Sonbahar ekinoksu

25 Eylül 2018

K2 Urla Nefes Alanı’nda, yaşadığı dönüşümü müjdelemek ve sonbahar ekinoksunu kutlamak amacıyla, 23 Eylül-6 Ekim 2018 günleri arasında ‘Ekinoks Günlükleri-Sonbahar 2018’ etkinlikleri düzenleniyor...
23 Eylül Pazar günü öğleden sonra, ‘Mekân Hikâyeleri ve Bedenin Ekinoksu’ adlı etkinlik için Urla Kuşçular’da, 45 dönümlük ormanlık arazideydik... Müzik, dans, şiir dinletisi ve mini konserle geçen, orman kuytusundaki saatlerde, sadece tabiatın sesleriyle birlikte ruhumuz dinlendi.
K2UNA ile nefes alanı yaratmanın ütopya olmadığını göstermekle beraber, sanatçıların doğayla iç içe yaşadığı ve ürettiği, insanın zihin, beden ve ruh olmak üzere tüm boyutlarının gözetildiği bir komünal yaşam kurgusu meydana getirilmesi hedeflenen ortam... Güzel bir örnek teşkil ediyor.
Yerleşkenin içinde bulunması planlanan, tamamı ahşap yapılardan oluşan, heykel, seramik ve ahşap atölyeleri, sanatçı konaklama alanları, açık hava sahnesi, mutfak, ekolojik tarım alanı ve çok amaçlı performans salonu gibi ortak yaşam ve üretim alanlarının yapımı sürüyor...
“Kültür, sanat ve ekolojik tarımı; çevresel duyarlılıkla birleştiren bir hayalde ortaklaşanların eseri ‘Ekinoks Günlükleri’ne katılır mısınız?

Yazının Devamı

Nasrettin Hoca, çaydanlık, üzüm gül veya horoz...

11 Eylül 2018

Heykel, sanatsal bakış açısıyla meydana getirilmiş üç boyutlu formlara denir... Güzel sanatların bir kolu olan ‘heykelcilik’ alanında yapılan eserler, tahta, demir ve alçı gibi maddelerden ya tabiattaki bir cismin benzerini yapar ya da yine bu maddeler yardımıyla bir fikri canlandırır.

Batı ülkelerinin değeri, bir bakıma kentlerinin çeşitli yerlerinde bulunan heykellerinden ileri gelir... İtalya’yı gezenler, meydanlarda, binalarda ve müzelerdeki harika heykelleri hayranlıkla izler.

Heykeller kentleri güzelleştirir, değerine değer katar...

Ülkemiz, eski Roma, Yunan, Urartu ve Hitit gibi önemli uygarlıkların beşiğidir... Efes, Sagalassos, Afrodisias kentleri ve Göbeklitepe, bugün bizleri şaşırtacak derecede gelişmiş, estetik düzeyde, eski medeniyetlerdir. Onları görerek ve hissederek yaşamamıza rağmen nasıl da günümüzde böylesine düzensiz ve estetikten uzak yerleşimler meydana getirdik diye düşünmeden edemiyor insan...

Estetik önemli

İzmir’de Nasrettin Hoca, Isparta’ da devasa güller, Rize’de çaydanlık, Denizli’de horoz, Nevşehir’de üzüm... Örnekleri çoğaltmak mümkün... Bu noktada bütün bu nesnelerin ‘ortak bir anlayış’la yurdun dört bir yanına serpiştirildiğini görüyoruz... Bu işlerin,

Yazının Devamı

Arkas Aegan Link Regatta

5 Eylül 2018

Kuşadası, İzmir, Bodrum, Mersin, Foça, Urla ve Ankara’dan gelen yelkencileri Çeşme’de buluşturan Arkas Aegan Link Regatta, dört günlük yarışların ardından sona erdi... 51 tekne ve 500’e yakın yarışçıyı ağırlayan organizasyonda 2018 yılının birincisi Arnes oldu. Yarışın genel sıralamasında Göztepe Yelken 1925 ikinci, Ladies First de üçüncü sırada yer aldı... Overall Kupa’yı alan Arnes, bir yıl boyunca kupayı taşıyacak ve seneye yeni şampiyona devredecek. Yarışı 5 yıl üst üste kazanan tekne de kupanın daimi sahibi olacak.
Yarış, 29 Ağustos akşamı Çeşme Marina Yacth Club’da yapılan açılış kokteylinin ardından, 30 Ağustos’ta Çeşme-Sakız UBS’yle başladı... Çeşme’ye rüzgâr yakışıyor. 1 Eylül Cumartesi günü Sakız’dan hareket eden ekip, rüzgârın hızının sürekli değiştiği parkurda oldukça çetin bir mücadele verdi... Dört gün boyunca toplam 50 deniz mili kat ettiler... Gündüz yarışıp gece eğlendiler... 2 Eylül akşamı, Before Sunset Beach and Resort’ta düzenlenen partide, kazanan ekiplere kupaları verildi... Törenin ardından Latin müziğinin en iyi seçkileriyle tanınan Ayhan Sicimoğlu ve Latin All Stars’ın performansıyla unutulmaz bir akşam yaşandı...

Marina sayısı artmalı

Her yıl artan yerli

Yazının Devamı

İyi ve güzele estetiğe uyanış!

28 Ağustos 2018

Tatil bitti... Ülkemizde uzun tatil seviliyor. Tatili kim sevmez? Tatil anlayışı kişiye ve şartlara göre değişiyor elbette. Kimine göre huzur, kimine göre bol aktivite... Ben bu tatilde yazlık evimde olmayı seçtim. Önceleri tatili fırsat bilip yeni yerler keşfetme hevesiyle seyahatler planlardım... Sıcak yerleri seçtiğimde yoruldum sıkıldım, serin yerlerde olduğumda mevsim güzelliklerini bünyem aradı... Sonuç, yaz tatillerinde en güzel yer evim dedim... Çocukluğumdan bu yana Çeşme Boyalık benim cennetim. Ev iyi hoş da sokaklara çıkmadan olmuyor... Çevre, maalesef cennetten cehenneme hızlı bir geçiş.

İtiraf etmeliyim ki, tabiat güzelliği ve vatan sevgisi bir yana, buralardaki yaşam koşullarının kötüye gitmesi, beni memleketimden soğutuyor...

Birlik olup güzeli, iyiyi, doğruyu hedefleyerek yaşam konforumuza sahip çıkalım. Aklımız fikrimiz turistlerde... Yerli yabancı sürekli çağırıyoruz, “Gelin, gelin; İzmir’e gelin, Çeşme’ye gelin”... Geliyorlar da ne oluyor? Altyapı yetersiz, derme çatma günlük çözümlerle kısa vadeli bir katkı... Çeşme perişan, her yerden insan fışkırıyor. Trafik berbat, sürücüler genel olarak yurdun başka yerlerinden ve nedense çok telaşlı ve kural tanımaz

Yazının Devamı

Bilinmeyen bir adanın öyküsü

21 Ağustos 2018

Yaz mevsimi ve tatil, duygularımı denize sürüklüyor… Okuduklarım yazdıklarımın içinde deniz hep var.

“Bilinmeyen Adanın Öyküsü” Jose Saramago’nun Nobel edebiyat ödülü almış, modern klasikler dizisinden çok sevdiğim bir kitap. Hayallerin, özlemlerin, amaçların ve kavuşmaların öyküsü.

“Yola çıkmayı hayal etmek bile, bir hedefi gözetmek, bir amaca ulaşmak, bir kavuşmayı özlemek heyecan verici olabilir. (…) ben bilinmeyen adayı bulmak istiyorum, o adaya ayak bastığımda kim olduğumu öğrenmek istiyorum. Bilmiyor musun ki, kendinden dışarı çıkıp kendine bakmadıkça kim olduğunu asla bilemezsin.”

Kitap kısa, fakat derin anlamlar içeren sembolist bir öykü. İnsanı hemen etkisine alıyor. Saramago’nun naif, basit anlatımının ardında derin bir felsefe yatıyor. Bir çocuk kitabı görünümünde ancak yetişkinleri uzun uzun düşündürüp sorgulatıyor.
Jose Saramago 1922 doğumlu. Zor koşullar altında yetişmiş, Lizbon’da eğitim görmüş, çocukluğunun büyük kısmını, yoksul bir ailenin oğlu olması sebebiyle kırsal kesimde geçirmiş. Makinistlik eğitimi görmüş, ama redaktörlük, çevirmenlik, editörlük, vb. işlerde çalışmış. 1979’da kendini tamamen yazmaya adamış. Yazdığı şiirler, oyunlar, öyküler, denemeler ve

Yazının Devamı

Dünya Varmış...

14 Ağustos 2018

Çeşme Marina’da, M. Ekrem İnözü, teknesi Anouk ile dünyanın ucuna yaptığı yolculuğu anlatıyor... Akdeniz, Atlantik, Madeira, Yeşil Adalar, Brezilya, Uruguay, Arjantin ve Şili...

Dünya denizlerinde geçen 20 yıl ve 100 bin milin öğrettiklerini Ekrem Bey’in huzurlu, sakin üslubundan dinlerken hayali bir yolculuğa yelken açıyorum.

“Teknem ile uzaklara gidip oradaki hayatları yaşamak istememin nedeni; bir şeylerden kaçmak, bir şeyleri ispatlamak ya da topluma arkamı dönüp ‘medeniyetten’ uzak bir yaşam sürmek değil. Kendi iç dünyamı keşfetmek, sınırlarımı zorlamak, yapılamayanı yapmak gibi amaçlarım yok. Bu geziyi ve diğerlerini dünyayı görüp kendimi eğitmek için yapıyorum.

Ushuiada’ da, en lezzetli mıhlama bizim teknede pişti. Horn Burnu civarında Kısmet’in zulasından çıkmış en lezzetli rakıyı 10 bin yıllık buzuldan kopmuş buzla biz içtik. Kuzey yarımkürede yakaladığımız balığı güney yarımkürede tekneye alan ilk tekne yine biziz. Pia Buzulu önünde ‘ilk’ pastırmalı yumurtayı da biz mi yedik?

Geziyor, değişik ülkeler insanlar görüp o uzak ülkelerin hayatlarını yaşıyorum. Gezdiğim ülkenin insanlarına ait yaşam tarzlarıyla, ülkelerin ekonomileriyle ilgili karşılaştırmalar yapıp iyisini,

Yazının Devamı

Çeşme’den Hisarönü Körfezi’ne

7 Ağustos 2018

Tatil günleri deniz kenarından ayrılama-yanlardanım… Benim için su, hayat demek. Dağ, kır, bayır, ormanda gezerken; bir yerlerden akan bir su bir göl ya da uzaklardan deniz görmek isterim. İzmirli olmanın ruh durumudur belki de bilemiyorum…

Çeşme’den Hisarönü Körfezi’ne gitmek üzere yola çıktık. Planımız, Marmaris’e varıp Marina’da bizi bekleyen bir yelkenli ile gönlümüzün istediği yere demir atıp saatsiz yaşamak. Yol boyunca rahat bir trafik ile bizi bekleyen tekneye varıyorum ve gezi psikolojisine giriyorum. Yani alıştığım, sürekli yaşadığım yerden koparak bir süre için de olsa sorumluluklardan kaçıyorum.

Marmaris Marina’da gece rüzgârlı, teknelerin salınımı ile yayılan sesler gece boyu uykumu zorluyor. Biraz yorgun bir sabaha uyanıp yola çıkıyoruz. Dirsek Bükü, Bozburun, Selimiye, Çiflik… Gezeceğimiz yerler.

Bu bölge, biz Çeşme yazlıkçıları için oldukça farklı. Deniz ve karada hayat doğal. Doğal hayatı özlemekle beraber biraz da konfor sevdiğimin iyice farkına varıyorum. Denizde yaşamak güzel ancak bir evin çatısı altında olup ta denize yakın olmak tercihim. Bahçemde çimlere basmak, denizden sonra bir ağacın gölgesinde uzanmak, en güzel dinlenme ve mutluluk anlarım…

Oldukça sıcak

Yazının Devamı

Çocuklarımızın doğum günleri

24 Temmuz 2018

“Bugün oğlum Haluk’un doğum günü”... O nedenle, benim için özel bir gün. Bugün doğanlara da küçük bir hediye olsun düşüncesi ile birkaç satır yazmak geldi içimden... Çocuklarımızın doğum günleri, çok değişik duyguları hayata geçiriyor. Ben çocuklarımın büyümesini, yetişkin olmasını büyük bir heyecan ve mutlulukla izlerken bir yandan yaşlanacak olmalarını da düşünürken, çelişkili ve mantık dışı bir hüzne kapılırım...” Yaşlanmak, uzun yaşamaktır” gerçeğini bile bile...
Annelik, daha pek çok tuhaflığı barındıran bir duygu durumu... Çocuk, doğduğu andan itibaren anne tarafından görünmez bir koza içine alınır... Çocuk nereye gitti, nasıl gitti, mutlu mu? Güvende mi, sağlıklı mı? Soruları hiç bitmez annenin içinde... Ve çocuk yetişkin olduğunda bile, bu tuhaf evham ve merak sürüp gider.
Annenin koruyucu ve kollayıcı olanı çok sevimli olmuyor... Oğlum, ilkokul çağlarındaydı, bir yazı okumuş bir dergide... ”Kavanoz çocuk” diye bir kavram... Bana şöyle demişti: “Bak anne, sana rağmen ben kavanoz çocuk olmadım...” Hepimizin yaşamında çocuklarımız ile ilgili anılar bitmez...
Oğlum Haluk’un bir yaşında olması nedeni ile rahmetli babam, bahçemizde kuzu çevirme partisi yapmıştı... Hayatım

Yazının Devamı