zirai faaliyete başlayan çiftin sosyal medya paylaşımları bugün onları hayalini bile kurmadıkları bir boyuta taşıdı. Mustafa işe 200 metrekarelik bir alanda eşinin çok sevdiği papaya bitkisini dikerek başladı. Papayayı Taylandlıların çok sevdiğini söyleyen Mustafa, “Aldığımız ilk ürünleri kendimiz tükettik. Ancak eşimin Taylandlı arkadaşlarının ve Türkiye’de çalışan Uzakdoğuluların bizim bu bitkiyi ürettiğimizi öğrenmesi talebi artırdı. Bu durum da bizim 1,5 dönümlük bir yer kiralayıp papayayı ticari boyuta taşımamızı sağladı” dedi.

Haberin Devamı

Eşi seviyor diye ekti, yaprağını bile kaynatıp içen var 10 ağaçla başladık, 3 ülkeye satıyoruz

'BULGARİSTAN, IRAK VE GÜRCİSTAN’A GÖNDERİYORUZ'

Tayladlıların papayayı meyve olarak yemediklerini, salata olarak tükettiklerini anlatan Mustafa Uysal, “Bizim yetiştirdiğimiz papayalarda hiç sarı bulamazsınız, sararacak kadar bekletmeyiz. Çünkü Taylanlılar ürün biraz büyümeye başladığında yani yeşilken hemen satın alıyorlar. Türkiye’nin her tarafına haftada 300-350 kilogram; Bulgaristan, Irak ve Gürcistan gibi ülkelere de haftada 100-150 kilo papaya gönderiyoruz. Hobi olarak başladık ve üretimimizin bu boyutlara ulaşacağını tahmin etmedik. Pandemiden sonra ben bir şirkette mali işler yöneticiliği yapmaya başladım. Papaya ticaretiyle tamamen eşim ilgileniyor. Ben ise ona boş zamanlarımda yardım ediyorum” diyerek bakım ve gübreleme zamanlarında ise gündelik eleman çalıştırdıklarını dile getirdi.

“Papaya 12 ay meyve veriyor. Bir ağaçtan yıllık 60 kilogram ürün alıyoruz. Kış dönemi uyuma vakitleri olduğu için mahsul azalıyor. Güneşi gördüklerinde ise hemen olgunlaşıyorlar. Ürünlerimizin yüzde 90’ını Taylandlılar, geri kalanını Filipinli, Endonezyalı, Koreli ve Vietnamlı vatandaşlar alıyor. Hiç Türk müşterimiz yok. Çünkü ülkemizde papayayı hep meyve olarak (ağaç kavunu) tanıttılar. İnsanlar, sarı papayayı yediğinde direkt bir kavun tadı alacağını düşündü. Ancak daha çok tatlı bir kabak tadı aldı. Dolayısıyla Türklerin damak tadına uymadı. Ancak bizim sattığımız papayaları Taylandlılar sebze niyetine yani turp gibi kullanıyor. İçine farklı malzemeler koyuyorlar. Salatayı ana yemek olarak tüketiyorlar. Yeşil papayanın ise tatlısını yapıyorlar.”

Eşi seviyor diye ekti, yaprağını bile kaynatıp içen var 10 ağaçla başladık, 3 ülkeye satıyoruz

BAĞIRSAKLARI ÇALIŞTIRIYOR, KANSERE DİRENÇ SAĞLIYOR

Lif oranı yüksek papayanın vitamin, mineral ve güçlü antioksidan özelliklere sahip olduğunu açıklayan Mustafa Uysal, “Bağırsakları çalıştırıp, hazımsızlığı gideriyor. Kansere direnç sağladığı söyleniyor. Yaprağını kaynatıp suyunu içiyorlar. 10 ağaçla başladığımız yetiştiriciliğe bugün 160 ağaçla devam ediyoruz” diye konuştu.

'HEDEFİMİZ, RESTORANLARA SATIŞ YAPMAK'

2021 yılında 30 liradan sattıkları papayayı bugün 40 liradan sattıklarını açıklayan Mustafa, üretime papaya ile başladıklarını ancak Uzakdoğuluların salatasını yapmak için diğer ürünlere de ihtiyaç duymasıyla onları da temin edip alıcılara ulaştırdıklarını dile getirdi. Bu konuda Türkiye’deki ithalatçılarla görüştüklerini ve bir kısmının bayiliğini de aldıklarını belirten Mustafa Uysal, “Söz konusu firmalardan aldığımız ürünleri de papayanın yanında müşterilerimize gönderiyoruz. Hedefimiz, restoranlara da ürün satışı yapmak. Bunu iki sene içinde 5 dönümlük bir arazide gerçekleştirmeyi planlıyoruz” açıklamasını yaptı.

Haberin Devamı

Eşi seviyor diye ekti, yaprağını bile kaynatıp içen var 10 ağaçla başladık, 3 ülkeye satıyoruz

'YA PARA GELEMEZSE DEMİŞTİM AMA SORUN YAŞAMADIK'

“Önemli olan malı üretmek değil, satacak pazara sahip olmak” diyen Mustafa Uysal, sözlerini şöyle noktaladı: “Bizim pazarımız ve satış stratejimiz çok farklı. Aslında eşimin Taylandlı olmasından kaynaklı bir avantaj bu. Türkiye’de yaşayan yabancıların kendi oluşturduğu sosyal medya grupları var. Bizim satış kanallarımız Uzakdoğululardan oluşuyor. Ürün tanıtımını ve pazarlamayı orada yapıyoruz. Almak isteyen sosyal medya aracılığıyla adını, adresini, sipariş miktarını yazıyor. Biz de siparişi hazırlayıp gönderiyoruz. Karşı taraf ürünü teslim aldıktan sonra parasını ödüyor. Bu zamana kadar yani üç senedir bu konuda herhangi bir sorun yaşamadık. Önce ben bu konuya çok tedirgin yaklaştım. Tanımadığınız yabancı uyruklu insanlar, ürünü göndereceğiz ama ya para gelmezse diye düşündüm ancak üç senedir hiçbir sorun yaşamadık.” 

Yazarlar