Yaşam Vaat tufanına karşı rehber

Vaat tufanına karşı rehber

02.07.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Vaat tufanına karşı rehber

Milliyet'ten okurlarına Kalaycıoğlu, bu benzetmeyi 3 Kasım 2002 seçimlerinde parti değiştirdiği gözlenen seçmenlerin oranının yüzde 43.9'a ulaştığını vurgularken yapıyor. (Radikal/14 Mayıs 2007)Türkiye'de siyasal örgütlerin uzun süre yaşayamaması ve ana akımları temsil eden siyasi partiler arasındaki ideolojik benzeşmenin farklılıkları törpülemesi bu durumun temel nedenleri olarak görülebilir. Çok büyük boyutlara ulaşan "kararsız" bir seçmen kitlesi ile olağanüstü bir akışkanlıkla her seçimde o partiden bu partiye dolaşan oylar 22 Temmuz seçimlerinde de önemli bir rol oynayacak.Siyasal partiler arasındaki ideolojik sınırların belirsizleşmesi, seçim meydanlarındaki vaatleri de benzeştiriyor. Bu benzeşme, "ne" yapılacağı kadar "nasıl" yapılacağı sorusunu da seçim yarışında önemli kılıyor. Siyasal partilerin kemikleşmiş bir seçmen tabanının olmaması ve yüzde 10'luk ülke barajına takılan partilere oy veren milyonlarca seçmenin parlamentoda temsil edilmemesi, Prof. Ersin Kalaycıoğlu'nun ifadesiyle Türkiye'deki seçimleri "Rus ruleti"ne çevirebiliyor! Milliyet, perşembe günü, bu soruların yanıtlarını içeren önemli bir yazı dizisi yayımlamaya başladı. Ankara Bürosu'ndan arkadaşlarımız Önder Yılmaz, Bahar Atakan, Aydın Hasan ve Gülçin Üstün, bütün araştırmalarda en önde görünen dört partinin seçim bildirgelerini karşılaştırmalı olarak okudular.Bildirgelerin eğitimden ekonomiye, dış politikadan çevre ve sağlığa kadar bütün bölümlerini analitik bir yaklaşımla ele alan arkadaşlarımız, benzeşen ve farklılaşan vaatleri irdelediler, seçmene verilen sözlerin gerçekleştirilme olasılığını uzmanların da yorumuyla sayfalarımıza yansıttılar.A&G araştırma şirketinin son ölçümlerinde, seçmenlerin yarısının oy vereceği partinin programını bilmediğinin ortaya çıkması, Milliyet'in bu vaat tufanı karşısında önemli bir çalışma yaptığını gösteriyor. Kime, niçin oy? Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün 23 Haziran Cumartesi günü Elazığ'da düzenlenen AKP mitinginde mertliği, yiğitliği ve siyasette doğru tutumu "erkeklik"le özdeşleştirmesinin üzerinde sadece Milliyet durdu ve manşetine çıkardı.Gül, geçen haftanın en çok tartışılan konularından biri olan bu sözleri için Ankara Temsilcimiz Fikret Bila'ya yaptığı açıklamayla kadınlardan özür diledi. Konuyu "Ayıp olmadı mı Abdullah Bey" başlığıyla kamuoyunun dikkatine getiren gazetemiz, Gül'ün sergilediği bu açık yürekli tutumu da "Kadınlardan özür diliyorum" başlığıyla manşetinden duyurdu.Fikret Bila'nın, büyük bir krizin ardından sonuçlandırılamayan cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda Başbakan Tayyip Erdoğan'dan aldığı değerlendirme de yankı yarattı. Erdoğan'ın, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın "Köşk için Abdüllatif Şener'in adını vererek AKP'yi yönetmeye kalktığı, bu tavsiyeye uymanın partisini bölebileceği" yolundaki sözleri, satır arası mesajlarıyla da ilgi gördü. Keza TBMM Başkanı Bülent Arınç ile Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, Abdullah Gül'ün yeniden cumhurbaşkanlığına aday gösterilmeyebileceği yolundaki mesajları da cumartesi günü manşetimizdeydi. Haber, AKP' deki Köşk sancısının 22 Temmuz sonrasında da süreceğinin işaretlerini taşıyordu. Bir yanlış, bir doğru Başbakanlık makamına tahsis edilen uçak, helikopter ve otobüslerin AKP mitingleri için kullanılması, muhalefetin tepkilerini içeren ve yasal durumu da irdeleyen dosyalarla perşembe günü birinci sayfamızda, cuma günü de manşetimizdeydi. Milliyet'in ısrarlı haberleri üzerine büyüyen tartışma, siyasette bu konuda da acil olarak etik bir çerçeve belirlenmesi gerektiğini ortaya koyuyor.Çarşamba günü İngiltere Başbakanlığı'ndan ayrılan Tony Blair, sandığa kilitlenen Türkiye'ye Milliyet'te yayımlanmak üzere kaleme aldığı bir makaleyle veda etti. Türkiye'nin gücünün üzerinde duran, terörle mücadelede ülkesinin deneyimlerini aktaran Blair'in yazısı, Avrupa Birliği'nin öneminin adeta bir demokrasi çıpası gibi vurgulandığı bölümüyle de ilginçti.Seçim sürecindeki tartışmalarla içine kapanan Türkiye'ye önemli mesajlar içeren makalenin başlığını hatırlatarak noktalayalım:"Tüm dünyanın gözü Türkiye'nin üzerinde!" dakin@milliyet.com.tr Blair'in çıpası

Yazarlar