"Türkiye, geleceğini katlediyor"

TÜRKİYE 1996'da Kennedy'lerin favori ülkesi oldu. Önce 1963'te suikasta kurban giden ABD Başkanı J.F. Kennedy'nin oğlu J.F. Kennedy Junior geldi. Ardından da ağabeyi John Kennedy'nin kaderini paylaşan Senatör Robert F. Kennedy'nin oğlu Robert Kennedy Junior. Garanti Bankası'nın 50. yıl kutlamaları kapsamındaki "Yarına Dört Işık" adlı projenin tanıtımında bir konuşma yapacak olan Kennedy Junior'a göre, "Türkiye geleceğini katlediyor."
ABD'nin önde gelen çevreci avukatlarından Kennedy, Milliyet'in sorularını yanıtladı:
- Kennedy Ailesi'nin bir ferdi olarak Türkiye'ye nasıl bakıyorsunuz?
- Kenndy Ailesi, Türkiye'yle yıllardan beri ilgilenmiştir. Kültüründen tarihine kadar çok bilgiye sahiptir. Birçok ABD'li Türkiye'de neler olup bittiğinin farkındadır.
- Türkiye'de neler olup bitiyor?
- Türkiye'nin önemi, Asya'daki ilk demokratik Müslüman ülke olmasından kaynaklanıyor. İlk Müslüman cumhuriyet.
- Sizce Türkiye'nin Müslüman olması Avrupa'ya dahil olmasını engelliyor mu?
- Kesinlikle hayır. Biz Türkiye'yi Avrupalı olarak görüyoruz.
- Bildiğim kadarıyla ABD'liler Türkiye için ılımlı İslamı öneriyor.
- Doğru, çünkü ılımlı İslam, Müslüman bir toplumun demokratik ve laik bir rejimle yönetilmesi anlamına geliyor. Dogmanın ötesindesiniz. İnsanların tanrıyla sizin aranıza girerek nasıl davranacağınızı söylemesi yanlış. Atatürk de dindar bir insandı bildiğim kadarıyla, ama devlet ve din işlerinin ayrılması gereğini savundu ve laik düzen getirdi. Ve siz 70 yıldır bunu başarıyla sürdürüyorsunuz.
- Sizce iktidardaki RP ılımlı İslamı mı temsil ediyor?
- Hayır. Köktenci bir görünüş arzediyor. Bunun kanıtını da bu sabah gazetelerde okudum. Ordu, 60 kadar köktendinci subayı tasfiye etmiş. Köktendinci bazı davranışlar var ki, bu tedbirler alınıyor. Demek ki, cumhuriyetin savunucusu kurumlar var. O nedenle herhangi birilerinin gelip `Biz cumhuriyeti kaldırıp köktendinci bir İslam cumhuriyeti kuracağız' demesi çok zor görünüyor.
- Kennedy'ler politikacı bir aileydi. Yaşanan acılara rağmen bu tutku halen sürüyor mu?
- Evet. Kardeşim, amcam, kız kardeşim ve 32 kuzenimin neredeyse hepsi politikada.
- Siz neden avukatlığı seçtiniz?
- Ben çevre avukatıyım, bu da bir nevi politika yapmaktır.
- Bir çevreci olarak Türkiye'ye nasıl bakıyorsunuz?
- Çok iyi bakmıyorum. Öylesine kötü bir çevreci ki, bu onun ekonomik gelişmesini engelliyor ve kültürel sorunlara itiyor. Çok büyük çevre sorunlarınız var. Anlaşılır gibi değil, ama güzelim Boğaz 15 milyonun kanalizasyonu olmuş. Birkaç sene önce 400'ü aşkın balık türü vardı, şimdi birkaç düzine kalmış. Bunlar bir ulusun zenginlikleridir.
- Neden böyle oldu?
- Sanırım, Boğaz'ın çevresinde fabrikaların kurulmasına, kanalizasyonların Boğaz'a akıtılmasına izin veren askerler, hükümetler, resmi yetkililer bu korkunç katliama neden oldu. Bu güzellikler ulusun mirasıdır. Ve bu miras hükümet yetkililerince katledilmiştir.
- Biz sanayileşme sürecinde olan bir ülkeyiz. Bu süreç tamamlandığında sizce çevre açısından Türkiye hangi noktada olur?
- Eğer süreci bu duyarsızlıkla tamamlarsanız, bugün Tayland'ın ödediği bedeli ödemeye mahkum olursunuz. Onlar, kalkınırken çevreyi ihmal ettiler, şimdi ekonomilerini kemirecek kadar büyük bedel ödüyorlar.
Karadeniz'e bakın, ölüyor. Dünyanın en zengin deniz yataklarından biriydi. Turizm gelirleri sizin için önemliyse doğal güzelliklerinizi yitirdiğinizde onu kaybedeceğinizi de düşünmelisiniz. Acilen çevreyle ilgili yasalar çıkarmalısınız.