30.01.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:
Omurilikte, kanda ve yenidoğan bebeklerin kordon kanında bulunan kök hücreler, son yıllarda tıpta çığır açan birçok tedavinin önünü açtı.
1990’lı yıllardan beri kan kanserleri ve genetik kan hastalıklarında (talassemi gibi) kullanılan kök hücre tedavisiyle ilgili çalışmalar, özellikle son 5 yıldır hız kazandı. Kök hücreyle ilgili en çok çalışmanın yapıldığı iki merkez olan İstanbul Tıp Fakültesi Hematoloji Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Deniz Sargın ile Avrupa Kemik İliği Transplantasyon Konseyi Solid Tümör Grubu Başkanı, İbn-i Sina Hastanesi Hematolojik Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Taner Demirer, kök hücre tedavilerinin hangi hastalıklarda kullanıldığını, başarı oranlarını ve nasıl uygulandığını anlattı...
Lösemide yüzde 60
Vücudumuzun nerelerinden elde ediliyor?
Birçok dokunun, organın kök hücresi var. Örneğin, deri, sinir, kas kök hücresi gibi bütün dokular bulunuyor. Ancak bunların arasında en bilinen ve en çok tedavide kullanılan kan yapıcı dokuya ait kök hücre yani 'hematopoetik kök hücre’. Yani kemik iliğinde oluşan, dolaşıma da çıkabilen bir ana hücre. İlk zamanlarda sadece kemik iliğinde var olduğu düşünülüyordu ama 90’lı yılların başlarından itibaren bunun kan dolaşımında da bulunduğu tespit edildi.
Peki nörolojik hastalıklarda kullanımı?
Özellikle bu alanda ümit verici. Çünkü nöron, yani beyin hücresini oluşturduğu gösterilmiş kök hücrenin. Alzheimer, parkinson gibi hastalıklarda geliştirilerek onarmayı ve yenilemeyi mümkün hale getirecek ileride. MS’te (multipl skleroz) kullanılması gündemde. Burada bağışıklık sistemini yeniden yapılandırma amacıyla kullanılıyor.
Böbrek ve meme kanserinde hayat kurtarıyor
Prof. Dr. Taner Demirer, ileri evre böbrek kanserinin tedavisinin olmadığını vurgulayarak, bu alanda kök hücre tedavisini anlattı:
“Tümör böbreğin dışına atladığı an, hastanın kurtuluşu olmuyor. Burada bir mini nakil geliştirdik. Avrupa’da artık strateji, doku tutuyorsa, ilaç tedavisi sonrası hastanın kardeşinin kök hücrelerini toplayıp vermek. Buradaki amaç, hastayı kemoterapiyle değil kök hücreyle tedavi etmek. Hastaların üçte birinde başarılı sonuç alınıyor. Yöntem, Avrupa’da yaklaşık 130, bizde 5 vakada uygulandı. Böbrek tümörlerinde uygun hasta grubunda 2 yıllık yaşam süresi yüzde 70’e çıkıyor. Meme kanserinde de mini nakil deneyimleri var. Tedavi ümitleri tükenmiş hastalara yapılıyor ve yaşam süresini 2 - 3 yıl uzatabiliyor. Belki de 50 - 60 yıl sonra bakacaksınız kişinin kök hücresi karaciğerine, beyin hücresine dönüştürülecek.