Editörün Seçtikleri ‘Polise gitmemi önlediler’

‘Polise gitmemi önlediler’

24.12.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

‘Polise gitmemi önlediler’

‘Polise gitmemi önlediler’



‘Polise gitmemi önlediler’


"Reha Muhtar’a İtiraf" programına çıkarılmak için Taksim’deki Riva Otel’de tutulurken, programın şoförü Zekeriya Bozkurt tarafından tecavüze uğradığı ileri sürülen 14 yaşındaki Y.Ö. ifadesinde, tecavüz olayının ardından ‘polise gidelim’ dediğini ancak televizyon görevlileri tarafından engellendiğini iddia etti.
Tecavüzün ertesi günü program sorumlularının, Y.Ö.’yü polisten önce tekrar televizyona götürdüğü ve gözlerinin önünde şoför Bozkurt ile tacizle suçlanan bir başka TV muhabiri Ömer Gören’i dövdükleri iddia edildi.

‘Dava açılabilir’
İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi Üyesi Avukat Harika Seliçi, öncelikle 14 yaşında parkta bulunan bir çocuğun adli makamlar yerine bir otele götürülerek tutulmasının TCK’ya göre suç teşkil ettiğini belirterek, şunları söyledi:
"Parktan alıp otele yerleştiren kişiler ‘alıkoyma, kapatma’ suçundan yargılanabilir. Mutlaka bildirilmesi gerekli. Ayrıca ‘televizyona çıkarıyoruz’ diyenler hakkında suç duyurusunda bulunmak lazım. Bu durumdaki kız çocukları için valiliğin açtığı özel bir merkez var. Oraya teslim etmek gerekli. Bulan kim olursa olsun polise haber vermesi lazım. Aksi suç teşkil eder. Konuyla ilgili elinde belge, done olan herkes siz ya da bir başkası suç duyurusunda bulunabilir. Ne şartta olursa olsun bir an önce çocuğun koruma altına alınması lazım."
Çocuğu otele götüren muhabirler hakkında da dava açılabileceğini kaydeden Seliçi, "Doğrudan 18 yaş altı, daha da ağır suç 15 yaş altı olduğu için. ‘alıkoyma ve kapatma’ cezası var. Burada çocuğun rızasının bir anlamı olamaz. TCK’da bu tarif edilmiştir" dedi.

‘Suça yataklık’
Seliçi şunları söyledi: "Olaydan haberdar oldukları anda yetkililere haber vermeyen ya da kızı haber vermemesi için tehdit edenler, tamemen suça yataklık ediyorlar. Onlar hakkında tek tek suç bildiriminde bulunmak lazım. Yani toplu şekilde işlenen bir suç. Muhtemelen anne babanın velayeti kaldırılacaktır. Onlar hakkında da ceza davası açılacak. Çocuğun terapi altına alınması gerekir. Reyting uğruna bunlar göz önünde seriliyor, suça daha teşvik edici oluyor."

Konya’da 18 kişinin tecavüzüne uğradığı iddia edilen bir başka olayda 16 yaşındaki E.B.’nin konuk edildiği "Reha Muhtar’a İtiraf" programı, yarın RTÜK’te tartışılacak. RTÜK Başkanı Fatih Karaca, konunun mutlaka gündeme geleceğini ve alınan kararın uygulanacağını belirterek, şöyle dedi: "Çok tartışılan bir konu. Üst kurul gündemine mutlaka gelir. 9 kişilik kurulda izleme raporlarına bakacağız. Nasıl bir sonuç çıkar bilmek mümkün değil. Para, uyarı, özür dileme gibi kademeler olabilir. Gündeme girmemesi gibi bir durumu olamaz."

Milliyet, 14 yaşındaki Y.Ö.’nün götürüldüğü otelde yaşadığı tecavüzü anlattığı ifadesini ele geçirdi...
A.K. isimli genç tarafından tecavüze uğradıktan sonra evden kaçan, henüz 14 yaşındaki Y.Ö., Alibeyköy’deki bir parkta karşılaştığı kişilerin ‘Alo Reha Muhtar Hattı’na yaptığı ihbardan sonra yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
".... 01. 11. 2002 günü akşam saatlerinde isminin Metin Karaaslan olduğunu söyleyen kişi başımdan geçen olayları anlatırsam yardımcı olabileceğini söyledi. ‘Beni televizyona çıkartmaz ve aileme teslim etmezseniz anlatırım’ dedim..... Beni taksiyle İkitelli’de bulunan televizyona götürdü.
...Ve ‘Konuğumsun, seni bir otele yerleştireceğim’ dedi. Ben de ‘Neden?’ dedim. ‘Sokakta mı kalmak istiyorsun?’ deyince ‘Olur’ dedim. Zekeriya Bozkurt isimli şoförün kullandığı otomobille Taksim’de bulunan Riva Oteli’ne gittik..
... TV binasına Zekeriya Bozkurt isimli şoför gelip götürüyordu. 05.11.2002 günü saat 17.00 sıralarında Zekeriya odaya girdi. ‘Niye odaya girdin?’ dedim. ‘Bir çay ısmarla içelim’ dedi. Odanın kapısını kapatarak beni zorla banyoya iteledi... Pantolonumu ve külotumu çıkartarak zorla arkadan ilişkiye girdi."

Y.Ö., kendisine tecavüz ettiği öne sürülen Karaaslan ve bir başka televizyon muhabirinin, Muhtar ekibinden yediği dayağı özetle şöyle anlatıyor: "05.11.2002 günü gece Metin Karaaslan isimli muhabir otele geldi (...) Reha Muhtar’a kadar tüm müdürlerine bilgi verdi (...) Metin Abiye ‘Polise gidelim’ dedim. Bana ‘Polise gerek yok. Televizyon olarak halledeceğiz’ dedi. Ben de ‘O zaman aileme götürün. Babam devlet memuru’ dedim. ‘Ailen yardım etseydi evden kaçmazdın. Biz seninle ilgili haber yapacağız, Reha Muhtar seni canlı yayına çıkartıncaya kadar bir yere gidemezsin’ diyerek yatmamı söyledi. (...) 06.11.2002 günü sabahı beni ve Ayşegül (Porsuk) Ablayı alarak TV binasına götürdüğünde Zekeriya Bozkurt’un ağladığını, burnunun kanadığını ve yürümekte zorluk çektiğini gördüm. Yanımda Zekeriya’yı yine tekme tokat dövdüler. ‘Ömer burada olsaydı aynısı ona da olurdu’ diyerek dövmeye devam ettiler. Sonra Ömer isimli muhabir (diğer TV’den) geldi. İçeri girer girmez herkes vurmaya başladı. Bu kişileri, dövdüklerini ve kanları görünce fenalaştım. Beni odadan çıkarttılar..."

Olayı soruşturan savcı Mustafa Beyarslan, kızın otele yerleştirilmesinin hoş bir şey olmadığını söyledi. Sorumluların "Ben onu esirgemek, korumak amacıyla tuttum" dediğini kaydeden Beyarslan, alıkoyma konusunda soruşturma açılmasının zor olduğunu savundu. Dava açmak konusunda babaya görev düştüğünü kaydeden Beyarslan, şöyle dedi: "Benden habersiz niye götürüyorlar diyerek dava açması lazım, hukuk mahkemesinde de tazminat davası açabilir. 15 yaşından küçük bir kızın velisi tarafından şikâyet yapılması lazım. Bir de kız da şikâyetçi olabilir, ‘Beni orada rızam olmadan tuttular’ diye. Etik bakımından, toplumun sosyal yapısı bakımından büyük bir problem aslında bunun televizyona çıkarılması. Bu düşünülmesi lazım gelen sosyal bir hastalık. Haber yapmak konusu televizyonda oldukça istismar ediliyor. Şahısların şerefleriyle oynanıyor."

Y.Ö.’nün 5 gün boyunca kaldığı Riva Otel’in Genel Müdürü Zeynep Ergincan, şunları söyledi: "Televizyonlardan kalan oldu. 18 yaş altındaki birisi velisi olmadan kendi başına gelip kalamaz. Acentenin rezarvasyonunda ise bu durumu acente üstlenir. Bazen isim ve soy isim bile verilmez. Bu kişinin kaç yaşında olduğunu bilmeyiz. Bize yansıyan bir şey yok. Kim tutup getiriyorsa o zaman vasisi gidip peşinde dolaşsın, ben mi dolaşayım? Acente tarafından gelenlerin yaşını bilmeyiz."






















Yazarlar